FÖŞ yazdı: 2022 ötesinde dünya ekonomisi
15 Kasım 2021Dünya ekonomisinde Yeni Çağ açılırken, büyüme, enflasyon, yapısal reform, gelir dağılımı gibi geleneksel konuları yazmaktan bunalan bir ekonomist olarak Bayram yerine gidecek ilkokul çocuğu kadar heyecanlıyım.
Artık 60 yaşındayım, ve bu fani dünyada bir 40-50 yılım kaldı, o kadar. Gitmeden bazı şeylerin değiştiğini görmek isterim. Mesela, birisi Elon Musk’ı karanlık bir sokakta yakalayıp, şöyle güzel bir marizine kaysa? Putin üstü çıplak gezerken, attan düşse? Erdoğan emekli olsa? FÖŞ Mars’ta 12 metre yüksekliğinde potaya çift ters smaç atarken kalp krizinden “hakka yürüse”? Jezz Bezos ve Cengiz Holding’in dünyaya yakın yörüngede dolaşan ilk asteroitte madencilik ve rezidans faaliyetlerini başlattığını görsem?
Hayatta gelecek vizyonunuz kadar yükselirsiniz. Bir şeyi hayal etmek size birkaç dakikalık keyiften fazlasını kazandırmaz, ama hayallerinizin gerçek olması için yapmanız gerekenleri öğrenmek ileriye götürebilir.
Bu kadar gaz-motivasyon yeter. Bilmem dikkat eden oldu mu, son birkaç makalem gelecekle ilgili. Yılın bu zamanında 2022 ve sonrası için bütçe-planlama yapan kardeşlerime ufak bir destek atıyorum. Her sabah kalkıp uzun erimli tahmin raporları arıyorum, beğendiklerimi de paylaşıyorum.
Bu sabah Google’da bir altın madeni buldum. JP Morgan “2022 Long-Term Capital Market Assumptions” raporunu yayınlamış. Başlık 2022, fakat raporda riskli varlıklarda önümüzdeki 10-15 yılın tahminleri var.
JP Mogan genelde geleceğe yönelik iyimserlik taşıyor, fakat para kazanmak pandemi dönemindeki kadar kolay olmayacak. “Geleneksel” olarak adlandırdığımız %40 hisse, %60 SGMK portföyünün ortalama dolar getirisi %4.3’e yavaşlayacak.
Yatırımcıların borsalarda tedavül eden (halka açık) varlıklar kadar, özel ihraç edilen (kapalı devre, private equity veya capital) türü menkulleri de portföye alması gerekecek.
Raporun bu kısmı benim için çok ilginç değil açıkçası, dünya ekonomisinin geleceği hakkında yazdıklarını dikkatinize getireceğim.
JP Morgan uzun yıllar sonra global enflasyon öngörülerini yükseltiyor. Raporda çok ilginç bir cümle var: Covid-19’un “yara izlerine” yani ekonominin dokusunda bırakacağı uzun vadeli hasara pek inanmamışlar. Öte yanda, pandeminin acısını azaltmak için hayata geçirilen para, bütçe ve gelir aktarımı politikaları uzun vadeli etki yapacak.
Bu politikalardan biri olan aşırı para basma (QE rejimi), global enflasyonu yükseltecek. JP Morgan “dünya ekonomisinde yeni dinamikler oluştu” ihtarıyla, bendenizin Ekonomide Yeni Düzen tezine kenardan destek atıyor. Önümüzdeki 10 yıl için global TÜFE tahminini %2.2’den %2.4’e yükseltiyor. Size çok cüzi bir revizyon gibi gelebilir, ama anlam ve önemi büyük. Şöyle ki, Merkez Bankalarının sıcak terler döktüren kabusu olan deflasyon korkusu geride kalacak. Tüm dünya “Japonlaşmayacak”.
Dünya ekonomisinde trend GSYH büyümesi 21ci Yüzyılın ortalaması olan %2.5’ten %2.2’ye yavaşlıyor. Sanayileşmiş ülkeler ortalamada %1.5/yıl genişleyecek, trendden çok farklı değil. Fakkatin, JP Morgan Çin ekonomisi hakkında oldukça karamsar. Gelişmekte Olan Ülkelerde (GOÜ) trend büyüme %6.0’dan %3.7’ye gerileyecek. Bu tahminin de önemi deryalar kadar. Beijing’in artık gırtlağa dayanan yapısal sorunları aşmak için büyümeden fedakarlık edeceği varsayımı var. Nedir bu yapısal sorunlar? Sabit sermaye yatırımı ve krediye dayalı büyüme modeli. İnşaat ve altyapıdan tüketim malları ve yüksek katma değerli ihracata dönüşmesi gereken ekonomik doku. Fikir güzel, Xi Jinping geçen hafta ömür boyu “demokratik olarak seçilmiş liderliğini” ilan ettiğine göre de, planın uygulanması zor değil. Ama yüksek büyümeye alışmış Çin vatandaşları Komünist Parti’ye sempatisini kaybeder mi? Yavaş büyüme ekonomide onyıllardır dağlar gibi biriken fuzuli kapasite, aşırı kaldıraç ve banka batıkları gibi hastalıkları hortlatıp mali krizlere neden olmaz mı?
Çin dışında kalan GOÜ için ise Gelişmiş Ülkeleri yakalamak hayal olacak. Düşük büyüme hızı diktatörlükleri iyice zorlayacak. Bu gelecek tasavvurunda, kaliteli büyüyen ekonomilere sıcak para ve doğrudan yabancı sermaye girer. Diğerleri yaya kalır, stagnasyonun (durgunluk) getirdiği sosyal huzursuzlukla boğuşur durur.
JP Morgan üstünde çok düşünülmesi gereken bir öngörü daha yapıyor: Bütçe dengesi ve borç yükünün istikrarlı seyri üzerine kurulan mali politikalar çöpe atıldı. Bir çok ülke daha fazla kamu borcu/GYH’ya tahammül ederek, Yeni Çağın gerektirdiği beşeri, altyapı ve teknoloji yatırımlarına teşvik verecek.
JP Morgan raporunda yok ama, ben ekleyeyim. Eğer “mali muhafazakarlar” saf dışı edilip, Hazineler “akıllı bütçe açığı” yani kaliteli ve sürdürülebilir büyümeye endeksli bütçe politikasına geçerse, hem karbon salınımı düşer, hem de özel sektörün üstüne yıkılacak olan iklim değişikliğini bertaraf etme faturası hafifler. Ek olarak, “faydalı dışsallıklar” yaratılabilir. Yani, iklim değişikliğiyle mücadele beraberinde daha yüksek verimlilik, yeni sanayi alanları ve yükselen refah getirebilir.
Bu raporu okurken bir yanda da Türkiye’yi düşünüyorum. Bizde gündem ne? Sedat Peker’in Ankara ve İstanbul’da fuhuş-kokain pazarlayan otelleri ifşa etmesi, 3600 ve EYT tartışması, muhalefete siyasi suikast tehditleri, Mehmet Barlas’ın psiko-depressif fantazileri. Yarına hazır değiliz, daha dünün kabusundan kurtulamadık desem?
FÖŞ
Büyük çabalarla ayakta tuttuğumuz İngilizce YouTube kanalımız Real Turkey Channel’i ziyaretinizi dilerim.
Şahsi websitemde doyurucu seminer içerikleri bulacaksınız.