TCMB Enflasyon Raporu enflasyon beklentilerini yukarı itti

TCMB’nin asli görevi enflasyonla mücadele. Bunu da temel araçları faiz politikası ve munzam karşılık oranları ile yapar. TCMB cari denge üzerinde etki yapacak hiçbir politika aracına sahip değil.  Bu sarih gerçeğe rağmen, “enflasyonu cari fazlayla düşüreceğiz” vaadi aslında “enflasyonla mücadeleden toptan vazgeçtik, kuru da kendi haline bıraktık” anlamına gelir.

Bu Başkan Erdoğan’dan kes-kopyala görüş tabii ki uzmanları kandırmadı.  Enflasyon Raporu sunumu ardından enflasyon tahminleri yükseldi.  TL de yeniden gerileme trendine girdi. Kesin olan, Kasım’da da faizlerin düşürüleceği ve TL’nin dipsiz kuyuya tekmelenmiş olması.

Bakalım uzmanlar bu garabetten de öte ucube Sunumu nasıl değerlendirdi:

ParaAnaliz yazarı Güldem Atabay 

Tüm zamanların en merak uyandırmayan Enflasyon Raporu’nu bu sabah saatlerinde Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu kamuya açıkladı. En net yorumu İris Cibre twitter hesabından yapmış:

“Kavcıoğlu mealen: Sanayi emtia fiyatları, yükselen petrol fiyatları, tedarik sorunları ve gıda fiyatlarında artış, enflasyonda yukarı baskı yapıyor, bu faiz, arttırımı gerektirse de, ticari kredileri düşürüp, inşaatçılarımızı sıkıntıya soktuğundan 300 bps faiz indirdik.”

İş Yatırım

Merkez Bankası yılın son enflasyon raporunda 2021 yılı enflasyon tahminini 4,3yp artırarak %18,4’e, 2022 tahminini 4,0yp artırarak %11,8’e yükseltti. Eylül-Ekim döneminde manşet enflasyon yükselirken 300 baz puan indirim yapılmasaydı Merkez Bankası’nı gerçekçi bulduğumuzu yazardık. Ancak Türk lirasının değer kaybettiği ve fiyatlama alışkanlıklarının bozulduğu mevcut dönemde tahminlerimizi Merkez Bankası’nın üzerinde tutmaya devam ediyoruz.

Ancak ihracatçı sektör yatırımlarının ve arz yönlü çözümlerin fiyat istikrarına olumlu katkı vermeye başlaması için uzun süre geçmesi gerekiyor. Dış talepten faydalanan sektörlerin iç piyasaya fiyat artışlarını yansıtma konusunda pazarlık gücü artıyor. Enflasyonla mücadeleye yönelik bu yaklaşımın, özellikle kısa vadede, sıkı para politikasının yerini alamayacağını, negatif reel faiz politikasının enflasyonu yukarıda tutmaya devam edeceğini düşünüyoruz.

Üretici fiyatlarında ve gıda fiyatlarındaki artışın etkisi 2021 enflasyonu ile sınırlı kalmayacak. Gıda fiyatlarındaki yükseliş, düşük gelirliler için ölçülen enflasyonu ve gelirler politikasını etkiliyor. Üretici fiyatlarındaki artış büyümenin güçlü olduğu bir ortamda yeni maliyetlerin tüketici fiyatlarına %30 civarında yansımasına neden olacak. Dolayısıyla gıda enflasyonunun yüksek gelmesi asgari ücreti yukarı çekerek, üretici fiyatlarındaki artış ise maliyet enflasyonu yoluyla 2022 enflasyonunu yukarı çekecek.

Ekonomist-Danışman Veyis Fertegligil

TCMB bugün yılın son “Enflasyon Raporu” nu sundu. Başkan Sn. Kavcıoğlu‘nun sunumunu biraz da şaşkınlıkla izledim. Burada enflasyon tahminlerinin detayları ve bunları tutup tutmayacağı bence çok önemli değil. Zaten uzun yıllardır Merkez Bankası istikrarlı biçimde hedefleri tutturamıyor. Bu yıl da TÜFE enflasyonun yüzde 20’nin altında gerçekleşmesi zor. Sunumda şaşırdığım nokta bankanın enflasyonla mücadeleyi tamamen bıraktığı konusunda verdiği izlenim. Dünyada fiyat istikrarı sağlanması konusunda havlu atan başka bir merkez bankasına pek rastlamadım.

Sn. Kavcıoğlu faizleri düşürüp kuru tamamen serbest bırakarak cari dengenin düzeleceğini söylüyor. Burada döviz kurlarında yaşanan dramatik artışların enflasyon üzerinde kalıcı ve yıkıcı bir şekilde etki edeceği düşünülmüyor mu? Enflasyonun geçici olduğuna dair yapılan açıklamalar hiçbir şekilde inandırıcı değil. Daha da önemlisi cari dengenin bu konuda hiçbir yapısal program hazırlanmadan ve Türkiye’nin bu koşullarında sadece kur artışı yoluyla sağlanacağına inanmak biraz saf bir yaklaşım. Türkiye’nin kronik yüksek enflasyonla yaşadığı yılları daha önce yaşadık. Bunun geniş halk kesimlerine yaptığı yıkım ve yarattığı yoksullaşmayı gördük. Yüksek enflasyonu indirmeden hiçbir makroekonomik dengeyi sağlayamazsınız.

Hem enflasyonun inmesi hem de cari dengeye kavuşmak mümkün. Ama bunun için tutarlı, gerçekçi ve kapsamlı ekonomik politikalar uygulanması ve ülkenin demokrasi, hukuk, adalet ve çağdaş eğitim alanlarında reformlar yapması; tutarlı ve belirsiz olmayan bir dış politika izlenmesi ve ülkede elverişli bir yatırım ortamının sağlanması gerekiyor. Maalesef bu durumdan çok uzağız. Öte yandan, cari denge ve fazlanın sağlanması ve yatırımların artması için nasıl bir yol haritası izleyeceksiniz? Yapılan faiz indirimleri sadece konut ve inşaat sektörüne ve belli başlı bazı müteahhitlere yaramakta. Bunun dışında reel sektör ve sanayiciler şu anda ekonomideki belirsizlik ve yüksek enflasyon ve maliyetlerden şikayetçi. İhracatçıların ithalata bağımlı olduğunu ve bir süre sonra onların da bu durumdan ve enflasyon artışından rahatsız olacağı kuşkusuz. İhracatın ithalata bağımlılığını indirmek için neler yaptınız ve yapmaktasınız? Alım gücü düşen ve evine yiyecek almakta zorlanan, artan ve artacak olan yakıt ve kömür fiyatları karşısında bu kışı nasıl geçireceğini düşünen geniş halk kesimlerinin sesine kulak veriliyor mu?

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın geçmekte olduğumuz yeni ekonomik model konusunda bir düşüncesi veya çalışması var mı? Bu kadar kötü yönetilen ( son günlerde örneklerini yaşadık) ve hiçbir çizgisi ve yönü olmayan savruk bir dış politika, gittikçe uzaklaşılan ABD ve AB ile hangi yabancı sermaye artışı ve yatırım ortamı iyileşmesinden söz edilebilir? Tüm bu konularda net yanıtların olmadığını ben de biliyorum ve bu durum çok üzüntü verici. Umarım TCMB ve ekonomi yönetiminin bu ne olduğu anlaşılmayan politikalarının sonucunda ülke daha derin bir krize girmez…

FÖŞ

Türkiye artık gulu-gulu ekonomisiyle yönetiliyor. İnceldiği yerden kopacak…

Merkez Bankası 2021 enflasyon tahminini 430 puanla yüzde 18,4’e çıkardı ama olsun faiz indirimi inşaat sektörüne gerekli

FÖŞ uyardı:  Ekonomi Sert Şoklarla Nakavt Olmak Üzere!

Enflasyon yüzde 20’yi aşabilir! & 2021’de dolar/TL durulmaz | Özlem Derici Şengül