Sosyal Medya

FÖŞ yazdı:  Ekonomide İkiz-demi stagflasyonu

30 Eylül 2020

Dünyadaki bütün önde gelen siyaset insanlarına sesleniyorum, yakarıyorum.  Lütfen bir kaç gün eliniz-ayağınız rahat dursun, kavga-gürültü çıkartmayın ki, Ekonominin Ulu Çınarı, Gönülsüz Mesih FÖŞ Türkiye ekonomisi hakkında iki satır analiz yazacak vakit bulsun, ya.

Üstelik çoğu zaman yaptığım gibi tamamen barsaktan üfürme, esip-köpüren bir AKP kritiği de yapmayacağım bu kez. Mademki kimse yazmıyor, pis bir iş de olsa, kendime görev edindim:  Ekonomi Eylül’de fena tökezledi. Hani futbol maçı olsa, hakem kasti faul çalardı. Ekim’den itibaren ise

İKİZ-DEMİ STAGFLASONU BAŞLIYOR

Bakın, nasıl burnunuzdan oltayla yakaladım sizi. Homo Sapiens maymun ataları gibi fevkalade meraklı bir yaratıktır. Bir şalterin ütünde büyük kırmızı harflerle “SAKIN indirmeyin, evren sona erer” yazsa da,  “Yok ya, ciddi mi acaba?”  diye şalteri indirir. Siz de ekonomiyle uzaktan-yakından zerre kadar alakanız olmasa da (ki yok, bu konuda yeni doğmuş bebek  kadar masumsunuz) “Ula, ikizdemi stagflasyonu ne ola, lo?”diye bir kaç satır daha okuyacaksınız. Bu arada Google bana trafik kaydedip cebime 2-3 kuruş ekstra para koyacak. Tipik bir kazan-kazan ortamı. Yani, ben ve Google kazanıyoruz, siz vaktinizi boşa sarfediyorsunuz.

“İkiz-demi” Türk finans literatürüne armağanım olan bir çeviri. “Twindemic” deyimin Türkçeleştirilmiş hali. Kuzey Yarım Küre’de kışın mevsimsel üst solunum yolu hastalıkları ile güç birliği yapan Covid-19’un (artık öyle dost olduk ki, ben ona ko-vi diyorum, makalenin geri kalanında ko-vi yazacağım), insanlığın burnundan girip entübasyon yoluyla ciğerinden çıkması. Stagflasyon ise ekonomik aktivite daralıp/yavaşlarken enflasyonun yükselmesi.

Evet Türkiye’yi kışın bekleyen akibet budur. Ama önce 2 basit grafikle size Eylül’de ekonominin nasıl teklediğini göstereyim. İlk tabloda Eylül’de yayınlanan tüm güven anketlerinin özeti var.  Bunlardan PMI olanlar Ağustos ayına ait, fakat Eylül’de yayınlandı.

Ağustos ayında hepsi “+” olan bu göstergelerden 6 tanesi Eylül’de negatife dönmüş.

Ek olarak, TUIK ve TCMB’nin  yayınladığı 3 sektörel güvene endeksi ve Reel Kesim Güven Anketi’nin ilerki aylara dönük kalemlerine bakalım (siparişler, moraller, bekleyen işler, vs). Grafik İngilizce, ama idare edin, mühim olan şekil. Grafiğin sağ ucuna bakın, manzarayı çakarsınız.

 

 

 

Çok Sevgili Abim Berat Albayrak’ın iddia ettiği gibi Ekim’de toparlanmaz mı bu göstergeler?  I-Ih. Niye?

Çünkü TCMB faiz artırmaya başladı.  Bakın aşağıdaki grafikte daha TCMB 200 baz puan faiz artırımına gitmeden kredi ve mevduat faizlerinin yukarı hareketine başladığını göreceksiniz.

 

 

 

 

 

Bugün  TCMB bankaları %11.09’dan fonladı. Bu sabah dolar/TL 7.78. Yani %11.09 piyasayı “kesmiyor”. Ne yapacak?  Geç Likidite Penceresi %13.25’e kadar gazlayacak efektif fonlama maliyetini.

O zaman olacakları da Burak Köylüoğlu’nun makalesinden nakledeyim:

“Şu an 200 baz puanlık faiz artışının üzerine en az 500-550 baz puan daha faiz artışı gerekiyor. TL mevduat faizleri %15-16 bandına çekilerek, TL yatırımcısı teşvik edilmeli ve hatta TL mevduatlarında stopaj oranı düşürülmelidir.

Diğer taraftan kurumsal, ticari ve bireysel kredi faizlerinin olması gerektiği nokta %18-20 bandıdır”.

 

Faizler “hedef düzeye” çıkarsa, banka verse de kimsede kredi alacak yürek kalmaz. Neden?  Bakınız: Yukardaki tüketici güveni ve sektörel güven endeksleri. Sizin geliriniz veya cironuz mafiş, nasıl olup da daha yüksek faizle kredi alacaksınız?

Şimdi gelelim bizi bekleyen  asıl tehlikeye. İkiz-demi kapıda.  Dün resmi rakamlara göre, 1.427  kardeşim daha ko-vi’ye yakalandı. Bu tablo  gerçek mi, ben susayım Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Nur Baran Aksakal konuşsun, kendisi aynı zamanda  Ankara İl Pandemi Kurulu üyesidir:

“İzolasyonun toplumdaki vaka sayısının tespit edilenden daha fazla olduğuyla ilgili tahminler de hesaba katılınca çok daha önemli hale geldiğini anlatan profesör şöyle devam etti: “Açıklanan vaka sayılarının her gün biriktiğini ve bu kişilerin izolasyon sürelerinin 14 gün boyunca devam ettiğini düşünün. Kümülatif olarak bakarsanız bu kişilerin 100 binleri bulması mümkün. Yani izole edilmesi gereken insan sayısının 100 bine yaklaştığını düşünüyorum.”

 

Nerde “izole” bu güzel kardeşlerim benim?

“Gördüğümüz çok enteresan haberler var. Pozitif olup düğün yapanlar ya da pozitif olmalarına rağmen misafir kabul edenler, kendileri dışarı çıkarak başka insanlarla temas edenler var”.

 

Ehh, kışın bittabiki günlük hasta sayısı yükselecek. Sağlık sistemi yorgunluktan bayılacak, bir de hastaneler aslında grip olup da “Ben ko-vi oldum galiba” diye koşanlarla dolacak. Ayıkla princin taşını ki,  pilav diş kırmasın.

Şimdi diyebilirsiniz ki, tamam bunları kabullendik, ama iç talep düşünce enflasyon da düşer. O zaman ne stagflasyonu. Düşer elbet, bu kadar faiz artırımı ve talep eksikliği karşısında düşmezse, yüzüne tükürürüm ben onun. Ama ne zaman düşer? Yine ben susayım (elimdeki TCMB faiz artırımının sonuçlarını içeren tek tahmin olan), Gedik Yatırım’ın 2 gün önce yayınlanan  strateji raporu konuşsun:

“TL’deki değer kaybı sürecinin durdurulmasını, makul bir makro senaryonun ön şartı olarak görüyoruz. TÜFE enflasyonunun 2021’in ilk aylarında %14-15 seviyelerine ulaşabileceği yönündeki beklentimizi de dikkate aldığımızda, TL’de stabilizasyon için para politikasında daha fazla sıkılaştırmanın gerekebileceğini düşünüyoruz”.

Tek örnek yetmez. O-key. Bu da HSBC’nin global ekonomik görünüm raporundan Türkiye öngörüleri. “Consumer prices” satırına dikkatinizi çekerim. Çift haneli enflasyon en erken 2021 sonuna kadar sürüyor.

 

 

 

 

 

Wallah, “Winter is Coming “ diyeceğim ama, bu garibanlar vatanında hiç “Yaz Gelmiyor” ki.

 

Burak Köylüoğlu:  Faiz artışına rağmen temel riskler halen masada

 

FÖŞ anlattı:  Ekonomi Eylül’de Tökezledi, Ekim’de Çakılacak

 

SAMEKS Bileşik Endeksi Geriledi

 

‘Faizde 2’inci artış dalgası’

 

https://twitter.com/AtillaYesilada1

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları