Reel Sektör
Azerbaycan ve Türkiye nihayet doğal gaz konusunda anlaştı
Yaklaşık bir yıl süren yoğun müzakerelerin ardından, Azerbaycan ve Türkiye nihayet Nisan ayında sona eren gaz ticaretini yöneten 20 yıllık…
Yaklaşık bir yıl süren yoğun müzakerelerin ardından, Azerbaycan ve Türkiye nihayet Nisan ayında sona eren gaz ticaretini yöneten 20 yıllık sözleşmenin yerini alacak yeni bir anlaşma imzaladı.
Anlaşma, genelde sıkılaşan bağlarını duyurmayı seven iki devlet için normalin dışında, sessiz sakin bir şekilde ilan edildi. Azerbaycanlı yetkililer, iki lider arasında bir imza töreni yerine, yalnızca e-posta yoluyla “geçici bir anlaşmanın” varlığını doğruladı. 20 Eylül’de Dubai’de düzenlenen bir enerji konferansında konuşan Türkiye’nin enerji bakan yardımcısı Alpaslan Bayraktar da yeni bir anlaşmaya varıldığını doğruladı, ancak ayrıntı vermedi.
Bu suskunluk, Türkiye’nin son savaşta Ermeni güçlerine kaybettikleri toprakların çoğunu geri alan Azerbaycan güçlerine geniş kapsamlı desteğinden sonra, Bakü ile Ankara arasındaki ilişkilerin kapsamını yansıtmıyor. Ancak, hem iki ülke arasındaki ekonomik öncelikler arasındaki farkı, hem de orijinal sözleşmenin 2001 yılında Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev ve Türkiye’den Süleyman Demirel tarafından imzalanmasından bu yana Avrupa gaz piyasalarının ne kadar değiştiğini gösterir nitelikte.
Söz konusu sözleşme, Türkiye’nin Azerbaycan’ın Şah Deniz Hazar doğalgaz sahasından Gürcistan üzerinden Güney Kafkasya veya Bakü-Tiflis-Erzurum boru hatlarıyla teslim edilerek yılda 6,6 milyar metreküp gaz ithal ettiğini gösteriyordu.
Azerbaycan Gaz Tedarik Şirketi’nin (AGSC) başkanı olan petrol şirketi SOCAR ile Türkiye’nin doğalgaz ithalat şirketi Botaş arasında yenileme görüşmelerinin bir formaliteden ibaret olması bekleniyordu. Ancak görüşmeler beklenmedik şekilde yaz boyunca sürdü. Fiyat konusundaki anlaşmazlıklardan Azerbaycan’ın iç ihtiyaçlarını ve tüm ihracat taleplerini karşılamaya yetecek kadar gaza sahip olmadığına dair söylentileri ateşledi.
Atlantik Konseyi’nin kıdemli uzmanı bölgesel enerji analisti John Roberts, ülkelerin yakın bağlarını dikkate alarak, “Azerbaycan ve Türkiye her zaman bir anlaşmaya varacaklar” dedi. Roberts, Eurasianet’e verdiği demeçte, “Türkiye arz çeşitliliğine değer veriyor ve Azerbaycan, Avrupa’ya gaz ihraç etmek için Türkiye’ye bağımlı” yorumunu yaptı.
TANAP hattı üzerinden ikinci bir sözleşme kapsamında Türkiye’nin Azerbaycan gazı ithalatı aksamadan devam ediyor. Ancak ilk sözleşmenin sona ermesi, bu yaz yaşanan alışılmadık sıcak dalgası sırasında hidroelektrik barajlarındaki düşük su seviyeleri nedeniyle doğal gaz santrallerine yüklenen Türkiye’yi zor durumda bıraktı.
Anlaşmanın yavaş yenilenmesinin arkasındaki temel neden, Azerbaycan ve Türkiye’nin çok farklı pazarlık pozisyonlarında olmasından kaynaklanıyor.
Türkiye cephesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AKP kamuoyu yoklamalarında görülmemiş bir düşüş yaşıyor. Erdoğan, 2023 seçimlerine ve artan enflasyon ve düşen lira nedeniyle zaten huzursuz olan ve ekonomik mücadele veren seçmenler için enerji fiyatlarını düşürmeye odaklanıyor.
Azerbaycan ise, devlet bütçesinin yüzde 60’ını finanse eden petrol ve gaz ihracatına büyük ölçüde bağımlı. Bu gelirler, ham petrol fiyatlarının OPEC tarafından uygulanan üretim kesintileri öncesinde ve pandemi tarafından olumsuz etkilendi. Bu yüzden ülkenin GSYİH’sinin geçen yıl yüzde 4,3 oranında daralmasına neden oldu. GSYİH’nın bu yıl yeniden artması beklense de Bakü’nün elde edebileceği her türlü ihracat gelirine ihtiyacı var.
Her iki taraf da ayrıntıları teyit etmese de yeni anlaşmanın yalnızca 2024’ün sonuna kadar süreceği ve Azerbaycan’ın Türkiye’ye spot bazında etkin bir şekilde gaz satacağı belirtiliyor.
Nisan ayında sona eren Azerbaycan-Türkiye sözleşmesinde olduğu gibi- uluslararası gaz ithalat sözleşmeleri, fiyatların genellikle ham petrol fiyatına endeksli olduğu, onlarca yıl sürecek şekilde müzakere edilmekte. Ancak, likit doğal gazın (LNG) küresel üretimindeki hızlı artış, gazın daha çok ham petrol gibi satıldığı anlamına geliyor. Bu uygulama, hala uzun süreler boyunca geçerli olabilen, ancak bölgesel “merkezlerde” günlük olarak hesaplanan fiyatlar üzerinden devam eden boru hattı sözleşmelerine sıçradı. Son zamanlarda boru hattı şebekelerinde, birkaç kaynaktan gelen gazın birden fazla alıcıya satılabilmesine ve piyasa fiyatının belirlenmesine olanak tanıyan bir sistem benimseniyor.
Temmuz ayında Türkiye, Türkiye’ye taşıyan iki boru hattı olan Güney Kafkasya ve TANAP’ta kullanılmayan “spot kapasite” Azerbaycan gazı için ihaleler açmaya başladı. Şimdiye kadar düzenlenen üç ihale, bu yıl için aylık ve çeyreklik bazda, 2022 ile 2024 arası için ise yıllık bazda kapasite teklif etti. Bu durum da henüz ulaşılan anlaşmanın sadece 2024’ün sonuna kadar uzandığının bir göstergesi.
Türkiye’nin kamuya ait doğalgaz ithalatçısı Botaş’ın tek teklif veren taraf olarak yalnızca Güney Kafkasya Boru Hattı’ndaki kapasite için teklif vermesi, AGSC’nin Avrupa’ya daha fazla ihracat yapılmasına izin vermek için kalan TANAP kapasitesini elinde tutmak istediği anlamına geliyor. Avrupa gaz fiyatlarının şu anki yüksekliği göz önüne alındığında bu ticari açıdan mantıklı bir hamle.
Botaş, bugüne kadar Güney Kafkasya Doğalgaz Boru Hattı’nda bu yılın sonuna kadar günlük spot kapasitesinin yaklaşık üçte birini rezerve etti. Söz konusu miktar eski sözleşme kapsamında yıllık bazda ithal edilen 6,6 milyar metreküpün yarısına tekabül ediyor.
Türkiye, AGSC’nin kendilerine gazı satmayı kabul etmesi durumunda Botaş’ın ithalatı artırmasına izin vererek, rezerve edilmemiş kapasiteyi mevcut olduğu sürece aylık ihalelerde sunmaya devam edecek.
Yıl boyu süren rezervasyonlar Bakü’ye önümüzdeki üç yıl için Türkiye’ye satacağı minimum gaz hacmini kestirme konusunda bir miktar güvence verirken, aylık ve çeyreklik bazda devam eden ihaleler Botaş’ın ithalat hacmini gerektiğinde artırmasını sağlıyor.
Spot kapasite ihalelerinin göstermediği şey, gazın hangi fiyattan satıldığı ve yeni anlaşmanın neden sadece üç yıl yürürlükte olduğu konusu. Satış fiyatlarıyla ilgili doğrulanmayan haberler, Ankara’nın istediği kadar olup olmadığı belirsiz olsa da, Türkiye’nin bir miktar indirim aldığını gösteriyor. Türk enerji danışmanı ve eski doğal gaz başkanı Arif Aktürk Eurasianet’e verdiği demeçte, “Fiyatın, İtalya PSV hub spot fiyatına göre, gazı İtalya’ya taşıma maliyetinin çıkarılarak ve üstüne yüzde 5 ila 8’lik bir indirim eklenerek verildiğine inanıyoruz” dedi.
Ancak anlaşmanın geçici niteliği, iki ülkenin ya anlaşmadan memnun olmadığını ya da Ankara’nın uzun süredir tutulmayan Nahçıvan’a boru hattı inşa etme vaatleri veya Azerbaycan’ın demiryolu bağlantısı gibi diğer çözülmemiş ekonomik sorunlardan kaynakladığını düşündürüyor. Ayrıca anlaşma, Türkiye’nin Rusya ile sona ermek üzere olan gaz anlaşmalarını yenilemesinden ve Karadeniz’de keşfettiği gazın varışından önce, olası gaz krizini önlemeyi amaçlayan geçici bir anlaşma olarak da yorumlanıyor. Roberts konuyla ilgili, “Azerbaycan ile şu anda nispeten kısa vadeli bir anlaşma bile, Türkiye’ye Rusya ile diğer yeni gaz anlaşmaları için devam eden müzakerelerde daha güçlü bir koz sağlıyor.” dedi.
Euroasianet.org
Çeviri: Cem Cetinguc
FÖŞ yazdı: Başkan Erdoğan’ı HANGİ kriz emekliye sevkedecek?
Enerji zamlarında kötü haber, iyi haber
İklim krizine uyum sağlamayan petrol ve doğal gaz şirketlerinin 1 trilyon dolar kaybetme riski var