Kerim Rota Yazdı: Zorunlu Karşılık Vergisi…
4 Ocak 2020Zorunlu karşılıklar,Bankacılık sisteminin Merkez Bankasında ihtiyaten bulundurmaları gereken tutarlar. Amaç Bankaların sonsuz para yaratabilmesinin önüne geçmek ve herhangi bir likidite krizi esnasında bu karşılıkların iade edilerek kullanılabilmesini sağlamak. Dolayısıyla tamamen Finansal İstikrarın sağlanmasına yönelik bir araç seti.
Mevduatın yanısıra, diğer borçlanmalar da Zorunlu Karşılıklar kapsamında. Böylece zorunlu karşılıklar sadece mevduat sahibinin değil, yurt içi ve yurtdışı kreditörlerin de emniyet subabı.
Borç para ile Kredi kartı harcamasını arttırmak
Türkiye uygulamasında ise bu aracın önce rezerv biriktirme sonra günlük para politikası aracı haline dönüştüğünü görüyoruz. Son yıllarda Zorunlu Karşılık ile elde edilmeye çalışılan faydaları kısaca hatırlayalım.
– 2011 yılına kadar Türk Lirası (TL) mevduatlar için TL, Yabancı para (YP) mevduatlar için YP cinsinden zorunlu karşılık tutulurdu. 2011’den itibaren TL mevduatlar için de YP cinsinden Zorunlu karşılık yatırabilme seçeneği sunuldu. (Rezerv opsiyon Mekanizması ROM) Uygulama o dönemde Türkiye’ye yüklü portföy girişleri olduğu sıralarda bankacılık sisteminin döviz kredilerinde çok açılmasını engellemeyi amaçlıyordu. Aynı zamanda TCMB’nin piyasayı TL’ye boğmadan kiralık rezerv biriktirmesini sağlıyordu. Dolayısıyla başlangıçta Finansal istikrarı koruma amacına uygun bir düzenlemeydi.
– Sonraları bu ROM kaynağının “kiralık rezerv” olduğunu hemen herkes unuttu. Bu şekilde brüt rezervler rahatça yükseldiği için “net rezerv” arttırma işi küçümsenmeye başlandı. TCMB’nin birçok söyleminde “önemli olan brüt rezervlerdir” şeklinde yaklaşımı gelişti. Hatta bu kiralık rezervlere güvenilerek 2012’de piyasalara pek de işe yaramayan yüklü müdahaleler yapıldı. Bu, borç alınan para ile hesabınızda para bollaşınca kredi kartı harcamalarınızı arttırmanıza benzetilebilir.
ROM’a bir kere alışınca bırakmak zor
– Zaman içinde TCMB kolay rezerv yaratmaya alıştıkça TL mevduatlar için yatırılması gereken neredeyse tüm tutarın YP olarak yatırılmasına izin verdi.
– ROM mekanizmasında aslında önemli bir zaafiyet vardı. Usd/TL 2,00 iken, TCMB 100 Milyon TL yükümlülüğü olan bir bankadan 50 Milyon Usd talep ediyordu. Ancak TL değer kaybedip 5,00e geldiğinde bu tutar 20 Milyon Usd’ye iniyordu. Kurlar 2018’den itibaren artmaya başlayınca buradan kaynaklanan rezerv kaybını telafi etmek için zorunlu karşılık oranları arttırılmaya başlandı. Bu aynı zamanda bankaların YP mevduat maliyetlerinin yükselmesi demekti. Bunu yaparken de, bu şekilde Bankaların YP faizlerini düşüreceği, YP mevduata yönelen mudileri de YP tutmaktan caydıracağı hesabı da yapılıyordu.
2019’dan itibaren Zorunlu karşılıklarda pek de alışık olunmayan yeni uygulamalar başladı
– TCMB’nin bir finansal istikrar aracını, kredisini arttıran bankalara ödül ödemesi olarak dağıttığını gördük. TL Kredi artışı belli bir eşiği aşan bankalara zorunlu karşılıkları iade edildi. Tabi ki artık zorunlu karşılıkların neredeyse hepsi YP olduğundan, iade edilen para birimi de YP oldu. Bu rezerv kaybının telafisi için de yine zorunlu karşılık oranları arttırıldı veya swap mekanizması ile yine kiralık alınan rezervler arttırıldı.
– Bloomberg haberine göre, YP zorunlu karşılıklardan komisyon alınmasına karar verilmiş. Komisyon tutarları Usd için yıllık %2,5, diğer dövizler için %0,25 olacakmış. Açıklamada uygulamanın ”ters dolarizasyonu teşvik” için olduğu da belirtilmiş. Yani mevduat sahiplerinin yabancı paradan TL’ye dönüşü böyle teşvik edilecekmiş. Bunu neden daha önce kimse düşünememiş acaba? Peki TL’ye dönüş için ortam uygun mu?
Negatif reel faiz ile dolarizasyonu kırmak mümkün mü?
Tabi ki beklendiği gibi olmayacak. Dolarizasyon güven kaybından kaynaklanan bir durum. YP mevduat faizinin inmesinin döviz tutma üzerinde bir etkisi olmadığını az biraz bu işlerle ilgilenen herkes biliyor.
2019 başında, kumanda ekonomisi hevesiyle, bankalara TCMB faizi %24 iken mevduat faizlerini %20’nin üstüne vermeme sınırı getirildi. Yabancı %24’ü görüp “Türkiye sıkı para politikası” uyguluyor diyecek, içeride ise çaktırmadan faizler 4 puan düşürülmüş olacaktı. Bu müthiş finansal mühendislik planı nasıl mı sonuç verdi? %20 mevduat faizi %17 net demek. O zamanlar enflasyon beklentisi %16 idi. %16 gibi yüksek bir faiz veya nette %1 reel faiz vaadine rağmen bırakın TL’ye dönüşü, YP mevduatlar 30 Milyar dolara yakın arttı. Sonra panikle gelsin arka kapıdan döviz müdahaleleri, gitsin swap piyasası yasakları. O da işe yaramayınca para politika aktarma mekanizması elinden alınan TCMB başkanına suçu yükleyip işten atılması.
Şimdi durum ne? Mevduat net %8,5 enflasyon beklentisi %10,07. Bu reel faiz tablosunda TL’ye dönüş başlarsa asıl finansal mühendislik o olur.
Zorunlu Vergi YP mevduat faizin düşürecek mi?
Peki bu zorunlu vergi yabancı para mevduat faizlerini nasıl etkileyecek? Usd için yıllık %2,5 komisyon, Usd Mevduat faizlerinde yıllık %0,50 kadar maliyetleri arttıracak. Euro’da bu sadece %0,05 olacak. Zaten YP mevduat faizleri alternatif yurtdışı borçlanma maliyetlerinin halen oldukça altında. O nedenle mevduat düşüşü Euro’da hiç olmayacak, Usd’de ise ortalama %0,50’nin altında olacak. Daha da ilginci büyük mevduatı olan müşterilere aşağıdaki ürünler sunulmaya başlanacak.
Dolarınızı swaplasak da mı saklasak, Altınlasak da mı saklasak?
Euro’da komisyon oranı düşük. Altın mevduatlarında ise hiç komisyon yok. Usd’deki komisyon oranı çok daha yüksek olduğu için yüklü Usd mevduatı olan müşterilere aşağıdaki teklifler gitmeye başlayacak;
– Dolarınızı swapla altına çevirelim. Böylece dolarınız yine dolar kalır. Sadece muhasebesi altın olur. Bu yolla mevduatınıza eski oranı verebiliriz.
– Dolarınızı swapla Euro’ya çevirin, aynı şekilde hiç faiziniz düşmez.
Sonuçta TL’ye dönüş gerçekten arzulanıyor olsaydı Altın mevduatlarının da bir YP tasarruf şekli olduğu gerçeğiyle yüzleşilir ve ona göre bir düzenleme yapılırdı. Oysa Altın mevduatına nedense komisyon muafiyeti tanınmakta. Bu altın kayırmacılığını da not düşmüş olalım. Unutulmuş ise düzeltilmesini bekleyelim, bilinçli ise de nedeni ileride nasılsa anlaşılır.
Kerim ROTA