Ekonomi
Dövize müthiş bir hücum olur!
CHP Ekonomi Masası TV’de CHP 24.Dönem İzmir MV. Rahmi Aşkın Türeli ve ekonomist Evren Devrim Zelyut kış aylarında vatandaşı nelerin…
CHP Ekonomi Masası TV’de CHP 24.Dönem İzmir MV. Rahmi Aşkın Türeli ve ekonomist Evren Devrim Zelyut kış aylarında vatandaşı nelerin beklediğini konuştular.
Zelyut, Türeli’ye, son derece kötü bir ekonomik tablo varken geçtiğimiz haftalarda açıklanan Orta Vadeli Program ile gelecek günlerde düzelme olup olmayacağını sorarak başladı. Türeli ise Orta Vadeli Program’ların 3 yıllık dinamik bir niteliği olduğunu, başarılı olması için kalkınma planları ve bütçe ile uyumlu olması gerektiğiniz söyledi. Bu programa bakıldığında ise kalkınma planı ile bağlantılı olmadığını belirterek, “Orta Vadeli Programa baktığımızda iyi niyet ve temenniler manzumesi şeklinde olduğunu görüyoruz” dedi.
Türeli, her sene OVP hazırlayıp, hedefler belirleyip sonra bu hedeflerin tutturulmamasının bir karşılığının olması gerektiğini söyleyerek, hedeflere neden ulaşılmadığının da ilgili programa konulması gerektiğini söyledi.
Her OVP’de Türkiye ekonomisinin yüzde beş büyüyeceğini belirtirken diğer hedeflerle nasıl uyumlu olcağını da ortaya koymanın gerekliliğini vurgulayan Türeli, ekonomi büyürken dış girdi bağı nedeni ile cari açığın artacağının ve bu hedefin de tutturulmayacağını işaret etti. Enflasyon ve işsizlik hedefleri için de uyumsuzlukların görüldüğünü söyledi. Programın kredibilitesi olmadığı için ekonomiyi yönlendirme özelliğinin olmadığını belirtti.
Ekonomist Devrim Zelyut ise özellikle an itibari ile hareketlenmeye başlayan enerji ve gıda fiyatlarının sorunlar yaratacağına değinerek, “Bu kış kur ve enflasyon imalatçı ve hane halkının canını yakacak dersek abartmış mı oluruz?” diye sordu. Türeli ise bu tespitte abartı olmadığını, enflasyonun en önemli gerekçelerinden birisi olan tarımda, çiftçi sayısı ve ekili biçili arazi miktarının düştüğünün bilinen bir gerçek olduğunu söyledi.
Türeli, Türkiye’de enflasyonun artışında iç nedenlerin daha baskın olduğunu buna yurtdışındaki tedarik sorunları ve emtia fiyatlarındaki artışın da destek verdiğini belirtti.
Türeli, üretici fiyatlarındaki artışın nihayetinde tüketicilere yansımasının kaçınılmaz olduğunu, ancak tam bunlar olurken Türkiye’nin enflasyon altında yer alan negatif faiz yoluna girdiğini, üstüne bir de faizin düşürülmesine dair söylemlerin insanları döviz, gayri menkul gibi araçlara yönelttiğini belirtti.
“İşler iyice çığırından çıkmıştır” diyen Türeli, Merkez Bankası’nın faiz indirmek için çekirdek enflasyonu baz aldığını ama çekirdek hesabı yapılırken sepetten çıkartılan malların vatandaş tarafından kullanıldığını, vatandaşa bir maliyetinin olduğunun altını çizdi.
Bu ülkede yaşayan vatandaşlar enerji ve gıda kullanmıyor mu? Bunları dışarıda tutarak hesaplamalar olmaz diyen Türeli, enflasyon konusunda toplumun beklentilerinin önemli olduğunu, bu beklentinin de Türkiye’de oldukça yüksek olduğunu ifade etti.
Türeli, “Önümüzdeki dönemde bu uygulanan politikalarla, bu kadar topluma güven vermeyen, Merkez Bankası gibi temel kurumların araç bağımsızlığını ortadan kaldıran bir yapı ile Türkiye’de enflasyonun önlemesi mümkün değil. Faizi de indirmek mümkün değil, faizi indirirseniz alternatif araçlara öncelikle döviz olmak üzere müthiş bir hücum olacaktır. Bunun sonucunda da bütün dengeler bozulacaktır. Dolar kurundaki yükseliş zaten maliyetler nedeni ile enflasyonu yukarı çıkartan bir etki yapıyor, doların yükselmesi demek yurtdışından dolarla ithal ettiğiniz her şeyin fiyatının artması demektir. Enflasyon yükselir, buna bağlı faizler yükselir. Türkiye’nin en temel sorunu bu; son dönemde hem kur yükseliyor, hem enflasyon yükseliyor, hem faiz yükseliyor, hepsinin beraberce yükseldiği, yukarı çıktığı, bir sarmal şeklinde birbirini etkilediği, belirlediği yapı var. Kısır döngü oluşmuş.” diyerek sözlerini bitirdi.
Cumhuriyet