Sosyal Medya

Çetin Ünsalan:  Enflasyon ve döviz dikiş tutmuyor

28 Nisan 2025

Ekonomi yönetimi rakamlar üzerinden enflasyon oyunu oynarken, eğilimleri okumak anlamında bakanlık ile merkez bankasının ayrıştığını görüyorsunuz. Her ne kadar ortaya konulan oranlar tartışmalı da olsa, şu bir gerçek ki Bakan Şimşek’in algı yerleştirmek için sık sık dile getirdiği dezenflasyon vurgusu karşılık bulmuyor.

 

Aslında bunun böyle olacağı en baştan belliydi. Sadece ısrarlı bir şekilde bunu insanları ikna aracı olarak kullanmaya kalkarken, gerçeklikle ilgiyi kopardıkları için, daha büyük bir öngörülemezlik yarattılar.

Merkez Bankası’nın son açıklanan ve 350 baz puan faiz arttırdığı PPK toplantı özetlerine baktığınızda, enflasyondaki yükselişten duyulan tedirginliği tüm haşmetiyle görüyorsunuz. Ayrıca 19 Mart’a yapılan atıflar da, zaten sıkıntılı olan ekonomik fotoğraf üzerinde kalıcı hasarlar bırakmış gibi gözüküyor.

 

Zaten rakamlar üzerinden ucu ucuna algı yöneten, enflasyon başta olmak kaydıyla verilerin gerçeğiyle yüzleşilmediği için, hayatın gerçekleriyle büyük sapmalar ortaya çıkarıp, bir de icat edilen hedef enflasyon üzerinden verilen gelir artışlarıyla sokağı tamamen çaresiz bırakan ekonomi yönetimi, fiili durum yaratma ısrarını sürdürecek mi, işte bu büyük tartışma konusu. Çünkü mızrak çuvala sığmıyor.

 

Siz ne açıklarsanız açıklayın, her hafta sadece semt pazarındaki harcamasına bile baksa, vatandaş büyük bir yoksullaşmayı, ümidini yitiren bir perspektifte derinden hissediyor. Keza sürekli maliyetleri artmasına rağmen, ÜFE’si düşürülen reel sektörün de farkı yok.

 

Yine eş zamanlı açıklanan bir veriye bakalım. Hane halkı enflasyon beklentisi… Hane halkı ile hedeflenen enflasyon arasında iki kat, reel sektör beklentisi ile arasında bir kat fark var. Tek ona yaklaşan, finansçıların beklentisi. Onun da ne kadar objektif olduğu tartışılır. Çünkü geçim ya da süreklilik üzerinden değil, dönemsel para kazanma kaygısıyla ortaya konulmuş ve açıklanan verileri baz almış olması yüksek ihtimal.

 

Bu haliyle enflasyonun tüm algı çalışmalarına rağmen dikiş tutmadığını gözleniyor. Ekonomi yönetiminin bir an önce verilerle yüzleşmesi gerektiğini anlaması şart. Öte yandan enflasyonu düzgün olmayan bir ekonominin döviz kurunun da gerçekçiliği ortadan kalkıyor. Zira sadece geçen yılın sonundaki değerin üzerine yüzde 44 Türkiye enflasyonu koyup, yüzde 3 ABD enflasyonunu düşseniz, rakamlar sene sonu öngörüleni, yılın başında gösteriyor. O da veriniz gerçekçi olmadığı için tartışmalı…

 

Nitekim hem siyasi anlamda gelişmeler, tatmin etmeyen ve eski süreçleri anımsatan bir soruşturma, onun ekonomiye etki etmemesi için yapılan harcamalar ve yakılan dolar ya da TL, hem birikmiş ekonomik riskler, hem jeopolitik konjonktürün de etkisiyle döviz mevduat hesaplarındaki artış yine yükseliyor.

 

Geldiğimiz nokta 195,5 milyar dolar. 220 milyar dolar seviyesindeyken akıl dışı KKM’yi icat edip, onun faturası ödeyip, sonra da düşük kur, görece yüksek faizle adı değişmiş ikinci KKM icat edilmesine rağmen dikiş tutmuyor. Ekonomi yönetiminin bir an önce hayatın gerçekleri ve gerçek verilerle yüzleşip, yol haritası oluşturması gerekir. Yoksa temenniyle buraya kadar.

 

[email protected]

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları