Sosyal Medya

Yağız Kutay

Yağız Kutay Yazdı: ‘Boykot Ekonomisinden Merkez Bankası Müdahalesine…’

19 Mart 2025 sabahı Türkiye ekonomisi yeni bir belirsizlikle uyandı. Ülkenin en büyük şehrinin seçilmiş belediye başkanı hakkında tutuklama kararı çıktı...

Yağız Kutay Yazdı: ‘Boykot Ekonomisinden Merkez Bankası Müdahalesine…’

19 Mart 2025 sabahı Türkiye ekonomisi yeni bir belirsizlikle uyandı. Ülkenin en büyük şehrinin seçilmiş belediye başkanı hakkında tutuklama kararı çıktı. Bu kararın sadece siyasi değil, ekonomik sonuçları da oldu. “Ekonomi siyasetten bağımsızdır” ezberi yine çöktü.

Ekrem İmamoğlu’nun 19 Mart’taki tutuklanması sonrası piyasalarda büyük bir sarsıntı yaşandı. Döviz kuru sert tepki Verdi. Borsa İmamoğlu’nun diplomasının iptali gününden itibaren %18’in üzerinde çakıldı. Borsa benzeri tepkiyi Gezi Parkı olaylarından beri vermemişti.

  • Dolar/TL kuru 36,57’den, bir hafta içinde 41,53’e fırladı.
    Kapalıçarşı’da ise 42 TL görüldü. Euro 45 TL’yi aştı.
    TL’nin sadece birkaç gün içinde %13’ten fazla değer kaybettiği bir dönem oldu.
  • Bankacılık hisseleri haftalık bazda %25’ten fazla düştü.
    Borsa İstanbul’da sert satışlar görüldü.
  • Türkiye’nin risk primi olan CDS, 255’ten 328’e çıktı.

Boykot Ekonomisi Gerçekleşti mi?

İmamoğlu’nun tutuklanmasından sonra sosyal medyada hızla yayılan çağrılar “2 Nisan Boykotu” adıyla örgütlendi. “Harcama yapma, kartını kullanma” söylemleri yaygınlaştı. Peki gerçekten etkili oldu mu?

BKM verilerin arkasındaki ipucu:

  • Ocak 2025: Günlük ortalama kart harcaması 44 milyar TL
  • Şubat 2025: 46,8 milyar TL
  • 2 Nisan Haftası (5 gün ortalaması): 38,2 milyar TL

Bu veriler, 2 Nisan’daki harcama boykotunun gerçek ve ölçülebilir bir etkisi olduğunu ortaya koyuyor. Enflasyonun %17 arttığı beş aylık sürede normalde harcamanın da artması beklenirken, bu haftalık düşüş ciddi bir sinyaldi. Uzun vadeli ve istikrarlı bir boykot daha net sorunlara gebe olabilir.

Tüketici güven endeksi de aynı dönemde düşüş gösterdi. 2023’ün kriz aylarındaki seviyelere geri dönüldü. İnsanlar büyük harcamalardan kaçınmaya, risk almamaya başladı. Beyaz eşya, otomobil ve konut satışlarında %20’ye varan gerileme sinyalleri geliyor.

Konut ve Kira Piyasası: Güvensizlik Etkisi

İstanbul gibi büyük şehirlerde siyasi belirsizlik doğrudan konut piyasasını etkiliyor.

  • Merkezi bölgelerde konut satışları durma noktasına geldi.
  • Ancak dövize endeksli yüksek kiralar sabit kaldı, hatta bazı yerlerde yükseldi.
  • Körfez ve Rusya kaynaklı yabancı konut alımları durdu.

Yeni projelere fon akışı zayıfladı, özellikle deprem riski taşıyan bölgelerde belediye kaynaklı kentsel dönüşüm projeleri sekteye uğradı. Bu sadece ekonomik değil, aynı zamanda kamusal güvenlik meselesine dönüşmeye başladı.

Merkez Bankası Müdahalesi

Tutuklamanın ardından piyasadaki panik havasını bastırmak için Merkez Bankası döviz rezervlerini kullanmaya başladı. 19 Mart’tan bu yana toplamda 39,5 milyar dolarlık döviz satışı yapıldı.

Geçtiğimiz hafta Merkez Bankası rezervlerinin yaklaşık 6,7 milyar dolar gerilediği tespit edilirken, bu düşüşle birlikte rezervler 2024 Eylül’ünden bu yana en düşük seviyesine ulaşmış oldu. Maliye bakanlığının 2 yıllık rasyonel politika çabası bir başka devlet kurumu tarafından çöpe atıldı. Her zaman olduğu gibi fatura kapalı zarfla vatandaşın posta kutusunda…

CHP’li Faik Öztrak da başka bir açıdan değerlendirdi. “İmamoğlu’nun gözaltısı, Türkiye’nin dış borç karşılığını 684 milyar lira artırdı. Bu parayla, bu yıl her emekliye 41 bin lira emekli ikramiyesi vermek mümkün.” dedi.

Bu müdahalelerle kurun kısa vadede patlaması önlendi. Ancak rezervlerin bu hızla erimesi, orta vadede daha büyük krizlerin habercisi olabilir. Truman Show filmindeki gibi farklı hikayelerle aynı şeyleri yaşıyor, deminden şimdiye geliyoruz.

İstanbul’un Stratejik Ekonomik Ağırlığı

İstanbul, Türkiye GSYH’sinin %30’unu tek başına üretiyor. Belediyesinin bütçesi (2024: yaklaşık 500 milyar TL), önemli bakanlıkları geride bırakıyor. Bu şehrin belediye başkanının siyasi olarak engellenmesi, sadece bir kişinin değil, oy veren milyonlarca yurttaşın kararına ipotek koymaktan başka birşey değil.

Kayyum atanmamasına ve aleni rahatsızlığı olan Mahir Polat’a ev hapsi kararına sevinir hale gelindi. Yargı eliyle kendi vatandaşına kumpas kuruluyor.

  • Belediye projeleri yavaşladı.
  • Yabancı yatırımcı gözünde risk primi tırmanışta.
  • Kredi akışında aksamalar ve ötelenen ödemeler kapıya dayandı.

Makul Ekonomi Kimin İçin?

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in 2023’te yeniden göreve geldiğinde söylediği “Makul politikalara dönmekten başka çaremiz yok” sözü hâlâ hatırlarda. Ancak bugün geldiğimiz noktada şu soruyu sormak gerekiyor:

Makul bir ekonomi, makul bir hukuk düzeni olmadan mümkün mü?

İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla birlikte Türkiye’de ekonomi, bir kişinin hapsedilmesinden çok daha fazla yara aldı.

  • Lira değer kaybetti,
  • Harcamalar düştü,
  • Merkez Bankası rezervleri tükendi,
  • Güven kaybı büyüdü.

Merkez Bankası Ne Yapacak?

17 Nisan günü sabit olması en güçlü senaryo. AA Finans’ın anketine katılan ekonomistler de politika faizinin %42,5’te sabit tutulmasını bekliyor. Güvenli liman olan yaz aylarına kadar yeni bir risk doğmadığı sürece de 19 Haziran ve 24 Temmuz’da da benzer senaryo bizleri bekliyor. Politika değişikliği için en erken tarih 11 Eylül…

Boykot çağrılarının sokağa yansımadığı düşünülse de ekonomiye yansıdı. Kartlar çekilmedi, alışverişler iptal edildi, insanlar susarak protesto etti. Devlet Bahçeli’nin İmamoğlu ile ilgili mahkeme süreçleri ivedilikle karara bağlanmalı açıklamasını ekonomik yansımalarıyla da değerlendirmek gerekiyor.

Eğer gerçekten “makul” bir düzene dönmek isteniyorsa, sırf faiz oranlarını ayarlamak veya rezerv harcamakla yetinmek mümkün değil. Siyasi ve hukuki istikrarın olmadığı bir yerde, boykotlar ve belirsizliğe sürüklenen piyasa koşulları maalesef kendini tekrar tekrar gerçekleştirecek.

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler