Sosyal Medya

Genel

YORUM:  Göçmen tepkisi sokağa taştı

      Ankara’nın Altındağ ilçesinde, 18 yaşındaki Emirhan Yalçın’ın bıçaklanarak öldürülmesinin ardından, mahallede toplanan yüzlerce kişi Suriyelilerin ev ve…

YORUM:  Göçmen tepkisi sokağa taştı

 

 

 

Ankara’nın Altındağ ilçesinde, 18 yaşındaki Emirhan Yalçın’ın bıçaklanarak öldürülmesinin ardından, mahallede toplanan yüzlerce kişi Suriyelilerin ev ve iş yerlerini taşladı. Olayların büyümesi üzerine mahalleye çevik kuvvet polislerin sevk edildiği aktarıldı.

 

Ankara Altındağ’da bir parkta çıkan kavgada bıçaklanan iki kişiden 18 yaşındaki Emirhan Yalçın’ın yaşamını yitirmesi ile önceki akşam başlayan olaylar, dün akşam saatlerinde boyutlanarak büyüdü. Suriyeli ve Afganlar’a ait evler taşlandı, bazı dükkanlar yağmalandı. Polisin olayları bastırmakta etkisiz kaldığı görülürken, bazı araçlar da ateşe verildi. Özellikle saldırıların yoğun olduğu bazı cadde ve sokaklardaki mültecilerin otobüslerle mahallelerden kaçırıldıkları belirtildi.

 

Kepenkler kırıldı, bazı dükkanlar yağmalandı

 

Ankara’nın merkez ilçelerinden Altındağ’ın, mülteci mahalleleri olarak anılan Önder ve Battalgazi mahallelerinde önceki akşam başlayan olaylar dün gün boyu devam etti. Suriyeli ve Afgan dükkan sahiplerinin büyük bölümü işyerlerini açmazken, bazı mülteciler geçici olarak evlerinden ayrıldı.

 

Bazıları ise evden çıkmayarak, olayların yatışmasını bekledi. Akşam saatlerinde ise ellerinde bayraklarla mahalleye gelen, tekbirlerle caddeleri dolduran kalabalık büyüdü. Kalabalık, Suriyeliler’e ait dükkanları taşladı ve bazı dükkanların kepenkleri yıkıldı. Bazı dükkanların ise yağmalandığı görüldü.

 

BBC News-Türkçe:  Altındağ’da gerilim sürüyor: “Bu yaşananlar ilk değil, artık Suriyelileri istemiyoruz”

 

Yaklaşık 50 bin nüfuslu Battalgazi mahallesinde en az 10 bin Suriyeli olduğu tahmin ediliyor.

 

BBC Türkçe’ye konuşan mahalleliler, Suriyelilerle aralarında yaşanan sorunların özellikle son yıllarda arttığını ve artık Battalgazi mahallesinde göçmen istemediklerini ifade ediyor.

 

Mahalle sakini Suriyeliler ise evlerine çekilmiş halde, dün yaşanan gerilimin bitmesini bekliyor.

 

“Dükkanlarının ruhsatı yok, vergi vermiyorlar”

Neredeyse konuştuğumuz her mahalle sakini, özellikle son yıllarda mahalledeki Suriyeli esnaf sayısının Türklere oranla çok arttığını ve bunun mahallede sosyal adaletsizliğe neden olduğunu düşünüyor.

 

Mahallede, Suriyelilerin dükkanlarının ruhsatsız ve denetimsiz olduğu, dolayısıyla vergi vermeden Türklere karşı haksız kazanç elde ettikleri görüşü hâkim.

 

Mahalledeki az sayıda Türk dükkan sahiplerinden biri olduğunu ifade eden Aydın, “7-8 senedir komşuluk yaptığım Suriyeliler var. İçlerinde çok iyi olanlar olduğu gibi çok kötü olanlar da var ama Suriyeliler geldikten sonra buradaki esnaf nüfusunu Suriyeliler oluşturmaya başladı” diyor.

 

Esas sorunun denetimsizlikte olduğunu düşünen bir mahalleli şöyle anlatıyor: “Dükkan açıp kapatırken çok rahatlar. Tek dükkanı üçe bölüp, üç farklı dükkan diye kiralıyorlar. Belediye ya da kaymakamlık bunun önüne geçmiyor, aksine göz yumuyor. Vergi vermiyorlar, ruhsat almıyorlar ama bu dükkanlarda her türlü şeyi satıyorlar.”

 

Bölgede nüfusları yıldan yıla artan Suriyelilerin, alışveriş yaparken Türklerden değil de Suriyeli esnaftan alışveriş yaptığına dair şikayetler de dile getiriliyor.

 

ANALİZ:  Şiddet kültürünü beslemek ve yoksullukla alay etmek

 

Erdoğan hükümeti ektiğini biçiyor. Kılıçdaroğlu ve Akşener’e yapılan saldırılarla alay ederek, “Daha neler olacak, neler. Bunlar iyi günler” diyebilen bir Başkan, halkın problemlerini şiddet kullanarak çözmesine de örnek teşkil eder.

Türkiye’de yoksulluk gittikçe yayılan bir problem. Ama, Erdoğan hükümeti bu gerçeği de görmüyor. Dün Meral Akşener’e saldıran meczup şu ifadeleri kullandı:

“Bana bağırmayın. Millet aç diyorlar. Kim geçim sıkıntısı çekiyormuş. Gelsin o geçim sıkıntısı çekene para vereyim, zekat vereyim. Öyle bir şey yok. Millet şunlardan bir kurtulamadı”.

Daha önce de Prof Yasin Aktay  göçmen sorunuyla ilgili görüşlerini anlatırken “Bugün bakmayın açız diyenlerin hiçbiri aç değil. Zaten aç olan insan ‘Açım’ diye bağırmaz. ‘Açım’ diyenler bu işin sömürüsünü yapan ve politize etmeye çalışan insanlardır” dedi.

 

Halkın acısına bu denli lakayt kalan, hatta alay eden bir hükümet sonuçlarına da katlanmak zorunda.

Türkiye gittikçe Gezi türü bir sosyal patlamaya yaklaşıyor. Bu tür bir faciayı önlemenin yolu basit.  Gereksiz kutuplaştırmalardan, katı ideolojik politikalar ve hayal mahsulü mega-projelerden vazgeçip, halkın sorunları ile ilgilenmek.  Erdoğan bunu yapacak mı?  Yapmazsa, kader ortağı Bahçeli erken seçim isteyecek mi?

 

Kaynaklar:  Cumhuriyet, T24, BBC News Türkçe

 

SON DAKİKA:  Meral Akşener’e Sivas’ta saldırı girişimi

 

Halk Saray’a sırtını döndü!

 

MetroPOLL: Her 10 seçmenden yedisi ‘Sınırlar sığınmacılara kapatılsın’ diyor

 

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler