Sosyal Medya

Döviz

KİB SABAH Analizi: Türk mali piyasalarında tansiyon azalma eğiliminde…

Türkiye yatışırken, dış piyasalar alıcılı. Trump'ın 2 Nisan kararları bekleniyor

KİB SABAH Analizi: Türk mali piyasalarında tansiyon azalma eğiliminde…

CDS 300 puanın altında

 

Türkiye siyasi ikliminde yaşanan gelişmeler ardından TCMB ve kamunun topyekûn almış olduğu önlemlere paralel tansiyonun da azalmaya meyil tuttuğunu görüyoruz. Şöyle ki, yabancı indinde Türkiye’nin beş yıl vadeli riskleri gösteren CDS risk primi, 323 baz puan seviyesine yükselmesi ve son bir yılın zirvesini test etmesi ardından dün 300 baz puan seviyesinin altına geriledi. Kamunun desteği ile başlayan lâkin dün genele yayılan alımların etkisi ile Borsa İstanbul ana endeksi günü %5’e yakın yükselişle tamamlarken, benzer şekilde bankacılık endeksinde de yükseliş %5 seviyesini aştı. USDTRY kuru, TCMB’nin geride bıraktığımız haftanın son üç gününde 26,6 milyar dolar nette satıcı olduğunu gösteren analitik bilanço verileri ardından dün itibariyle döviz talebinin hız kestiği hatta TCMB’nin net alıma geçtiğini düşünüyoruz.

 

TCMB dolar/TL’yi nerede savunacak?

 

TCMB’nin net yabancı pozisyonunun üç gün gibi kısa bir sürede 59 milyar dolardan 32,4 milyar dolar seviyesine gerilerken (bakınız grafik), rezervlerde yaşanan erimenin faturası her ne kadar ağır olsa da, USDTRY kurunun 38,00 seviyelerinde dengelendiğini görüyoruz. Bir süreliğine de olsa defans hattının geçtiği 38,00 seviyesinin yeni seviye olacağını düşünüyoruz. TCMB’nin olağanüstü PPK toplantısı ile faiz koridorunun üst bandını %46 seviyesine yükseltip fonlamayı da %42,50 olan politika faizinden yapmayı durdurması ardından piyasada iş gören referans faiz oranı %45,983 seviyesine yükselerek üst banda kadar geldi! Takasbank para piyasasında %48 seviyelerine varan eşleşmeler görmeye başladığımı da not etmemiz gerekiyor. Yaşanan panik satışlarının gölgesinde, iki yıl vadeli gösterge tahvilin bileşik faizinin %51 seviyesine dayandıktan sonra %47 seviyelerine kadar gerilediğini de hazır yeri gelmişken söyleyelim.

 

 

Ekonomi yönetiminden “ne gerekirse….” mesajı

 

Dün Türkiye cephesinde ekonomi yönetimi, tansiyonu azaltma ve yatırımcı güvenini tesis etmek adına ‘ne gerekiyorsa yapılacağı’ yönünde kuvvetli mesajlar vermeye devam etti. Bültenimizi yakından takip eden okurlarımız, bir dönem Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) Başkanlığı yapan efsane isimlerden Mario Draghi’nin EUR’yu kurtarmak adına, olağan bir ECB toplantısı sonrası “whatever it takes – ne gerekiyorsa yapacağız” yönünde verdiği kuvvetli mesajı hatırlayacaklardır. Bu minvalde, Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek ile TCMB Başkanı Karahan dün Citi ve Deutsche Bank tarafından düzenlenen yatırımcı sunumunda benzer minvalde konuştu. Döviz piyasasında yaşanan tahribata değinen Şimşek, ortaya çıkan ciddi döviz talebinin %60’ının yabancı, %30’unun şirketler, %10’unun ise bireysel kaynaklı olduğuna atıfta bulundu.

Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir önceki gün Kabine toplantısı ardından mevcut programa yönelik verdiği desteğe de atıfta bulunan Şimşek, ekonomik tablonun olumlu tarafına odaklanmayi hâliyle tercih etti. TCMB Başkanı Karahan ise döviz piyasasında dün itibariyle sakinleştiğine dikkat çekerken bu eğilimin süreceğini belirtti! Akşam saatlerinde Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz da BloombergHT’nin konuğu olurken, ne gerekiyorsa yapılacağına yönelik olumlu bir tablo sundu. Elbette, bu tip ‘yangın’ dönemlerinde yetkililerin güven telkin eden konuşmaları önem arz etse de, yatırımcıların sürecin hukukî boyutunu takip etmeye devam edeceğini de göz ardı etmiyoruz.

 

 

Dış piyasalarda son durum

Dönelim biraz da yurt dışı piyasalara. ABD, Ukrayna ve Rusya ile ayrı ayrı anlaşmalar yaparak deniz güvenliği ve enerji altyapılarına yönelik saldırıların geçici olarak durdurulmasını sağladı. Trump’ın göreve başlamasından bu yana taraflar arasında varılan ilk resmî uzlaşma olan bu anlaşmalar, savaşı sona erdirme yönünde önemli bir adım olarak görülüyor. ABD, Rusya’yla yaptığı anlaşmada bazı tarımsal ve gübre ihracatına yönelik yaptırımların kaldırılması için girişimde bulunmayı taahhüt etti. Kremlin, bu yaptırımların hafifletilmesini anlaşmanın yürürlüğe girmesi için şart koşsa da, Karadeniz’deki askerî faaliyetlerin durdurulması ve enerji tesislerine yönelik saldırıların otuz gün süreyle askıya alınması kararlaştırıldı. Trump bu gelişmeleri “büyük bir ilerleme” olarak nitelendirirken, Avrupa ülkeleri ise, Trump’ın Putin ile hızlı bir barış anlaşmasına varma çabasının kendi güvenliklerini tehlikeye atabileceğinden endişe duyduklarını belirtti.

 

Trump’ın 2 Nisan kararları bekleniyor

Asya borsaları, yatırımcıların ABD Başkanı Trump’ın yaklaşan ticaret tarifelerine ilişkin tutumunu netleştirmesini beklediği bir günde Wall Street’in izinden yükseliş kaydettiğini görüyoruz. Trump, 2 Nisan’daki tarife son tarihi öncesinde bazı ülkelere muafiyet tanınabileceğini söyleyerek piyasalara kısmî rahatlama sağladı. Ancak aynı anda Venezuela’dan petrol veya gaz alan ülkelere %25 ek vergi getirme kararı, ticaret savaşında yeni bir cephe açtı. Bu karar petrol fiyatlarını yukarı çekerken (Brent petrol 73 dolar seviyesinin hemen üzerinde işlem görüyor), Karadeniz’de varılan deniz güvenliği anlaşmalarının etkisiyle yükseliş sınırlı kaldı. Japonya, Güney Kore ve Hong Kong borsalarında hafif artışlar görülürken, ABD borsalarının vadeli işlemlerinde ise hafif de olsa kırmızı renk dikkat çekti.

 

 

EURODOLLAR ve BOJ

Dolar endeksinde son günlerde başlayan yükseliş eğilimli seyir devam ederken, EURUSD paritesi yeniden 1,0780 seviyelerine kadar gevşedi. EUR cephesinde Almanya süper harcama kaynaklı başlayan müthiş ve herkesi ters köşeye yatıran hareketin ivme kaybetmeye başladığını, ortak para biriminin ise son altı gündür gerilediğini, teknik göstergelerin ise ilave gerilemeye imkân tanımaya devam ettiğini görüyoruz. Japonya Merkez Bankası (BOJ) Başkanı Ueda, gıda fiyatlarındaki kalıcı artışların ekonomide genel bir enflasyona yol açması hâlinde faiz artırımı yapılmasının kaçınılmaz olacağını söyledi. Japon tahvil faizlerinin 2008’den bu yana en yüksek seviyeye çıkması dikkat çekti. Altın fiyatları rekor zirveye yakın seyrederken, petrol fiyatlarındaki artış Venezuela yaptırımlarının etkisini yansıttı.

Mali piyasaların gündeminde bugün İngiltere’de enflasyon, ABD’de ise ekonominin gidişatına ışık tutan dayanıklı tüketim mal siparişleri takip edilebilir.

 

Emre Değirmencioğlu,  Kıbrıs İktisat Bankası

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler