Sosyal Medya

FÖŞ yazdı:  Gelişmekte Olan Ülkeler—Yol bitti

11 Ağustos 2021

 

 

Fed içinde şahin isyanı var. Çok fazla para basıldığını düşünenlerle enflasyon furyasının kalıcı olabileceğinden endişe duyanlar, basın üzerinden güvercin çoğunluğa yaylım ateşi açıyorlar. Özellikle konut fiyatları ve kiralarda artış şahinleri çok ürkütüyor, çünkü tarihi tecrübe bu fiyat artışlarının geri çevrilmesinin çok güç olduğunu gösterdi.

 

Eğer Delta varyantı ABD’de ekonomik aktiviteye sert bir darbe vurmazsa, Fed yıl sonundan önce tahvil alımlarını ayda $120 milyardan $80 milyara indirecek. Bu geleceği fiyatlayan Dolar Endeksi bugün 93.155’le 2021 zirvesini zorluyor. ABD 10 yıllık DİBS getirisi ise öğle saatlerinde %1.37’ye vurdu.  Hala yıl sonunda %2’ye yükselir der FÖŞ.

 

Enflasyon ise geçici değil. Bu konuda ayrı bir makalem planlama aşamasında. Ama sıcak meze olarak Füsun S Nebil’in “Çip Krizi Otomotiv Sektörüne 110 Milyar $’a Mal Olacak” başlıklı  makalesini okumanızı öneririm. Link aşağıda:

 

https://www.paraanaliz.com/2021/genel/fusun-nebil-cip-krizi-otomotiv-sektorune-110-milyar-a-mal-olacak-g-10683/

 

Planladığım makalenin ana fikri şu:  Tedarik zincirlerinde aksamalar geçici değil, en az 2 yıl sürecek. Bu süre zarfında Fed-AMB hedefleri üstünde seyredecek enflasyon, beklentileri de zıvanadan çıkartarak acil parasal sıkılaştırma gerektirecek.

 

Aslında bu kadarı bile burnuna kadar döviz borçlu Gelişmekte Olan Ülke (GOÜ, Piyasalar = GOP) şirketleri için facia demek.   Borçların faiz ve anaparasını ödemek cirodan istihdam ve sabit sermaye yatırımına ayrılacak payın azalmasına denk geliyor.

Fakat, buraya kadar hikayeyi GOÜ’i takip eden herkes ezberledi. Hikayenin yeni olan faslı Asya. Evet, pandemide azimli hamleleri ile virüsü bertaraf ettiği düşünülen Asya. Maalesef Asya’nın aşılama kampanyası yerine karantina ve kapanmalar üzerine kurulu Covid-19’la savaş stratejisi her ülkede çöktü.

Halihazırda salgının başladığı Wuhan Eyaleti’nin yine karantina altında olduğunu biliyor muydunuz?  Ama Güney Kore, Singapur, Tayland, Endonezya, Malezya, hatta Avustralya ve Yeni Zelanda bile tecrit stratejisini başarıyla yürütemediler. Niye önemli anlatacağım.

Dünyayı bir konveyör kuşağı olarak görün. Afrika ve Latin Amerika Asya’ya ham madde satıyor. Asya bunlardan ucuz ve orta katma değerli sanayi mamulleri üretip, başta ABD ve Avrupa, tüm dünyaya satıyor.

 

Latin Amerika’da hala günde en az 100 bin Covid-19 vakası ve 2.500 ölüm rapor ediliyor. Afrika’da Ağustos başında yeni bir vaka zirvesi kaydedildi. Bu zirvelerin işgücü verimliliğini etkilememesi imkansız. Maden ocağı veya kakao tarlasına   hastalık girdi mi, üretim filan kalmaz.

Ama sorun daha büyük, hasta işçiler tarafından hazırlanan/hasatı yapılan ham maddeler de virüs taşıyabilir ve bu  yolla Asya’da sıçrar.  Asya’da üretim aksadığında, ABD ve Avrupa’da arz daralacağı için fiyatlar zaruri olarak artar.

 

Bu noktada Çin’e özel bir parantez açmak zorundayım. Xi Jinping’in ne yapmaya çalıştığı hiç belli değil. Yeni teknoloji şirketleri adeta kamulaştırıldı. Uzmanların çoğu finansal ve doğrudan yatırımcılara Çin’e gitmeyin diyor. Çin ABD’yle giriştiği  amansız yarışta en büyük avantajı  hızla boy atan yeni teknoloji şirketleriydi. Bunların Beijing’in sıkı denetimi altında yaratıcı güçlerini korumaları imkansız. Bazı kaynaklara göre, şimdi de sayıları 12 bini aşan Çin’li milyarderlerin üstüne gidilecek. Özetle Çin, ülkeyi zenginleştiren “altın yumurtlayan kazları” kesmekle  meşgul. Ekonomisinin sadece konjonktürel nedenlerle değil, seküler, yani trend olarak yavaşlaması çok yüksek bir olasılık.

Bu anlattıklarım şahsi fikirlerim de değil. 10 Ağustos’ta bir not yayınlayan OECD, 38 üye ülkesinden çoğunda 2021 büyüme zirvesinin geride kaldığını öngördü. ABD, Çin, Japonya ve Avrupa’nın bazı ülkelerinde ivme kaybı belirgin.

 

OECD’nin saptadığı nedenlerle benim gerekçelerim benzer değil:  Covid-19 korkusu yüzünden insanlar ev dışında tüketimi kısıyor.  Fakat, OECD bulguları tezimi destekliyor: Gelişmiş Ülkeler’den gelen talebin daralması da GOÜ’i zor durumda bırakacak.

GOÜ araştırmaları ile ünlü olan Capital Economics’in Hindistan Büro’su kıdemli ekonomisti Shilan Shah GOÜ için geleceğin karanlık olduğu görüşüme katılıyor. Shah’a göre yeni Covid-19 dalgaları ilkine nazaran daha az ekonomik hasar üretiyor. Velakin, her dalga GOÜ devletlerinin zaten sınırlı olan bütçe ve parasal direncini de biraz daha kırıyor.

Ek olarak, Delta’nın yayılması ile turizmde toparlanma birkaç sene ötelenirken, Çin’in yavaşlaması ona emtia ve ucuz yarı-mamul sanayi ürünleri satanları zor durumda bırakıyor.

Global fonlar da GOP’ın sonbaharının geldiğini farkettiler. International Institute of Finance kayıtlarına göre, Temmuz ayında GOP’a net finansman girişleri 10 ayın en düşük düzeyi olan $7.7 milyara geriledi. Özellikle büyümeye hassas hisse senetlerinden $10.5 milyar kaçmasını not edelim.

GOÜ’in bu badireleri aşması bir kaç yıl sürecek. Ama, zamanları kaldı mı? Geçen Pazartesi Birleşmiş Milletler Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), küresel iklim durumu hakkında en son kapsamlı raporunu sundu.

Rapor’daki bulgular Türkiye dahil tüm GOÜ hükümetlerinin uykularını kaçırmalı. İklim değişikliği artık geri dönülmez eşiği aştı. Bu eşik 1.5C ısı artışı. GOÜ’in iklim değişikliği ile mücadele için (toplu olarak) senede $200-300 milyar taze kaynağa ihtiyaçları olduğu hesaplanıyor. Bulamazlarsa, turizmi kaybedecekler, su sıkıntısı ve tarımsal mahsul kaybı yaşayacaklar. Sağlık sistemi iyice zorlanacak. Göçmen istilasına uğrayacaklar.

Üstelik, önde gelen GOÜ’i yönetenlere bakın:  Brezilya’da Bolsanaro, Hindistan’da Modi, Rusya’da Putin, Çin’de Xi, bizde Erdoğan. Sizce bu isimlerden hangisi uzun vadeli planlama ile yukarda saydığım tehlikeleri bertaraf etmeye hazır görünüyor?

 

FÖŞ

 

 

 

 

 

 

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları