TÜSİAD’dan ikinci açıklama, SABAH’tan  yaylım ateş

TÜSİAD geri adım atmadı: “Ekonomik kalkınmayı hukuk devleti ile kalıcı hale getirebiliriz”

Geçtiğimiz hafta genel kurul toplantısında hükümete yönelik eleştirilerinin ardından Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras hakkında açılan dava sonrası TÜSİAD’dan beklenen açıklama bugün geldi.

“Patronlar kulübü”nden yapılan açıklamada bugüne kadar olduğu gibi genel kurulda da Türkiye’nin kalkınması ve tüm toplumun menfaati hedefiyle yapılan tespit ve önerilerin demokratik kurum ve kurallara saygı ile katılımcı demokrasi ilkesi çerçevesinde şeffaflıkla dile getirildiği vurgulandı.

TÜSİAD: “Bağımsız ve tarafsız şekilde, ülkemizin refahı ve kalkınmasına katkı sağlayacak konuları gündemimize alıyoruz”

Açıklamada, “Ülkemiz için çalışan, üreten, istihdam sağlayan iş insanları ve sanayicilerin gönüllü birlikteliğini temsil eden TÜSİAD olarak; bağımsız ve tarafsız şekilde, ülkemizin refahı ve kalkınmasına katkı sağlayacak konuları gündemimize alıyoruz. Türkiye’nin dünyadaki rekabet gücünün yükselmesine katkı sağlıyor; uluslararası iş dünyasındaki temsil gücümüz ile ülkemizin yüksek menfaatleri doğrultusunda çalışıyoruz. Kamuoyunda derneğimize yöneltilen eleştiriler dahil her konunun dile getirilmesi, Türkiye’de tartışma ve demokrasi kültürünün zenginliği olarak görülmelidir” ifadeleri kullanıldı.

TÜSİAD imzalı açıklamada, “Ekonomik kalkınmanın ancak insan hakları temelli, katılımcı demokrasi ilkesini benimsemiş bir hukuk devleti ile kalıcı hale” getirebileceğinin altı çizilirken, Türkiye’yi ileri taşıyacak ortak hedefe katkıda bulunmanın iş ülkesine karşı sorumluluğu olduğun belirtildi.

TÜSİAD Başkanı Orhan Turan “Sussak gönlümüz razı değil” demiş ve son dönemdeki yargısal uygulamaları eleştirmişti

TÜSİAD’ın 13 Şubat’ta İstanbul’da düzenlediği toplantıda Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras ve Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan’ın eleştirel tonu yüksek açıklamaları AK Parti ve hükümet ile MHP’nin de tepkisini çekti.

Sözkonusu toplantıda TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, “Sussak gönlümüz razı değil. Hukukun üstünlüğünü, hemen ve tam olarak tesis etmeden ne ekonomide ne toplumda ne iç ne de dış politikadaki sorunlar çözülebilir. Toplumsal kutuplaşmanın yerini, toplumsal uyuma bırakması, siyasette yumuşama ve siyasi alanın genişlemesi, sorunlarımızın çözümünü mutlaka kolaylaştıracaktır. Bu noktada, terör sorununun kalıcı olarak ortadan kalkması en büyük dileğimizdir. Ancak şunu da görelim: izlenmekte olan sürecin başarısı ile, hukuk devleti ve demokratik standartların iyileştirilmesi arasında birbirini besleyen karşılıklı bir etkileşim vardır. Biri olmadan diğeri eksiktir. Hukukun üstünlüğünü tesis edersek, tüm sorunlarımızı konuşarak, ortak akılla çözebiliriz” demişti.

Turan, “10 küsur sene önceki olaylara, şimdi yeni soruşturmalar açılıyor. Tutuklu milletvekillerine, siyasi parti liderlerine ve belediye başkanlarına sürekli yenileri ekleniyor. İster seçimle ister atamayla gelen kamu görevlilerinin görevlerinden alınmasının yeni örneklerine şahit oluyoruz. Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, galiba artık şirket kurmaktan daha kolay” sözleriyle son dönemdeki yargılama süreçlerine dahil eleştirilerine de ortaya koymuştu.

SABAH ne cevap verdi?

TÜSİAD’ın 2ci açıklaması AKP’ye yakınlığıyla bilinen SABAH Gazetesi’den anında sert tepki aldı. “TÜSİAD’dan demokrasi kılıfıyla yeni mesaj! Kirli geçmişlerini unuttular” bailıklı haberde şu ifadeler kullanıldı:

Eski Türkiye’ günlerini özleyen, Türkiye’deki her darbe girişiminde aktif rol oynayan TÜSİAD, Olağan Genel Kurul’daki skandal açıklamalardan geri adım atmadı. Kirli geçmişini unutup demokrasi maskesi ile topluma mesaj vermeye çalışan TÜSİAD, yaptığı açıklama ile ülkenin refahına katkı sağlayacak konuları gündemlerine aldıklarını savundu. Aynı TÜSİAD, 12 Eylül’de kapatılmayan tek dernek olmuş, 28 Şubat’ta ise darbecilere açık destek vermişti. Gazete ilanlarıyla hükümetleri tehdit eden TÜSİAD, Gezi kalkışması ve 17-25 Aralık’ta da yine en ön plandaydı.

Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi de TÜSİAD’a yüklendi

Bir gün önce yayınlanan makalesinde Selvi, uzun zunu TÜSİAD’ın “demokrasi karşıtı” siyasi hamlelerini sıralarken, şu ifadleri kullandı:

Siyasi parti değiller, adayları yok. Ama siyasete ayar vermeyi, rejimin muhafızlığını yapmayı bırakmıyorlar. Keşke ‘TÜSİAD Partisi’ kurup siyasete girseler de toplumda karşılıklarının ne olduğunu görseler.

Eski Türkiye’de askeri vesayet ve yargı vesayeti vardı, bir de TÜSİAD vesayeti vardı. 12 Mart’ta askerlerin demokrasinin üzerinden tankla geçtiği karanlık günlerde kuruldukları için midir, yoksa küresel bağlantıları nedeniyle midir hep zinde kuvvetlerin yanında yer aldılar.