Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Bir de gerçeği bilseler…’
6 Şubat 2025OECD, ülkelerin yıllık enflasyonlarını mercek altına aldı ve Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü üyelerinin ortalama enflasyonunu yüzde 4,7 olarak açıkladı. Elbette bunun içinde yer alan Türkiye ise tam 10 katı enflasyon artış hızıyla dikkat çekti.
Peki neydi bu oran? Yüzde 44,4… OECD içinde bize en yakın ülkenin enflasyonu ne dersiniz? Yüzde 5,2 ile Kolombiya… Sadece bu tablo bile yeterince dramatik durumda olduğumuzu ve kişi başına gelir açısından bile problemlerimizin önemli ölçüde yönetilmeye muhtaç olduğunu ortaya koyuyor.
İşin bu tarafı zaten yeterli ölçüde dramatik. Ama bundan daha büyük sorunlarımız var. Mesela bu oran TÜİK tarafından açıklanan ve kimsenin ikna olmadığı, gerekçe olarak da çok daha yüksek yıpranmalar yaşadığı gerçeğinin ortada durduğu bir kriter değil mi?
Öncelikle bir de gerçek yaşadığımız sıkıntıyı ortaya koysak, yani verilerimizle yüzleşsek ya da Bakan Şimşek’in göreve geldiği gün kullandığı tabirle rasyonel olsak, nasıl bir fotoğraf ortaya çıkacak?
TÜİK her fırsatta bunun bir enflasyon oranı olduğunu ve satın alma şiddetinin ya da tercihlerinin hissedilen etkiyi değiştirebileceğini söylüyor. Esasen teknik olarak doğru. Ama şayet ülkenizde nüfusun büyük bir kısmı açlık sınırının altında gelire sahipse ve tüketimi üç başlığa, gıda, barınma ve ulaştırmaya odaklandıysa durum değişir.
Zaten TÜİK de bunun farkında olacak ki, bu başlıkların veri sepeti içerisindeki ağırlıklarını düşürdü. Niye? Bize daha güzel bir enflasyon açıklamak için. Belki gerçeği yansıtmayacak ama bu 10 katlık fark başka nasıl iner?
Bir hayal perdesi içerisinde gelirlerin düşürüldüğü, giderlerin kat be kat arttırıldığı bir yaşam mücadelesinde, gerçek olmayan veriler sadece bireylerin satın alma gücündeki yıpranmanın dozunu arttırmıyor.
Ülkede aynı zamanda üretici enflasyonundaki sıkıntı da, öngörülemezliği arttırıyor. Bitmedi. Buraya kadar her şey biz bize ve ne yazık ki bu sorunla yüzleşmeye cesareti olmayan bir ekonomi yönetimine sahibiz.
Peki ya derecelendirme kuruluşlarının notlarından, ülkede yurtdışından gelerek doğrudan yatırımlar yapanların hali ne olacak? Bu konuda Arjantin’in uluslararası alanda davalık olduğunu biliyoruz.
Düşünsenize bireysel gelirlerinizi makyajlasanız ve bu halinizle bankalara giderek kredi talebinde bulunsanız, bankalar da size inanarak kredi çıkarsa, ödeme güçlüğüne düştüğünüzde neler yaşarsınız?
Yunanistan’ın bu yolla Avrupa Birliği fonlarını kullandığı ve sonrasında başına neler geldiğini hatırlıyor musunuz? Hemen 2008 krizinden sonraydı ve ciddi tartışmalara neden oldu. Şimdi başa dönüp tekrar soralım.
OECD’nin10 katı yükseklikte enflasyonumuz var. Peki bir de gerçeği bilseler ne olur?