Çetin Ünsalan: Sorun senet mi, meblağ mı?
3 Şubat 2025Senete filigram geliyor. Aslında çok uzun zamandır eleştirdiğimiz konulardan birine neşter vurulmuş. Sermaye ya da gelir yetersizliğinin bir uzantısı olarak toplumumuzda yer bulan ‘kırtasiyeden al senedi ve gör işini’ uygulaması belli kurallara bağlanacak.
Bilhassa senet sahteciliğinin önüne geçilmesi için, bunların da kayıtlı hale gelmesi ve filigram yöntemiyle kontrol altına alınması amaçlanıyor. Bence son derece önemli bir bakış açısı. Ama eksik. Neden?
Öncelikle bir problemin önüne geçiyoruz. Senedi kırtasiyeden alıp, borçlanma olanağı ortadan kalkacak. Bunun kötü niyetle kullanılmasını önlemek güzel. Kayıt altına alınarak miktarların bilinmesi adına da önemli.
Fakat yaklaşımın eksikliği şurada: Anlaşılan o ki, konu sahteciliği önlemekten öte, tüketimin kısılmasını sağlayacak, enflasyonla mücadelenin bir aracı olarak görülüyor. Senetle borçlanma yöntemini ortadan kaldırmak sadece işleri zorlaştırır, ama ihtiyaç olan tüketimin azalmasını sağlamaz.
Yani sorunun kendisini çözmüyor; sadece olumlu bir adım atılıyor. Talep ya da tüketim başlıkları gıda, ulaştırma ve barınma üçgenine sıkışmış bir vatandaş gerçeğinde, gelirleri kısıp, kredileri kesip, kredi kartlarını daraltıp, senedi de ortadan kaldırırsanız ne olur?
Sadece açık hesap borçlanmaları, veresiye defterlerini, zaten yasal olmayan tefeciliği azdırırsınız. Bunu yapabilmeniz için, insanların satın alma gücünü rahatlatarak meseleye başlamanız gerekir.
Aksi takdirde bugünkü ekonomik koşullarda, alışverişi daha çok kayıt dışına iter, burada da kötü niyetli insanların daha rahat hareket etmesini sağlarsınız. Hatta fiyat kontrolleri de bu sayede tamamen elde kaçırırsınız. Bu durum eksikliklerden sadece biri.
En az bunun kadar önemli olan amacın enflasyonla mücadele etmek olduğunu anladığımız bu yöntemle sıkıntının rahatlıkla ulaşılabilirlikten çok meblağda olduğunu hatırlamamız gerekiyor.
Defaten sordum, tekrar sorayım. Hazine ve Maliye Bakanlığı cevabını biliyorsa açıklasın. Şu an çek ya da senet yoluyla yapılan borçlanmada bu evrakların adedini değil, miktarını biliyor mu? Ancak resmiyet kazananların istatistiğini tutabilir.
Şu an ister filigramlı senet olsun, isterse de çek şunun önünde bir engel var mı? Alıyorum evrakı önüme ve istediğim rakamı yazıyorum. İşte asıl problem burada. Çünkü bu unsur sermaye kısıtından kaynaklandığı gibi, ürünler daha satılırken şüpheli alacak haline dönüştürüyor ve daha kritik olan emisyona para sürülüyor.
Yani ben cebimdeki çeke 1 milyon TL yazdığımda ve bu paranın bankada karşılığı olmadığında sadece borçlanıp, alacak riski mi yaratıyorum. Bunlara evet ama bunun da ötesinde aslında emisyona para sürüyorum. Zira yazdığım rakamın karşılığı yok.
Aynı durum senet için de geçerli. Şayet bu problemi çözemezseniz, mesela evrakların üzerine rakam yazıp, karşılığında belli bir oranda parayı teminat altına almazsanız ve ödenmemesi halinde sorumluluğu evrakı verene yüklemezseniz, yine işin içinden çıkamazsınız, yine enflasyonu dizginleyemezsiniz. Yani bizim asıl hedefimiz senet sahteciliği ya da kötü niyetli kişiler mi?
İfade ettiğim gibi onlar yine kendilerine oyun alanı bulacaklar. Ama bankadan alınan çek ya da yetkili noktadan alınan senet sistemine geçseniz de, üzerine yazılacak rakamı kontrol edemediğiniz sürece ekonomiyi rayına oturtamazsınız.