Çetin Ünsalan: Teknoloji mi; teknolojim mi?
22 Ocak 2025Trump şaşırtmadı… ABD’de başkanlığı devraldığı gün, hemen ardından imzaladığı kararnamelerle Dünya Sağlık Örgütü’ne destek konusundan Paris Anlaşması’na kadar bir dizi taşı yerinden oynattı.
Bir tarafta Meksika ve Kanada’ya uygulamaya koyduğu kararnameler, öte tarafta ABD’de doğanların durumunu düzenleyen meselelere ve elbette Çin’e kadar uzanan zincirde önceki söylemlerinin ilk hamlelerini yaptı.
Bundan sonra çok ilginç bir dünya zemininde olacağız. Sonuçları nasıl olur, bilinmez, ama en önemli görüntü teknoloji şirketlerinin yöneticilerinin adeta ip gibi dizilip, yaptıklarını onaylarcasına sergiledikleri duruştu.
ABD, kendi ekonomisi açısından haklı olabilir mi? Elbette olabilir ama bu onun sorunu. Burada kimin haklı ya da haksız olduğundan çok değişen bir bakış açısının ve dinamiğinin okumasını yapmamız gerekiyor.
Dünyanın en değerli markalarını ve cirolu şirketlerini arkasına alan Trump, patron mu, siyasetçi mi birbirine karışan bir görüntü içerisinde, agresifleşen bir tavırla ekonomik dinamikleri yerinden oynatacağa benziyor.
Bunun en büyük kırılma noktası ise teknoloji olacak. Eğer yarışta öne geçmek, bazı şeylerin gelişimini sağlamak, arz güvenliğini temin etmek gibi başlıklardan konuyu okursak, elbette her ülkenin kendi çıkarlarını gözetme ilkesi üzerinden yapılanlar anlaşılabilir.
Fakat 20. Yüzyılın patronculuk oynayan ve modası geçmiş tavırlarıyla, paylaşım ekonomisinin esas alındığı veri çağını nasıl birlikte okuyacağız, asıl yanıtı aranması gereken soru bu.
Hazır asker biçiminde fotoğraf veren teknoloji aktörlerine baktığımızda, adeta bir sürecin başlangıcını anlatıyor gibiydiler. Sanki bir teknoloji taarruzu başlatılacak da, onlar da gerekli sözleri almışlar ve bekliyorlar gibi bir hava vardı.
Peki verilerin bu kadar kıymetli olduğu ve açık kaynakların konuşulduğu, bilhassa bilimsel çalışmalardan bilgi paylaşımının ön plana çıktığı biyoinovasyon, biyoteknoloji gibi alanlarda ortak hareket etme kültürünün dikkat çektiği bir ortamda bu durum nasıl şekillenecek?
Veri güvenliğinin göz ardı edilerek, her şeyin bir emtia haline dönüştüğü ve güçlünün veriyi elinde tutup kullandığı bir dönemin başlangıcının kokusu geliyor. Yani asıl gümbürtü, adeta para kazanmak için her yol mübahtır anlayışının görüntü verdiği bu resmin ürkütücülüğünde okunmalıdır.
İklim krizini umursamayan, teknolojiyi paylaşmak yerine tekeline almaya çalışan bir yaklaşımın, çalışma arkadaşlarını kovabileceğine inanan bir zihniyetin, emek tanımaz bir tavrın dünyaya hamil olmasının sonuçları ne olacak?
Bir karakterden değil, bir anlayıştan söz ediyorum. Yani dünyaya yaklaşırken teknolojiden değil, teknolojimden bahseden, bunu satan ya da tehdit malzemesine dönüştürme potansiyeli olan, yapay zekâyı hangi amaçla kullanacağı konusunda soru işaretleri taşıyan bir grup, dünyayı nereye taşır?
Bence Başkanlık devir teslim töreninde ve sonrasında okunması gereken en kritik fotoğraf buydu. Haftanın ilk günü bir kırılma diye nitelendirerek yorumladığım bu süreç, teknoloji patronlarının verdiği görüntüyle daha değişik bir hal aldı.
Artık Grönland, Kanada ya da Çin meselesini buradan, lojistikten teknolojiye rekabet üzerinden okumak durumundayız ve pozisyon alırken de bu hesapları iyi yapmalıyız.