Sosyal Medya

Çetin Ünsalan: Bir kırılmanın başlangıcı

20 Ocak 2025

2025 yılının Ocak ayının 20’si… Bu tarihi bence not defterinize kazıyın. Çünkü zorlu bir sürecin başlangıcını ifade ediyor. ABD seçimlerini kazanan Trump Başkanlık görevini devralıyor.

 

Bir önceki döneminden zaten yeterince tedirginlik yaratan uygulamaları bir kenara dursun, daha göreve gelmeden dünya ekonomisinde bir risk unsuru olmayı başaran bir yönetim anlayışından söz ediyoruz.

 

Bilhassa uygulayacağı gümrüklerle, şu an zaten kırılganlığı çok artan düzeni büyük ölçüde bozmaya aday bir ismin, kendi ülkesinin çıkarlarını düşündüğünü söylemek mümkün. Fakat Kanada’dan Avrupa’ya, Meksika’dan Çin’e kadar enflasyonist etkileri bu fiyatlamalarla düşürmeyi başaran ülke, faiz azaltım sürecinde, enflasyonu tekrar yukarı yönlü itmeye neden olabilir mi? Olanaksız değil.

 

Bunun FED’i enflasyon – faiz ikilemine, hazır sonuç almak üzereyken tekrar sokabilme ihtimali var mı? Tamamen mümkün değil demek zor. Uygulanacak vergilerle, dünyada enflasyonu tetikleme ihtimali mümkün mü? Yüksek olasılık…

 

Tüm ekonomi raporlarına Trump risk unsuru olarak geçiyor ve meselenin sadece Kanada, Meksika ve Çin ile sınırlı kalmayacağı belli. Kanada’yı kendine katılıp, 51. Eyalet olma teklifini bile getiren sınır tanımaz tavır, her ne kadar ret alsa da, Grönland’daki kamuoyu anketinde yüzde 50’nin üzerinde katılım iradesinin servis edilmiş olması da düşünmeye değer.

 

Çünkü mesele bir kuru mal alıp satma savaşı değil. Bilhassa iklim krizi ile birlikte Çin’den ABD’ye kadar uzanan hatta, lojistik yollarının kuzey kayacak olması, bu hatta liman tutmayı da stratejik bir konu haline dönüştürdü. Yani Trump’ın Kanada ve Grönland çıkışı, kapristen değil, yeni lojistik güzergâhı gerçeğinden kaynaklanıyor.

 

Bu konuda detaylı bilgi almak isteyenler Prof. Dr. Harun Gümrükçü’nün, bu alanda kitaplaşan çalışmalarını inceleyebilirler. Okuduğunuzda ve yerinden aktarılan tespitlerde, bu hamlenin çok da tesadüfi olmadığını anlıyorsunuz.

 

Fakat Kanada’ya ‘bize mal satıyorlar’ diyerek çıkışını gölgeleyen, hatta kendilerine mal satan herkesi hedefe koyan Trump, arada Avrupa Birliği’ni de unutmadı. Onların da listede yeri olduğuna dair üstü kapalı bir mesaj verdi.

 

Elbette bu lojistik savaşta Rusya – Ukrayna hattında yaşananları da enerjinin dışında bu noktada da değerlendirmekte fayda var. Ama Çin ve Rusya’nın da çok teslimiyetçi olmayacağı açık.

 

Ukrayna hattında yaşananların sert bir savaşa dönmesinden, Çin’in de teknolojik anlamda hamleye hamle karşılığı vermesinden işlerin kızışacağını anlıyoruz. Nitekim daha gitmeden Biden yönetimi Türkiye’nin de içinde olduğu ülkelere çip ihracatına sınırlama getirdi. Belki Çin’e karşı olduğu kadar sert değil, ama orta kademede sınırlandırılan ülke kapsamında yerimizi aldı.

 

Düşünün ki bir de Trump döneminde her konuda bu öncelikli politika olacak. Gözüken o ki, zorlu ve kırılmalarını da beraberinde getiren, korumacılığın arttığı, hazır olanların fırsatlardan yararlanabileceği, açıkta olanların dayak yiyeceği bir sürecin başlangıcını yapıyoruz.

 

Bu fotoğrafta enflasyondan ihracat pazarlarındaki daralmaya kadar önümüze çok başlık çıkar. Elbette bu çatışma finansmanı da güçleştirir ya da şartlara bağlı kılar. Anlayacağınız ilginç bir döneme ve paylaşım savaşının kızıştığı bir sürece başlangıç yapıyoruz.

 

[email protected]

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları