Sosyal Medya

Çetin Ünsalan:   KKM’den çıkarken…

13 Ocak 2025

 

Ülkede ekonominin düzeldiğine dair işaretlere baktığımızda hepsi birbirinden şenlikli. İşsizliğin düştüğünü açıklayan bir ekonomi yönetiminin, iş aramaktan ümidini kaybedenlerin artmasını görmezden gelmesi başlı başına bir eser.

 

Günün sonunda o insanların işsiz olduğu gerçeği, sizin düşürdüğünüz rakamla değişiyor mu; hayır. Onları atıl iş gücüne atıp, sanki bir ayrıntıymış gibi sunmanız durumda farklılık yaratıyor mu; hayır. Fakat sorarsanız kasım 2024 itibariyle yüzde 8 civarında gezen bir işsizliğimiz var.

 

Enflasyonda durum farklı mı? Kâğıt üzerinde düşürülen rakamlarla, satın alma gücünü tamamen yitiren insanların, sahaya çıktığında yüksek enflasyonla muhatap olmaları ortadan kalkıyor mu? Hayır…

 

Faizi düşürüyorsunuz, peki insanların vergi borçlarının maliyetlerinden, krediye anlamlı rakamlara ulaşmasına kadar durumu değiştiriyor mu? Ne yazık ki bunun da yanıtı hayır. Bin ülke düşünün ki 120 TL’lik borcu kamu eliyle uyguladığı faizde 205 TL’ye çıkarıyorsa, orada ne düşük faizden ne de düşen enflasyondan bahsedemezsiniz.

 

Kuru sabit tutuyorlar. Bunu da ben söylemiyorum. Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay’ın Londra’da yatırımcılara söylediği haber oldu. Yalanlandı mı; hayır. Peki kurun sabit tutulması için yapılan harcamanın maliyeti ne? İşte bunu da kimse bilmiyor.

Kuru sabit, TL maliyetleri önemli ölçüde artan, içte fiyatlara maliyetlerini yansıtmakta zorlanan, dışarıda rekabet edemeyen işveren adına durum zorlaşıyor mu? Buna karşılık ÜFE sürekli aşağıya çekiliyor mu? Peki bu üretim enflasyonunu ortadan kaldırıyor mu? Hayır.

 

Peki ne ile övünüyoruz? Rekabet edemediğini söyleyen ihracatçı üzerinden ihracat performansıyla… Alım satıma baktığımızda manzara ne? Olanaklar bu kadar sıkılmışken tüketim malı ithalatı artıyor, hatta dış ticaret açığı da 2024 itibariyle 80 milyar doların üzerinde açıklanıyor. Bahseden var mı? Hayır…

 

Bu fotoğraf içerisinde sanayicisinden döviz mevduat sahibine kadar herkesin, bir tarafta rantiye haline dönüştüğü diğer tarafta faaliyet dışı kazançlara yöneldiği gerçeği ortadayken, bunu da sağlıklı bir ekonomi olarak anlatamazsınız.

 

Ne ile övünüyorlar? Kur Korumalı Mevduat’taki erimeyle… Zaten neticelendirileceği söylenen bir ürünün erimesinden daha doğal bir şey yok. Peki bu erime övünmeye layık bir noktada mı?

 

Şayet dövizde duran para, dönüp yalıtıma, uzun vadeli TL mevduata, verimlilik çalışmalarına yöneliyorsa anlayabilirim. Yani üretime ve gerçek ekonomiye yönelen bir para mı var? Hayır. Sadece KKM’nin adı değişti, yerine başka bir rant ürünü geldi.

 

Dövizi bozdur, sabit kaldığı için aynı seviyelerden alacağın garanti olsun. Git parayı 32 gün mevduata yatır, sonra da istediğin zaman tekrar dövize dön. Yerlisinden yabancısına herkes bunu yaparken, siz kur riskinizi azaltmış olmuyorsunuz ki.

 

Ekonomimizdeki dolarizasyon tüm haşmetiyle ortada duruyor demektir. Kurda oynama olacağını bildikleri anda, tekrar oraya yönelecekleri açık. O nedenle KKM’den değil, KKM üzerinden yaratılan sorundan kurtulmamız gerekiyor.

 

Fakat enflasyonda, işsizlik ya da faizdeki gibi burada da makyajı sürüp, sonra ‘başardık’ oynayan bir ekonomi yönetimimiz var. Ya gerçekten bilmiyorlar ve kendilerini kandırıyorlar ya da bilerek hülle yapıyorlar anlamına gelir.

Dün mucize diye sundukları ve sonrası kurtuluşu müthiş bir işmiş gibi anlattıkları KKM’nin yaratanları hakkında soruşturma yürütmeyenler, şimdi ekonomideki kırılganlığın adresini değiştirmişler, bizi oyalıyorlar.

 

[email protected]

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları