Genel
Varlıklarını korumak isteyen zengin Türkler ‘aile ofisi’ne yöneldi
Varlık Yönetiminde "next level"
Dünya genelinde 8 bin aile ofisi zenginlerin 3.1 trilyon dolarını yönetiyor. İngiltere merkezli Meltemi de varlıklarını koruyup gelecek nesillere taşımak isteyen 40’a yakın zengin Türk ailesine aile ofisi hizmeti veriyor. Şirketin yönetici ortakları Fikret Önder ve Cem Balcısoy, bu yıl çok önemli ailelerden aile ofisi için talep geldiğini ve 2025’te bu talebin daha da artacağını söyledi.
Aile ofisi, zengin ailelerin varlıklarını yönetmek, servetlerinin nesiller arasında etkili bir şekilde aktarmak için oluşturulmuş bir organizasyon… Son verilere göre dünya genelinde 8 bin aile ofisinde 3.1 trilyon dolar yönetiliyor.
Meltemi Investment Management da 2003 yılında Londra’da bir aile ofisi olarak kuruldu. Butik bir yatırım şirketi olan Meltemi, özel finans ve danışmanlık hizmetinin yanı sıra müşterilerini vergi ve emlak gibi alanlarda uzman iş ortaklarıyla bir araya getiriyor. Fikret Önder ve Cem Balcısoy 2011 yılında Türkiye bölümünü kurmak için Meltemi ekibine katıldı. İki isim bu katılımdan sonra Meltemi’nin verdiği servislerin çoğunu Türk müşteriler için revize etti. İki isim, bu yılın başında Meltemi’nin yüzde 80 hissesini satın aldı. İngiltere’de FCA’ya (SPK’nın muadili) kayıtlı olan Meltemi, şu anda 40’a yakın Türk aileye aile ofisi hizmeti veriyor.
“ÇOK ÖNEMLİ AİLELERDEN TEKLİFLER GELDİ”
Fikret Önder ve Cem Balcısoy ile buluştuk ve aile ofisini, zenginlerin varlıklarını nasıl değerlendirdiklerini konuştuk. Aile ofisi kurmanın sadece maddi güçle olmadığını, deneyimli bir kadro gerektirdiğini vurgulayan Balcısoy, 2024 yılında aile ofisinin daha çok Türk ailenin gündemine girdiğini anlattı. Balcısoy, şöyle devam etti:
“Bu yıl çok önemli ailelerden teklifler geldi. Çok ciddi bir ivme var. Önemli aileler ajandalarına aile ofisini aldılar. Merak ediyorlar, araştırıyorlar ve bize de geliyorlar. Eskiden aile ofisi dediğinizde eski bir şube müdürü vardı ve bütün ailenin varlıklarını bir bankadan diğerine taşırdı. Çok primitif bir yapıdan şu anda çok daha kurumsal bir yapıya doğru hızlı geçiş var. Buna da piyasa yönlendiriyor. Eskiden yapılan hataların telafisi kolaydı, bilginin bu kadar hızlı aktığı bir dünya yoktu ama artık öyle değil. Şimdi vergi veya hukuki anlamda vereceğiz kararlarla varlığınızın yüzde 50’sini kaybedebilirsiniz. Dolayısıyla 2025 yılında daha çok aile, aile ofisinin farkına varacak.”
“100 LİRAMIN 100 LİRASIYLA NE YAPABİLİRİM ANLAYIŞINI KIRMAYA ÇALIŞIYORUZ”
Cem Balcısoy’a Türk ailelerin en çok hangi taleplerle kendilerine geldiğini sordum. Şöyle yanıtladı:
“Bize gelen tipik bir Türk ailesi genelde getiri hedefli bir düşünce yapısına sahip oluyor. Yani ‘Varlıklarıma en iyi nasıl getiri sağlayabilirim’ diyor. Biz getiriden çok riskin de değerlendirilmesi ve bölünmesinin yararlı olacağını söylüyoruz. ‘100 liramın 100 lirasıyla ne yapabilirim’ anlayışı söz konusu. Biz önce bunu kırmaya çalışıyoruz. Farklı portföy yaratmayı öneriyoruz. Öte yandan taleplerin başlangıç noktası genelde aile anayasası oluyor. Çünkü varlıkların bir sonraki nesle taşınmasında aile içinde çıkabilecek sürtüşmeler ve anlaşmazlıklar şirketleri iş yapamaz hale getirebildiği için daha aile tüm bireyler hayattayken ortak bir aile anayasası oluşturuluyor. Burada da varlıkların çoğu Türkiye’de ise uzman hukuk danışmanlarını devreye sokarak ailenin sağlıklı bir anayasaya kavuşmasını sağlıyoruz.
Bundan sonra en önemli konulardan biri vergi. Eğer ailenin birden fazla ülkede varlığı varsa her ülkenin farklı vergi kanunları olabiliyor. Yeterli bilgi olmazsa aile sorunlarla karşılaşabiliyor. Burada da çoklu vergi danışmanlığı sağlayan kurumlarla iş birliği yapıyoruz. Üçüncü önemli konu; Türkler’in en sevdiği yatırım aracı emlak. Ama örneğin İngiltere’de yüzde 40 veraset vergisi olduğunu duyan çoğu müşterimiz o kadar da cazip olmadığını düşünebiliyor. Aynı şekilde kira geliri vergiler düşüldükten sonra size yüzde 2-3 kalırsa öpün başınıza koyun. Bu konularda da emlak danışmanları ile müşterilerimize yardımcı oluyoruz.”
“BORSA YATIRIM FONLARININ BÜYÜKLÜĞÜ 15 TRİLYON DOLARA YAKLAŞTI”
Varlıklı ailelere tavsiyelerinin ne olduğunu ise Fikret Önder’e sordum. Şu yanıtı verdi:
“Biz en başından beri borsa yatırım fonlarına (ETF) inanıyoruz. Bunları yaygın bir şekilde kullanıyoruz. Bu fonlar, bir yerde yatırım ortamının demokratikleşmesi anlamına da geliyor. Eskiden her bir varlık sınıfı için çok büyük paralar ayrılması gerekirken şu anda bir portföyü çok değişik varlık sınıflarına ayırarak ve hiçbirine de öyle olağanüstü büyük tutar ayırmadan çeşitlendirme yapmak mümkün.
2021 ortalarında 10 trilyon doları geçmişti bu fonların büyüklüğü. Son rakamlara göre 15 trilyon dolara yaklaştı. Borsa yatırım fonları vasıtasıyla aklınıza gelebilecek her türlü varlık sınıfına ulaşmak mümkün. Bu ille hisse senedi veya bono olmak zorunda değil altın, değerli madenler, kripto paralar ve emlak yoluyla da portföy oluşturmak mümkün. Bu bizim ihtisas alanımız haline geldi. Çeşitlendirme isteyen müşterilerimize tavsiye ediyoruz. Öte yandan 2008’den bu yana hala Amerika’nın dünyanın diğer borsalarına göre daha büyük fırsatlar yaratıyor ve bu fırsatların devam edeceğini düşünüyoruz.”
patronlardunyasi.com’dan Meltemi’nin izniyle yayınlandı