Emre Balıca
Emre Balıca: Hayal içinde yaşayan bok içinde ölür
Yine şahlanıyoruz sevgili okurlar, Sayın Erdoğan’ın son açıklamalarını dinleyince göğsüm kabardı tekrar. Asgari ücret tartışmalarının aralık ayında başlayacağını düşünerek dinledim…
Yine şahlanıyoruz sevgili okurlar,
Sayın Erdoğan’ın son açıklamalarını dinleyince göğsüm kabardı tekrar. Asgari ücret tartışmalarının aralık ayında başlayacağını düşünerek dinledim açıklamaları ama öyle umut ve heyecan duydum ki, her ne kadar pembe tablo çizmese de ekonomist Başkanımız en kötüsü geride kaldı dedi.
İşte o cümleler ağzında döküldü ya…
Ben de bir sevinç dalgası. Bildiğiniz içimde organlarım Meksika dalgası yapıyorlar. Öyle mutlu ve huzurlu oldum.
Hele demez mi, 22 yıllık iktidarımızda milletin refahı ve huzuru konusunda hiçbir tavizi vermedik deyince, ya dedim uyuyorum biri beni çimdiklesin ya da muhtemelen ben Gabon vatandaşlığına geçtim haberim yok. Gerçi son sıralamaya göre onlarda bizi geçti sefalet endeksinde ama olsun.
Ulan Emre, çok tehlikeli sularda yüzmeye başladın. Senin sonun iyi değil diyen iç sesimi bastırmaya çalışarak açıklamaları can kulağı ile dinlemeye devam ettim.
Sayın Başkan Erdoğan bir ara fırtınalı sulardan artık serin sulara doğru yol almaktayız deyince durduk yere aklıma kızgın kumlardan serin sulara atlatan dondurma geldi. Hayır sonu iyi değil ondan korktum sadece. İstikrar ve güven ortamını korumak lazım deyince orada düştü benim jeton.
Ben hazır Yusuf Güney çıkamıyor astral seyahate ben arada çıktım. Paralel evrendeyim.
Yazının gidişi gidiş değil. Benim bu ruh halim ile.
Bakın şimdi sevgili okurlar. Dünya önümüzdeki sene Trump kanalı ile gelecek bir ticaret krizine hazırlanıyor. Ve hatta sayın Trump vergi artışlarından şimdiden bahsetmeye başladı. Kamu da yapılacak verim arttırıcı sürecin başına da Elon Musk’ı geçiriyor ki, o süreci keşke biz başlatabilsek ülkemizde.
Enflasyon sorununu sadece geçim derdi içerisinde olan kitlenin üzerine yükleyip kamuda tasarrufun hiç olmadığını görmek daha önce açıklanan kamuda tasarruf paketinin ne kadar işlevsel olduğunu ispatlıyor.
ABD, ekonomisini büyüme odaklı hareketlendirmeye hazırlanıyor. Ve bunu yaparken hangi ülkenin canı yanacak bakmıyor da.
Ve gerçekçi olun şimdi. Trump ile olan o muhteşem dostluğumuz (!) gerçekten bize hareket getirecek mi?
Yani Trump yeni kurduğu kadro ile gerçekten dost ve müttefik Türkiye’ye ekonomik kıyak geçecek mi?
Buna inanıyor musunuz gerçekten?
Bu durum dışında. Avrupa, Çin ve Rusya bu sürece karşı kendini koruyacak önlemlerin hazırlığını yaparken, piyasa da yaşanabilecek ciddi satışların paniği şimdiden insanların içlerini hoplatırken Türkiye gerçekten fırtınalı sulardan çıktı mı yani?
Biz daha enflasyonun doğru hesaplanmadığını tartışıyoruz. Ve hatta zamansız yapılacak bir faiz indiriminin enflasyonist süreci daha da besleyeceğini anlatıyoruz. Hadi bir de dip not olsun ülkenin teknik resesyona girdiği dillendirilir oldu. Ekonomi de hangi rüzgarı arkamıza aldığımız belli değil nereye savrulduğumuzu düşünen yok.
Ve şimdi gerçekten en kötüsünü geride bıraktığımıza yemin edebilirim. En kötüsünü mumla arayacağımız zamanlardan yüce tanrı korusun.
Ya aklıma gelmeden olmuyor işte. Seneye erken seçim de araya sıkışırsa seyret o zaman şovu.
Bu arada Sayın Başkan Erdoğan’ın konuşma yaptığı bir MÜSİAD etkinliğiydi.
Bundan çok değil bir iki hafta öncesinde MÜSAİD Başkanı Mahmut Asmalı’nın açıklamaları vardı. Faiz indiriminin hala olmayışından dert yandı.
Ve hatta dedi ki, “Sadece para politikasıyla yapılan enflasyon ile mücadele yetersiz kalıyor. Yapısal reformlar ve sıkı maliye politikası ile desteklenmesi lazım, burada geç kalıyoruz. Sadece para politikasına bağlı bir enflasyon düşüşünden bahsetmek başarılı olmadı”
Bak bunu ben desem yanlış anlaşılır.
Neyse yazının sonuna gelince içimde biriken umudun yerini babamın söylediği bir atasözü dolduruyor.
“Hayal içinde yaşayan bok içinde ölür”