Dünya Ekonomisi
Financial Times: Alman Sanayisi, ABD Tarife Tehditleriyle Karşı Karşıya
Almanya, Trump yönetiminin planladığı ticaret bariyerleri nedeniyle ciddi ekonomik büyüme revizyonlarıyla karşı karşıya kalıyor. Consensus Economics tarafından yapılan anketlerde,…
Almanya, Trump yönetiminin planladığı ticaret bariyerleri nedeniyle ciddi ekonomik büyüme revizyonlarıyla karşı karşıya kalıyor. Consensus Economics tarafından yapılan anketlerde, Alman ekonomisinin 2025 yılında sadece %0.6 büyüme kaydedeceği öngörülürken, yıl ortasında tahmin edilen %1.2 büyüme oranı geriledi. Bu düşüş, büyük sanayi ekonomileri arasında en büyük büyüme tahmin kesintisi olarak öne çıkıyor.
Büyüme tahminlerindeki bu azalışın sebepleri arasında, yatırım kararlarının Trump’ın yeniden başkan olması öncesinde dondurulması, şirketlerin büyük yatırımlardan vazgeçmesi veya üretimlerini yeniden konumlandırması bekleniyor. Almanya’daki siyasi istikrarsızlık ise ekonomik belirsizliği derinleştiriyor.
Kiel Dünya Ekonomi Enstitüsü Başkanı Moritz Schularick, Almanya’nın savaş sonrası ekonomik mucizesinin temel direklerinin — serbest küresel ticaret, otomotiv endüstrisi ve NATO — sarsıldığını belirtiyor. Almanya’nın yaşlanan iş gücü, aşırı düzenlemeler ve dijitalleşme gecikmesi gibi yapısal sorunlarla mücadele ettiği ifade ediliyor.
Büyüme Tahminlerinde Tarihi Düşüş
Almanya’nın reel GSYİH’sının 2021’in ikinci yarısından bu yana durağan seyrediği, Trump’ın ABD başkanlık seçimini kazanmasının ardından ekonomistler tarafından 2025 yılı için büyüme tahminlerinin daha da düşürüldüğü aktarılıyor. Berenberg bankasının baş ekonomisti Holger Schmieding, 2025 yılı büyüme tahminini %0.3’e indirirken, bu tahminin diğer büyük Euro bölgesi ekonomileri, Birleşik Krallık ve ABD için yapılan tahminlerden daha düşük olduğu belirtiliyor.
Consensus Economics tarafından yapılan anket, Trump zaferinden sonra Almanya ekonomisinin bu yıl ortalama %0.1 daralmasını öngörüyor. Ocak ayında beklenen %0.3 büyüme tahmininin gerilediği ifade ediliyor. Almanya’nın Social Democratic, Yeşiller ve Liberal Demokratlar arasındaki üçlü koalisyonu, ABD seçiminden bir gün sonra sona ererken, yeni bir hükümetin kurulmasının aylarca süreceği öngörülüyor.
Federasyon Alman Sanayicileri Dış Ticaret Başkanı Matthias Krämer, Alman iş insanları arasında yüksek düzeyde endişe ve gerginlik bulunduğunu belirtiyor. Ticaret bariyerlerinin getirilmesi durumunda ek bir darbe alınmasının “olağanüstü acı verici” olacağı vurgulanıyor. ABD’nin 2023 yılında Almanya ihracatlarının %10’unu oluşturduğu ve bu oranın yirmi yılı aşkın süredir en yüksek seviyede gerçekleştiği ifade ediliyor.
2015’ten bu yana ABD’nin Almanya’nın en önemli ticaret ortağı haline geldiği, Çin’in Alman ürünlerine olan talebinin azalması ve Rusya’ya yönelik yaptırımların satışları olumsuz etkilediği belirtiliyor. Almanya’nın ABD’den ithalatının daha yavaş artış gösterdiği ve iki ülke arasındaki ticaret fazlasının 2023 yılında 63.3 milyar euroya ulaştığı aktarılıyor.
Ifo Enstitüsü’nün tahminlerine göre, Trump’ın kampanyasında vaat ettiği %20’lik tarifelerin uygulanması halinde Almanya’nın ABD’ye ihracatının %15 oranında düşebileceği öngörülüyor. Bundesbank başkanı Joachim Nagel, Trump’ın tarifelerini tamamen uygulaması durumunda GSYİH büyümesinin bir puan azalabileceğini belirtiyor.
Elektrikli Araçta Çin Rekabeti
Alman otomobil üreticileri ve ilaç gruplarının, elektrikli araçlara geçişin maliyetleri, Çin rakiplerinin artan rekabeti ve yüksek maliyetler nedeniyle ciddi şekilde etkileneceği ifade ediliyor. Almanya’nın ABD’ye yaptığı toplam otomobil ihracatının %13’ü ve ilaç ihracatının %22’si ABD’ye yapılıyor. Ifo düşünce kuruluşu, bu sektörlerde tam kapsamlı bir ticaret savaşının ihracatın üçte bir oranında düşmesine yol açabileceğini belirtiyor.
Almanya’nın üretiminde, pandemi öncesi seviyesinin %10 altında seyreden sanayi üretiminin, diğer OECD ülkeleri arasında çıkış yapamayan bir durum olduğu aktarılıyor. Trump’ın ilk dönemindeki deneyimlerden yola çıkan birkaç iyimser, bu sefer tarife tehdidinin müttefiklerden politika tavizleri çıkarmak amacıyla kullanılabileceğini değerlendiriyor.
ABD talebinin Trump’ın vergi indirimleri planlarıyla artırılması durumunda, Alman ihracatına olan talebin artabileceği ve ABD doları euro karşısında değer kazanmaya devam ederse bu durumun Almanya lehine olabileceği ifade ediliyor. Ancak, Alman otomotiv endüstrisi birliklerinin Berlin’in karşı önlemlerinin Amerikan otomobil işçilerine zarar vereceği vurgulanıyor.
Bert Flossbach, büyük Alman üreticilerinin ABD’de geniş üretim ayak izlerine sahip olmasının tarifeleri dengelemede yardımcı olabileceğini belirtiyor. Ticaret anlaşmazlığının kendisinin büyük bir krize yol açmayacağı görüşü hakim bulunuyor.
Financial Times