Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Aralık için faiz mesajı ve gerçekler…’
21 Kasım 2024Merkez Bankası faiz kararını beklentiler doğrultusunda açıkladı. Politika faizini değiştirmeyerek yüzde 50 seviyesinde sabit bıraktı. Ama ardından yapılan açıklamalarla, kamuoyunda Aralık’ta bir faiz indirimi için sinyal yaktığı vurgusu konuşulmaya başladı.
Hizmet enflasyonu başta olmak üzere, bazı ifadeleri yumuşatmış olması nedense böyle yorumlandı. Öylesine garip bir dönem yaşıyoruz ki, yatırım için finansmana ulaşma zorluğunu her fırsatta dile getiren reel sektör temsilcileri, faiz indiriminde aceleci davranılmaması gerektiğini ve daha ağır maliyeti olacağını söylüyor; finans kesimi ise faiz indirimine ortam hazırlamaya çalışıyor.
Elbette yüksek faiz kimsenin isteyeceği bir şey değil, ama yüksek düşük diye tartışana kadar ‘gerçek değeri ne’ sorusunun yanıtının peşine düşülse tüm maskeler de inecek. Zira ekonominin neye ihtiyacı olduğundan çok, hangi yöntemle para kazanılır kaygısının ağır bastığı günübirlik yaklaşımların baskısı altındayız.
Öncelikle Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun açıklamalarında aralık ayında bir faiz indirimi ile ilgili uzaktan yakından bir mesaj yok. Ama son birkaç gündür borsayı toparlayamayanların, bunu fırsat bilerek coşku verdiklerini görmemek için kör olmak gerekiyor.
Hatta tesadüf faiz kararı açıklanırken, önümdeki TV’de yorum yapanlar işi abartıp, ‘Merkez Bankası zaten gıda ve kira benim işim değil’ dedi diyecek kadar işi boyutlandırdılar. Yorumlamalarda öncelik başka bir şey, son derece kritik bir başlığın enflasyon faiz ilişkisinde değerlendirilmesi başka bir şey.
Olayı o kadar abarttılar ki sanki gıda ve kira fiyatlarındaki artış Merkez Bankası’nın dikkate alacağı hususlar değilmiş gibi davrandılar. Öyle bir dünya yok. Hatta bahsettikleri gibi bir dünya var mı o da tartışılır.
Çünkü gelişmiş ülkelerin 2025 yılında enflasyonun yukarı yönlü baskısından korktuğu, bu nedenle de başlattıkları faiz indirim sürecinde aceleci davranmamaları gerektiğini söylediği bir ortamda bizimkiler freni boşaltmış tam gaz gitme derdinde. Ben bilhassa Merkez Bankası’nın bu fütursuz tavra prim vereceği kanaatinde değilim.
Merkez Bankası’nın enflasyon yaklaşımlarını eleştiriyorum. Bunu eleştirmek başka, onları gaza gelecek kurul olarak nitelendirmek başka bir boyut. Son derece işini bilen, ama tercihleri ve yaklaşımlarıyla eleştirdiğimiz insanları, Nebati dönemiyle karıştırmamakta fayda var.
Gerek bizde, yani sokakta dinmeyen enflasyon gerçeği, bunun farkında olan Merkez Bankası, gerekse de asgari ücretten elektrik faturalarında sübvansiyonların kalkacak olmasına, yeniden değerlemeden yeni fiyat artışlarının yılın başında gelecek olduğu gerçeğine kadar işin neresinde bakarsanız bakın, faiz indiriminin yılı dönmeden gündemimize gelmeyeceği açık.
Fakat tüm bunların farkında olup, sonra da her fırsatta kendi bireysel yararları için, günübirlik yaklaşımlarla konuları yorumlamak hoş olmuyor. Zira bugün yaptığınız her hatanın ileride faturasının ödeneceği açık. Tekrar tekrar altını çiziyorum. Bu tartışmalar, sıkıntılı verilerden kaynaklanıyor. Gelin şu verilerimizle yüzleşip, ne yapacaksak tek seferde yapalım.