Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Bakanlar ayrı telden, işsiz ayrı telden…’
19 Kasım 2024Türkiye üçüncü çeyrek işsizlik rakamlarını açıklarken, bir yandan da memlekette işsiz sayısının azaldığını belirtip, aynı bülten içinde iş bulmaktan ümidini yitirenlerin oranının arttığını anlatıyor.
Veri buyken, normal şartlar altında bir ülkede, yetkililerin çıkıp insanların iş aramaktan vazgeçmesi ya da istihdam piyasasının dışında kalmış hallerinden yakınıp, buna yönelik çareler üretmesi gerekir değil mi?
Ne yazık ki bizde öyle olmuyor. Bu istatistiklerin açıklandığı gün, ülkenin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan çıkıp, ekonomi politikalarının istihdam yaratmaya devam ettiğini anlatıyor.
Gerçi aynı anda ülkenin Hazine ve Maliye Bakanı, hem asgari ücreti belirleyecek olanın komisyon olduğunu ifade edip, eş zamanlı olarak etkisiz olduklarını söyledikleri bir süreçte vatandaşı enflasyona yenik düşürmediklerini söylemeleri de ayrı bir çelişki.
Enflasyona ne kadar yenik düşürmediler tartışılır ama, aynı zamanda maaş artışlarında gerçekleşen değil, hedeflenen enflasyon üzerinden zam yapılmasını tavsiye ederek, nasıl bir bağımsız komisyon toplantısından bahsediyorlar o da ayrı telden çalınan bir şarkı.
Dönersek tekrar Çalışma Bakanı’na, onun da ülkede 15 bin TL ortalama ücret olarak hesaplanırken, herkesin asgari ücretten çalışmadığını söyleyecek kadar, emekli maaşları açlık sınırının yarısında gezerken, emekliye tarihin en büyük rakamını verdiklerini ifade edecek kadar meseleden uzak bir tavır takınıyor.
Ne kadar garip bir ülkedeyiz değil mi? Enflasyonu kendi istedikleri gibi düşünürseniz ve sefaleti kabul ederek buna uygun maaş artışları yaparsanız sorun kalmıyor. O zaman komisyon tüm bağımsızlığıyla (!) rakam tartışmaya yetkili.
Hatta bu halleriyle enflasyona yenik düşmeyen bir vatandaş yarattıkları hayaline kapılıyorlar. Yine işsizlik rakamlarını açıklıyorlar ama ülkede insanların iş bulmak konusundaki çaresizliklerini ya da köle fiyatına çalıştırılmaya itiraz etmelerini okumaktan imtina ediyorlar.
Tıpkı vatandaşın geçim sıkıntısı içinde boğulurken, düşen bir enflasyon açıklayan TÜİK gibi bir tavır içerisindeler. Hatta konu mahkemelik olduğunda TÜİK’in yılan hikâyesine dönen madde sepetinin bile peşine düşmüyorlar.
TÜİK, mahkemeye madde sepeti internet sitesinde yayınladığını söylerken, eş zamanlı olarak bu listeyi mahkeme kararıyla vermesinin istendiği DİSK’e, böyle bir madde sepeti listesi olmadığını ifade edebiliyor.
Mesele tam bir gölge oyununa dönmüş vaziyette. Eskiden ‘okullar olmasa milli eğitimi ne kadar güzel yöneteceğini’ söyleyen Bakan örnek gösterilirken, duyarsızlığa atıfta bulunulurdu, şimdi ülkenin ekonomi yönetimi baştan aşağı aynı zihniyete bürünmüş vaziyette.
En önemlisi de durumun sürdürülebilir olmadığının farkın değiller ve çalışanından, işverenine kadar her kesimin sorunlarını yok saydıklarında sorunların yok olmadığını anlamıyorlar.
Tüm Yazarlar
