Erol Taşdelen Yazdı: Uluslararası Büyük Şirketler Ulusal Devletlere Neden Karşıdır?
1 Nisan 202521. yüzyılın küresel düzeninde ekonomik aktörlerin ağırlık merkezi ciddi şekilde değişti. Devletlerin politik ve hukuki gücü tartışılmaz şekilde varlığını korurken, ekonomik gücün büyük bir kısmı artık uluslararası şirketlerin elinde.
Bu durum, ulus-devletler ile çok uluslu şirketler arasında zaman zaman örtülü, zaman zaman açık bir çıkar çatışmasına yol açıyor. Peki neden? Neden uluslararası büyük şirketler, ulusal devletlerle karşı karşıya geliyor?
1. Kâr Maksimizasyonu ile Kamu Yararı Arasında Kesişmeyen Çizgiler
Her şirketin temel amacı kâr etmektir. Üstelik uluslararası şirketler, hissedarlarını memnun etmek için bu kârı maksimum düzeye çıkarmak zorundadır. Devletlerin temel görevi ise toplumsal faydayı gözetmektir. İşte çatışmanın ilk temel taşı burada ortaya çıkar:
-
Bir şirket, düşük maliyet için çevreyi kirletebilirken, devlet buna çevre yasalarıyla karşı çıkar.
-
Şirketler ucuz işgücü arayışındayken, devletler sosyal refah ve iş güvencesi sağlamaya çalışır.
Bu iki öncelik arasındaki gerilim, zamanla sistematik bir çatışmaya dönüşür.
2. Vergi Politikaları: Devletler Almak, Şirketler Kaçmak İster
Devletlerin kamu hizmetlerini sürdürebilmesi için vergi toplaması gerekir. Ancak büyük şirketler bu vergilerden kaçmak için oldukça sofistike yöntemler geliştirir:
-
Transfer fiyatlandırması,
-
Vergi cennetleri (offshore şirketler),
-
Kârın düşük vergi oranlı ülkelerde gösterilmesi gibi.
Bu stratejiler devletlerin vergi tabanını aşındırırken, aynı zamanda ekonomik adaleti de tehdit eder.
3. Küresel Güçlerin Ulusal Egemenliği Zorlaması
Çok uluslu şirketler, faaliyet gösterdikleri her ülkede aynı kurallarla çalışmak ister. Ancak her ülkenin kendi yasaları, kültürü ve hassasiyetleri vardır.
-
Örneğin: Bir sosyal medya devi, ifade özgürlüğü adına içerik denetimi yapmazken; bazı ülkeler bunu ulusal güvenlik tehdidi olarak görür.
-
Teknoloji şirketleri veri gizliliği yasalarına uymamakta direnirken, devletler vatandaşlarının verisini korumak ister.
Bu durum, şirketlerin “devlet üstü” bir güce evrilmesine yol açar.
4. Devletlerin Regülasyonları ile Şirketlerin Lobi Gücü Arasındaki Savaş
Devletler yasa yapar, şirketlerse bu yasaları etkilemek için lobi faaliyeti yürütür. Bazı durumlarda şirketler:
-
Mevzuatı kendi lehine değiştirmek,
-
Rekabeti sınırlamak,
-
Tekelleşmek için politikacılara baskı yapabilir.
Bu, demokrasiye zarar veren bir “gölge iktidar” oluşumuna yol açar.
5. Ulusallık – Yerellik – Millilik vs. Küresellik
Devletler, yerli üretimi destekleyerek ekonomilerini korumak ister. Bu, özellikle kriz dönemlerinde millî reflekslerle öne çıkar. Ancak küresel şirketler, sınırların kalkmasını ve serbest ticareti savunur.
-
“Yerli malı kullan” kampanyaları, şirketler için pazar daralması anlamına gelir.
-
“Koruyucu gümrük vergileri”, şirketlerin kâr oranını düşürür.
Buradaki ideolojik fark; bir tarafın “millet”, diğer tarafın “küresel pazar” bakışıyla açıklanabilir.
Yüzyılın Güç Dengesi Mücadelesi
Uluslararası büyük şirketler ile ulusal devletler arasındaki bu çatışma, sadece ekonomik değil; aynı zamanda politik, kültürel ve sosyolojik bir mücadeledir. Bu mücadelede bazen devletler galip gelir (örneğin Avrupa Birliği’nin Google ve Meta’ya verdiği cezalar), bazen ise şirketler (örneğin düşük vergili ülkelerde merkezlerini konumlandırarak devlet denetiminden kaçmaları).
Bu çatışmanın geleceği, belki de modern kapitalizmin gidişatını belirleyecek. Devletler halkın yanında durdukça, şirketler kâr hedefleriyle çatışmayı sürdürecek. Ancak çözüm, her iki tarafın da sınırlarını ve sorumluluklarını kabul etmesinden geçiyor. 2000’lere kadar “Üretimden gelen gücümüzü kullanacağız” söylemini kullanan Sosyal Demokrat siyasilerin bu söylemi “Tüketimden gelen gücümüzü kullanacağız” şekline çevirmeleri, Boykot kampanyalarını bir de bu gözle değerlendirmekte fayda var.
Erol TAŞDELEN-Ekonomist
Not:
Bu makale, finansal sistemin aktörleri arasındaki güç mücadelesini anlamak isteyen okurlar için bir pencere açmayı hedeflemektedir. Günümüzün banka, fintech ve regülasyon tartışmaları da bu makro çatışmanın küçük izdüşümleridir.