Emre Balıca
Emre Balıca: Bırakınız yapsınlar bırakınız geçsinler
Biz bazı şeyleri yanlış anladık değerli okurlar
Biz bazı şeyleri yanlış anladık değerli okurlar,
“Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” lafını yanlış anladık biz.
Toprağı bol olsun rahmetli Adam Smith’in serbest ekonominin temelini oluşturan bu sözünü de biz yanakları olan başka bir organımızdan anladık.
Biz kapitalizmi de yanlış anladık. Sermayenin gücünü koruyan sistemi en yanlış tarafından anladık.
Dünya da kapitalizm evrimleşirken biz kapitalizmin bile en yozlaşan tarafını aldık.
Kar kavramını öyle bir yanlış anladık ki, o karı oluşturacak insan kavramına değer vermeden “sömürdük.
Kar kavramını öyle bir yanlış anladık ki, insana değer vermeyi geçtim insani değerleri bile hiçe saydık.
Kar kavramını öyle bir yanlış anladık ki, kar elde edebilmek rant elde edebilmek için hayata dair herşeyi harcadık.
Sormayın Emre ne anlatıyorsun diye?
80’li yıllarda Turgut Özal, “Memurum işini bilir” dediğinde de biz yanlış olanı doğru anladık. Sonra kervan öyle bir yürüdü ki ne sorumluluk üstlenen kaldı ne de sorumluluğunun arkasında duran kaldı.
Kapitalizmin ana yurdu Amerika’da para kazanabileceğiniz sınırsız alanlar yaratabiliyorsunuz. Bunu yazarken şunu belirtmek isterim. Yazımın konusu finansal süreçlerin içinde bulunduğu çıkmazlar değil.
Ya da içinden geçtiğimiz şu süreç içerisinde ABD ekonomisin de yaşanan sorunlu durumlar değil.
Kastettiğim şey kapitalizmin merkezi dediğimiz ABD’de para kazanırken kimsenin sorumluluktan kaçınmaya çalışmadığı.
Ya da birilerinin rant elde edebilmesi için kanunları esneterek geride kalan hayatlar ile “Suçlu Kim?” oynaması.
Arkadaş, bir otel yanıyor. Geceliği bilmem kaç liradan odanın satıldığı bir otel.
Otel muhtemelen kırk çeşit peynir ile açık büfe olanağı sunuyordur. Hatta sabah kahvaltısında en az 20 çeşitte sıcak servisi mevcuttur. Kesin öğle yemekleri de bir o kadar çeşittir ama akşam açık büfe de dünya lezzetlerinden seçmeler vardır.
Eğlence vardır ya … Böyle otelde olmaz mı?
Mini barlarda alkollü alkolsüz seçenek mevcuttur. Hatta isteyen özel kanallarda parasını verip yayın da izliyordur.
Hizmette sınır tanımıyordur muhtemelen müşterilerine.
Ama,
Aması var işte…
Yanana kadar turizm sitelerinde en kötü 4 yıldız alan, ekşi sözlükte bile övgü ile söz edilen entrylerin yazıldığı ama yangın sistemlerinin beş para etmediği bir otel.
Yangın merdiveni zaten çok tartışıldı ama oraya gelene kadar acil durum planlarının bile açık büfe lezzetlerden geride kaldığını düşünürsek kapitalizmin ve rant elde etme güdüsünün zirvesi olan bir otel.
Ne yazayım diye öyle düşünüyorum ki, kelimelerimi yazıya dökerken bile bir araya getirip düzgün cümle kuramıyorum.
Arkadaş biz insani değerlerin ne olduğunu yanlış anlıyoruz, ekonominin dinamiklerini yönetirken insan faktörünün ne kadar önemli olduğunu yanlış anlıyoruz, rant elde etme dürtümüzün insan canından önemli olamayacağını yanlış anlıyoruz, neşe ile tatile giden şimdi sayıdan ibaret olan gözlerinden mutluluktan başka bir şey olmaması gereken çocukların hayatlarının üç kuruşun peşinde hesap yapan otel sahiplerinden daha değerli olması gerektiğini yanlış anlıyoruz, esnete esnete kanun bırakmayan siyaset sisteminin esnettikçe insanı canından etmesini yanlış anlıyoruz,
Arkadaş biz yaşamayı bile bu ülke topraklarında üç kuruşa geçinmek olarak anlıyoruz.
Ahhh Adam Smith ahhhh…
Hep senin yüzünden.