Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Zirai don telaşı…’
16 Nisan 2025Ülkemizde nisan ayında kışı yaşadık. Son dönemde en kritik başlıklardan ve yaşananlar biri bu oldu. Ağaçlar çiçek açmışken, vuran kış şartları ne yazık ki sadece üşüme problemini ortaya çıkarmadı.
Beraberinde çiftçilerin mağdur olduğu bir süreç yaşandı. Elbette bunun etkilerini de yaz aylarından itibaren hep beraber fiyat artışı olarak yaşayacağız. Garip olan ise herkesin yine güncel düzeyde konuşuyor olması.
Bakanlık çıkmış, yeterli miktarda ürünümüz olduğundan ve gıda kıtlığı riskinin olmadığından bahsediyor. Oysa burada mesele gıda kıtlığı noktası değil. Aksine zaten ulaşılamayan fiyatların daha da yukarı çıkması ve ortaya çıkacak enflasyonist etki.
Ziraatçiler ise çiftçilere destek istiyor. Her ikisinde de haklılık payları var. Yani çiftçilerin üretimin sürekliliği açısından ek bir desteğe ihtiyacı var mı? Evet. Ama bu sigortası olmayanın da bu kapsamda yardım edileceği şeklinde anlatılırsa, sigortalılık bilincine nasıl bir neşter vuracağını hesap edilmemiş bir açıklama.
Şüphesiz çiftçiye bu noktada sahip çıkalım, ama bunu başka bir formülle ve sigortası olmayan da diye başlamayan cümlelerle yapmamız gerekiyor. Öte yandan gıda kıtlığı riski var mı? Türkiye’de gıdaya ulaşım problemi yok ki.
Ülkede gıda fiyatlarına ulaşım ile ilgili sorun yaşanıyor ve bu da girdi maliyetlerinden başlayan bir süreçte ortaya konulan politikasızlıktan kaynaklanıyor. Tüm bunları tartışmadan işin içinden çıkacaksak, bir sonraki olumsuzluğa karşı durumu geçiştirebiliriz.
Oysa hazır bu vesile olmuşken, çiftçilerimizin yeniden yapılandırılmasını, belli bir envanter çalışmasının yapılmasını, sigorta ve benzeri mekanizmaların önemini anlattığımız bir süreç yaşıyor olmalıydık. Elbette tartışılmadı.
Yine bu kadar teknolojik bir çağda, akıllı tarım uygulamaları da yeterince gündeme gelmedi. Önümüzdeki dönemde iklim kriziyle birlikte doğa olaylarından susuzluğa kadar farklı başlıklar arasında yaşayacağımız sorunların fragmanını izlerken, sadece seyretmekle mi yetineceğiz?
Neden akıllı tarım uygulamalarını yaygınlaştıracak metotların üzerinde durmuyoruz. Belki de bunlar öngörülebilir ve olası sorunlar yönetilebilir hale getirilebilir. Tahmin edeceğiniz üzere işin bu boyutu da tartışılmadı.
Kimi sanki tarım sektöründe her şey yolundaymış da, bu zirai don ile birlikte problem yaşanmış edasıyla konuşuyor; kimi de bunu artacak enflasyona zemin hazırlamak adına bahane olarak öne sürmenin altyapısını yapıyor.
Tarım, zaten başlı başına kritik ve stratejik bir sektör. Dün de öyleydi, bugün de öyle, yarın da öyle olacak. Ama tüm meseleleri akıl ve bilimden uzaklaşarak, sorunlarla yüzleşmeden, bahaneler üzerine tartışırsak yine işin içinden çıkamayız. Yaşanan olay elbette can sıkıcı. Ama insan olaydan çok, tartışılma biçimine üzülüyor.