Çetin Ünsalan Yazdı: Para kavramını mı yitirdiniz?
20 Şubat 2025Emlak sektöründe fiyatlandırmaya yönelik akıl tutulması, ülkenin gelir gerçeklerine ters bir biçimde devam ediyor. Bir tarafta ulaşılamayan ve ödenebilir olmaktan çıkan kiralar, öte tarafta yetkililerin müjde adı altında çözüm diye sundukları akıllara zarar bir görüntü veriyor.
Bakan Murat Kurum, orta gelirli ve dar gelirlilere yönelik konut projesi başlattıklarını duyurdu. Dar gelirliyi biliyoruz. 2 milyon TL’den başlayan fiyatlardan bahsediliyor. Orta gelirlinin ulaşabileceği müjde fiyatları da Emlak Konut Genel Müdürü Yasir Yılmaz açıkladı.
En düşük fiyatlı daire 5 milyon 650 bin TL… 6 milyonluk daire için ise 60 ay boyunca 61 bin 598 TL’lik taksitlerden söz ediliyor. Öncelikle bu rakamların sabit kalmayacağı açık. Yıldan yıla mutlaka yeniden değerlemeye tabi olacaktır.
Ama bugünkü haliyle bile çok garip bir fotoğraf var. Konut piyasasına ve ortada geçen zaten yüksek olan bedellerle mukayese ettiğinizde normal fiyatlarmış gibi geliyor olabilir. Ama ülkedeki dar ve orta gelirlinin durumunu göz ardı ederek bunları müjde diye veremezsiniz.
Dar gelirlinin zaten 2 milyon TL’lik bir daireye ulaşabilecek taksitleri ödeme şansı yok. Orta gelirlinin de hem nakit parasının olmadığını, hem gelirinin düştüğünü biliyoruz. Satın alma gücündeki erime ve gelirlerdeki daralmayı eş zamanlı okuyup, işsizlik riskini de üstüne koyduğunuzda çok gerçekçi bir yaklaşım değil.
Daha garip olan ise, ekonomi yönetiminin bu Millet’in nasıl bir gelirle, hangi koşullarda geçindiğinden haberinin olmaması. Bunun en açık örneği de AKP Genel Başkan Vekili Mustafa Elitaş’ın açıklamasından anlaşılıyor.
Diyor ki Elitaş: “22 bin 100 lira veya 30 bin lira maaş alan bir kişiye 10 bin lira ilave zam yaptığınızda; bunun 3 bin lirasını harcayayım, 7 bin lirasıyla tasarruf edeyim demez. 10 bin lira veya daha fazla olsa onların tamamını, 15 bin lira da yapılsa eskiden kalmış eksik gördüğü ihtiyaçlarını bir an önce gidermenin yoluna gideceğinden dolayı mal-fiyat dengesini alt üst ederek ve enflasyona baskı unsuru ve refah seviyesini ilk anda bir mutluluk yaşarız ama ondan sonraki gelecek süreçlerde mutsuzluk yaşanır.”
Ülkede yoksulluk sınırının yarısından bile söz etmezken, insanların asgari ücretle geçindiğini düşünen ve hatta açıklamasında, acil ihtiyaçlarını gideremediğini kabul eden bir bakış açısı, daha çok para alırsa, enflasyon yaratılacağından bahsediyor. Yani insanların yoksun yaşadığını kabul ederken, enflasyon rakamına insanları perişan ettiklerini de kabul etmiş oluyor.
Bu ülkede ekonomi yönetimi ile vatandaşın bağının tamamen koptuğunu ve makasın hızla açıldığını sık sık dile getiriyorum. Hatta dar gelirli diye tabir edilen mesela emeklilerin 2 milyon TL’ye ev sahibi olacağını düşünmek bir garip, insanlara biraz daha fazla maaş verildiğinde rakamların bozulacağını belirtmek ayrı garip.
Demek ki mevcut gelirlerle, talep yaratılmayacağının çok farkındalar. İnsanları da rakamlara kurban ettiklerini kabul ediyorlar. Ayrıca konutta büyük bir balon haline dönüşen ve birilerinin her projeden üç beş adet satın alma yaptığını görmezden gelenlerin, açlık seviyesinin altında yaşayanlara tavsiyeleri de, müjdeleri de garip bir hal aldı.