Sosyal Medya

Çetin Ünsalan Yazdı: ‘İktisat bilimine Türkiye katkısı…’

28 Mart 2025

Ekonomist olma söylemleriyle başlayan, ekonominin kitabını yazmakla devam eden, bütçe açığından dolarizasyona, satın alma gücünden üretim ekosistemine kadar her şeyi alt üst eden bir yaklaşımla ironik bir biçimde tarihe geçiyoruz.

Gerçekten bir gün iktisat derslerinde okutulacak işlere imza atıyoruz. Ama tek bir farkla: ‘Türkiye gibi yapmayın’ diye okutulacak işlere imza atıyoruz. Politika faizini düşürdüğümüz dönemleri hatırlayın.

Tek haneli politika faizinde 7-8 katına varan kimsenin faiz oranlarıyla para bulamadığı dönemler hepinizin hatırında. Finanse edilen her problemin yönetilebileceğine inanıp, bunun bir sorun olduğunun farkında olmayanlar, kâğıt üzerinde düzeltilen göstergeleri hayatın gerçeği zannedenler, işleri iyice zıvanadan çıkarttılar.

Son açıklanan verilere bakalım. İşsizlik ve dış ticaret rakamları aynı gün geldi. Sistematik olarak işsizliği daha da gerilettik, ama aynı bülten içinde işsiz olarak sayılmayanların oranının yükseldiğini umursamadık.

Düşünsenize bir ekonomi var. İç piyasasında satın alma gücü tamamen kaybedilmiş, borçlanma mekanizmaları, ulaşabildiğinizde finansal intihar haline dönüşmüş bir ülkede, işsiz sayılmayanların oranı yükselirken, işsiz sayısı azalıyor.

Üstelik bunu da iç piyasası durmuş bir ekonomi ikliminde, ihracatınız düşüp, üzerine başta tüketim malı ithalatınız olmak üzere artarken başardınız. Enflasyondan işsizliğe dünyanın ilk sanal alemini, metaverse ortamını yaratan ülke olarak da tarihe geçtik. Hayal dünyasında yaşıyoruz.

Daha günlük hayattan bir örnekle anlatayım. Bir bakkaliye düşünün. Müşterisi artık eskisinden daha az alışveriş yapabiliyor, deftere yazanlar da veresiye defteri kabardığı ve şüpheli alacak haline dönüştüğü için daha fazla borç kaldıramıyor.

Yanındaki çırağı ve servis elemanlarını işten çıkarmış, okula gitmesi gereken çocuğu okulu bırakıp, düşük maliyetli eleman haline dönüşmüş, bu arada okulu da bırakmış, ama yanında çalışan var zannediyor.

Zamanında hamle yaparak, mesela interneti kullanıp mahalle dışından da sipariş alabildiğini hayal edin. Başka mahallelere yaptığı satışlar düşerken, aynı mahallelerdeki tedarikçiden aldığı mal miktarını da çoğalıyor.

Üstelik bu ters döngüyü finanse edebilmek için, gelirinin yetersizliğine paralel daha çok borçlanma ihtiyacı oluyor. Sizce bu dükkân ayakta kalabilir mi? Biraz dört işlem biliyorsanız, bunun yanıtı dünyanın her yerinde ‘hayır’dır.

Fakat esnaf arkadaşımız, evine gittiğinde işlerin ne kadar yolunda olduğunu anlatıyor. Kur korumalıdan dövizle ilgili yaklaşımına, verimsizleşen üretim ekosisteminden insanların gelirine göz dikip, daha çok gider yaratmasına kadar her halimizle buna benziyoruz.

Hatta esnaf dostumuz o kadar kontrolden çıkmış ki, evdekilerin üzerine kredi almış, biri sorduğunda da borcu olmadığını söylüyor. Bu haliyle tam işlerin kontrolden çıktığı, sadece konuşan, ama konuştukça riski arttıran bir yapıdan söz ediyoruz.

Ez cümle, tekrar başa dönersek, şu çok net bir gerçek ki, Türkiye gelecekte iktisat dersinde okutulacak. Hatırlatayım ‘böyle yapmayın’ diye. Bunun ilk sinyalleri de geldi aslında. ABD’li Bakan da, Rus Bakan da, yapmaları gerektiği söyleyen bir iş sorulduğunda ‘Türkiye gibi oluruz’ ifadesiyle bize müjdeyi (!) verdiler. Umarım rakam tutkunu ekonomi yönetimimiz de bir gün ne denilmek istendiğini anlar.

[email protected]

 


İLGİLİ HABERÇetin Ünsalan Yazdı: 'Ekonomiye bahane aramayın...'Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Ekonomiye bahane aramayın…’

İLGİLİ HABERÇetin Ünsalan Yazdı: 'Piyasalar kadar değeri olmadı vatandaşın...'Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Piyasalar kadar değeri olmadı vatandaşın…’

İLGİLİ HABERÇetin Ünsalan Yazdı: 'Yatırım fırsatları ve Londra...'Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Yatırım fırsatları ve Londra…’

İLGİLİ HABERÇetin Ünsalan Yazdı: 'İşsizin varlık çilesi...'Çetin Ünsalan Yazdı: ‘İşsizin varlık çilesi…’

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları