Çetin Ünsalan Yazdı: Fakirleştirme de özgün eser mi?
15 Nisan 2025TÜİK üzerinden yürüyen enflasyon tartışması hepimizin malûmu… Mesele tartışma olmaktan çıktı yılan hikâyesine döndü. Özellikle enflasyonun hesaplanmasında kullanılan yöntemler, sepetteki ürünler, ağrılıklar ve hesaplama yöntemi, insanların yıllar içinde gelirlerinin düşmesi, giderlerinin de artması sonucunu doğurdu.
Önce DİSK-AR’ın bu konuyla ilgili davası gündem oldu. Hatırlayacaksınız, listenin ve ağrılıkların, hesap yönetimiyle birlikte açıklanması istendi. Üstelik bizzat mahkeme tarafından…
TÜİK, önce buna ‘böyle bir liste yok’ diye yanıt verdi. Ardından ‘peki neye göre hesaplıyorsunuz’ sorusu ortaya çıkınca uluslararası istatistik kurallarına uygun olduğunu söyledi. Oysa bir şeyin hesaplanma yönteminin kriterlere uyması, orada doğru rakamların çıkacağı anlamına gelmez. Metodu kurtarır, ama sonucu açıklamaz.
Akabinde Yargıtay Onursal Üyesi Seyfettin Çilesiz dava açtı. Yanlış hesaplama yöntemleriyle emeklilerin mağdur olduğunu belirtiyordu. Buna karşılık önce internette var denildi sepet, ama yoktu.
Akabinde mahkeme detayların açıklanması için süre verdi. O süre sonunda da topu taca atan, yine uluslararası normlardan bahseden bir açıklamayla konu geçiştirildi. Elbette bu süreç içerisinde gerçekçi bulunmayan enflasyon sadece bir istatistik olmaktan çıktı.
Çünkü insanların gelirleri, bu enflasyon baz alınarak yola çıkılan ve akabinde de hedef enflasyonu esas alan yöntemlerle daha da içinden çıkılmaz noktaya geldi. En sonunda TÜİK verilerin bir bölümünü ‘gizli’ notuyla mahkemeye verdi.
Çilesiz’in Avukatı bu detayların açıkça kendilerine de verilmesini isteyince, olay bambaşka bir boyuta geldi ve ‘özgün eser’ tanımı önümüze geldi. Düşünsenize bir ülkenin veri açıklayan kurumu, yapılan çalışmayı özgün eser olarak nitelendiriliyor.
Eğer siz özel bir uygulama yapmıyorsanız, bu özgün bir eser kabul edilemez. Zaten ilkesel olarak da resmi bir kurumun verisinin gizliliği olamaz. O bilgilerin toplandığı kişilerin kişisel veriler kapsamında özelliği olur, ama verinin gizliliği olmaz.
Zira o veri, milyonlarca insanın gelirini etkiliyor. Ayrıca kurum, zaten yine o milyonlarca insanın vergileriyle vazife yapıyor. Hepsi bir yana, topu taca atmak noktasında nasıl bir performanstan ya da icattan bahsediyoruz ki ‘özgün eser’ kavramına giriyor.
Bence bu haliyle TÜİK, yaptığı şeyi itiraf etmiştir. Ya ortada özgün bir eser yoktur ya da klasik bir istatistiksel hesaplamanın ötesine geçilmiş ve duruma göre normal dışı bir yaklaşım sergilenmiştir.
Mesele o kadar garip bir hal aldı ki, her savunma bir başka çelişkiyi ve itirafı ortaya koyuyor. Oysa ne gerek var bunlara? Zaten şeffaf olunması gereken bir başlıkta, bu kadar polisiye film çevirmeye gerek var mı? Metodunuzu, sepet hesaplama yöntemlerinizi ortaya koyarsanız, ak ya da kara çıkar ortaya. Kaçtıkça şüpheli durum boyutu büyüyor.