Sosyal Medya

Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Ekonomiye bahane aramayın…’

27 Mart 2025

Türkiye son gelişmeler hepimizin malûmu ve herkes de yakından takip ediyor. Tüm bunların kura müdahaleden ve borsada kesik eylemine kadar bir dizi önlemi de beraberinde getirdiğini biliyoruz.

Zaten kasadaki para, sadece bu olaylarda değil, örneğin yabancı yatırımcı diye anlattığınız carry trade tayfası çıkarken de müdahale edilsin ve normalin ötesinde sonuçlar doğurmasın diye biriktirilmiyor mu? Yani yapılan işte bir anormallik görmüyorum, nedeni ise ayrıca tartışılır. O da olaydan çok, yöntem ve söylemden kaynaklanıyor.

Fakat tüm bu tartışmaların ötesinde, ülkeye yine aynı filmi seyrettirmeye başlıyorlar. Faiz lobisiyle başlayıp, dış güçlerle devam eden, fırsatçıları işe katıp rantiyeye kadar uzanan, defaten izlediğimiz bir oyunu tekrar ısıtıp önümüze koyuyorlar.

Yapılan açıklamaların tamamına baktığınızda, sanki ekonomide her şey yolundaymış ve birdenbire bu olaylar olduğu için maliyet ödemişiz ve sorunlar ortaya çıkmış gibi bir tavır takınılması sağlıklı bir yaklaşım olmuyor.

Ülkede üretim ekosisteminde yaşanan problemlerden, TÜİK kaynakları veri sıkıntısına, bunun uzantısı olarak açılan gelir / gider adaletsizliğini, tasarruf bütçesi diye ortaya çıkıp, Cumhuriyet tarihinin rekor bütçe açığını ortaya koymaya, ödenen faizi iki katına çıkarmaya kadar alt alta dizsek, bu yazıya sığamayacak kadar yapılan yanlış var.

Değerinde kur ile, değerli ya da değersiz kur ayrımını bilmeyenlerin, rasyonelliğin sağlıklı veriden geçtiğinin farkında olmayanların, rantiyeye ortam sağlarken, üreteni ürettiğine pişman eden ekonomi sistemi yaratmanın, önce kur dengesizliği yaratıp, ardından kur korumalıyı mucize diye sunarken, ülkeyi daha çok dolarize edip, sonra da kur korumalıdan çıkışı maliyetini konuşmaksızın başarı diye anlatanların olduğu bir fotoğrafın tam ortasındayız.

İnsanların yaşadıkları geçim sıkıntısı yok sayan, bu alanda temenniler manzumesini ekonomi programı diye anlatan, maaş artışlarını da hayallerindeki enflasyon üzerine kurgulayan, 2 binli yıllarda tüketim ekonomisi ve elde avuçtakini satarak para toplarken, bugün borçlu insanları daha çok borç batağına batıran sistemi ve uygulamaları görmezden mi geleceğiz?

O kadar akılları karışık ki, 2 binli yıllarda, yani parasal genişlemenin olduğu dönemde cari açık başlığını, büyümenin ve başarının göstergesi diye yorumlayan aynı isimler, özellikle Şimşek, bugün daralan cari açıkta başarı kovalıyor.

Türkiye’nin çok büyük potansiyelleri olmasına, startup ekosisteminden yenilenebilir enerjiye, fintech merkezi olabilme şansından Avrupa ile yapay zekâ hamlesi yapma olasılığına kadar birçok başlıkta ülkeyi bir proje cennetine çevirme şansı varken, halen eski kafayla kapı kapı para arayan, bulamayınca da nedenini başka yerlerde arayan bir ekonomi yönetimi, bu büyük hatalar silsilesine bahane aramasın.

Yani son gelişmeler olmasaydı, Türkiye ekonomisinde her şey yolunda mıydı? Rakamları kâğıt üzerinde düzeltmekle nasıl ülkeye sağlıklı sermaye akışı sağlanmıyorsa, insanlara da üç kuruş verip açlık sınırının altında yaşamalarını isteyerek enflasyonu düşüremezsiniz. Ama söylemlere baktığınızda anlaşılıyor ki, yine başarısızlığa kılıf aranıyor. Yine ve yeniden…

cetinunsalan@yahoo.com

 


İLGİLİ HABERÇetin Ünsalan Yazdı: 'Piyasalar kadar değeri olmadı vatandaşın...'Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Piyasalar kadar değeri olmadı vatandaşın…’

İLGİLİ HABERÇetin Ünsalan Yazdı: 'Yatırım fırsatları ve Londra...'Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Yatırım fırsatları ve Londra…’

İLGİLİ HABERÇetin Ünsalan Yazdı: 'İşsizin varlık çilesi...'Çetin Ünsalan Yazdı: ‘İşsizin varlık çilesi…’

İLGİLİ HABERÇetin Ünsalan Yazdı: 'Dış yatırımcı defteri kapanmıştır...'Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Dış yatırımcı defteri kapanmıştır…’

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları