Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Bütçeyi perişan eden 2024…’
16 Ocak 2025Sabır söylemlerinin ‘biraz daha’ vurgusuyla birlikte bezendiği, ama her geçen gün işin içinden çıkılmaz bir noktaya sürüklendiği ekonomide, bu istek tekrarlandı. Hem de nasıl bir ortamda olduğunu düşününce, inanmak güçleşiyor.
2024 senesinde bireylerden firmalara kadar herkesi perişan eden, bundan daha da önemlisi yaşanan sorunları yok sayıp, bir tarafı açlığa, diğer tarafı da faaliyet dışı kazançlara yönlendiren bir matematik içinde bir anlayış yaşadık.
Geçen yılın başlangıcında zor bir sürecin bizi beklediğini biliyorduk. Hele ki emekli ücretlerinden asgari ücrete kadar rakamlar açıklanınca, yılın sonunun getirilemeyeceği anlaşıldı.
Vatandaş artık mecali kalmadığını dile getirirken, tasarruf söylemlerinde baskı kamunun üzerinde yoğunlaştı. Bu nedenle de zaten 2024 senesi kamuda tasarruf yılı ilan edildi. Ama ortaya net bir yol haritası konulmadığı gibi, tasarruf edilecek rakam bile telaffuz edilmedi.
Hatta çok baskı gelince yılın ortasında ne kadar tasarruf ettiğimizin açıklanacağı bizzat Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından dile getirildi. Yani neresinden bakarsanız ciddiyetsiz bir görüntü içinde, tasarruf edilmeyeceği anlaşılıyordu.
Nitekim yeni yılla birlikte tasarruf (!) bütçesinin açığı da ortaya konuldu. 2,1 trilyon TL. Şimdi birinin bunun hesabını vermesi gerekmiyor mu? Diyeceksiniz ki Meclis’te konu görüşüldü. Orada parmak kaldırarak her şeyin halledildiğini biliyoruz.
Bu nedenle ortada bir etik varsa, faturayı insanların üzerine yıkıp, sonra da 2,1 trilyon TL açık verenlerin bunun açıklamasını matematiksel olarak yapması gerekiyor. Ama yaşanan ne idi? Elbette sadece rakam açıklandı ve konu kapatıldı.
Tıpkı 2023 ortasından beri ‘bugün, yarın’ diyerek oyalanan, sonra 2024 yılında emekli yılı ilan edilerek komik sayılabilecek kampanyalar açıklanan, insanların açlık sınırının çok altında yaşamasını isteyen ve bu haliyle de borca batırıp, emekliyi perişan eden yaklaşım gibi.
Şimdi 2025 senesini de aile yılı ilan ettiler. Artık mizah konusu haline dönüşen bu yaklaşım, tüm yıpranmışlığı da esas alırsanız, açıklanan komik enflasyon oranlarını bile bulmayan maaş artışlarına inat, bunun kat be kat üzerinde ulaştırmadan gıdaya gelen zamlar ve vergilerin gölgesinde çıkıp duruma bakmadan halen sabır istenebiliyor.
Üstelik bütçe açığı rekoru kırılırken, vergi gelirlerinde yüzde 62’lik artış yaşandığı bir fotoğrafın içerisinde. Bu arada sadece bütçe açığı değil, faiz ödemelerinde de 1,2 trilyon TL’lerden 2 trilyona yaklaşan maliyetler önümüze geldi.
2025 senesine geldiğimizde vergilerini arttırmışsın, bütçe açığını patlatmışsın, insanların yaşadığı enflasyonu yok sayıp, ücretlendirmişsin ve yeni yılda da bu eğilimi devam ettirip sabır istiyorsun.
Bu fotoğraf sadece zor koşulları, ama en az bunun kadar da ekonomi yönetimine olan inanç sorununu körüklüyor. Ülkenin Maliye Bakanı ise halen kapı kapı dolaşıp para arıyor.
Tüm Yazarlar
