Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Amerikalı daha çok kaybetti…’
24 Ocak 2025Memlekette geçim derdi arttıkça zihni sinir diye tabir edilen açıklamaların da ardı arkası kesilmiyor. Vatandaşa ‘senden kötüsü var’ açıklamalarına alışmıştık, ama kişi başına geliri 85 bin doların üzerindeki insanları gösterip, onların kayıpları ile mukayese edileceğimiz akla gelmezdi.
Normalde sizden daha iyi durumdaki ekonomilerin standardına yetişmeye çalışırsınız değil mi? Hayır meselenin bu tarafı hiç gündeme gelmiyor. Kur oyunlarıyla 10 bin doların üzerine çıkarılmış, ama gerçek hayatta açlık sınırının altında yaşayan insanlara şimdi de altın kayıpları üzerinden mukayese yapmaya başladılar.
Asgari ücret bakımından mukayese edilirse, Amerikalılar’ın kayıpları daha fazlaymış. İfadeyi aynen paylaşmakta fayda var. “Örneğin 2002 yılında ons altının fiyatı 279 dolardı, bugün 3 bin dolar civarında. ABD’de de o tarihte asgari ücretle 86 çeyrek altın alınabilirken, bugün 10,5 altın alınabiliyor. Türkiye’de ise 2002’deki asgari ücretle 7,4 çeyrek altın alınabilirken, bugün 4,5 altın alınabiliyor. Yani Türk işçisi 3 çeyrek altın ABD işçisi 75 çeyrek altın kaybetmiş.”
Açıklama AKP Genel Başkanvekili Mustafa Elitaş’a ait. Hoş bugün yaşananların 2001 krizinden kaynaklandığını söyleyecek kadar ileri giden ve kendilerini sütten çıkmış ak kaşığa çevirmeye çalışan bir yaklaşımın bu tarz mukayeseler yapmasına alıştık.
Fakat daha önceki yıllarda mizah konusu olan bu tür beyanatlar, bugün insanların açlık sınırını bile bulmayan gelir seviyeleri ve her geçen gün azalan satın alma güçleri ile birlikte düşünüldüğünde sinir bozucu oluyor.
Birkaç mukayese yapalım. Öncelikle asgari ücretle çalışan bir Amerikalı’nın ve Türk’ün mukayesesini yapacakken, alınmayacak bir altın üzerinden değil, geçim üzerinden yapmamız gerekiyor.
Orada da, saatlik bazda hesaplanırsa asgari ücret alan bir vatandaşın geçinmesi sıkıntı olabilir. Ama bizde geçinebilmesi mümkün değil. Ülkede açlık sınırı ile yarışan bir asgari ücretten bahsedilirken, insanların yapamayacakları yatırımları gündeme getirmek ayıptır.
Öte yandan ülkemizde asgari ücret, biraz üstünde ya da altında alanların oranı, nüfusun yüzde 80’ine yakın bir dilimi oluştururken, sadece asgari ücretli yüzde 50 civarındayken, DİSK araştırmasına göre yüzde 57’deyken, nüfusunun tek haneli kısmının bu çalışan sayısına denk gelen ülkeleri muhakeme konusu yapamazsınız.
AB ortalaması bile yüzde 9… Çoğu zaman da bu insanlar ikinci iş yapanlar, öğrenciler ya da günlük harçlığını çıkartmak isteyen insanlarla, saatlik hesap olduğu için işi buna uygun olan meslekler mensuplarından oluşuyor.
Hadi daha iyi mukayese yapabilmek için saatlik ücretlere bakalım. ABD’de eyaletlere göre değişmekle birlikte, saatlik ücret skalası 2024 yılı rakamlarıyla 8,75 ile 17 dolar arasında değişiyor. Türkiye’de 2024 yılında saatlik ücret neye geliyor?
45 saati esas alsanız, yani kimsenin ücretsiz fazladan mesai yapmadığını kabul etseniz, 17 bin TL asgari ücret olan 2024 yılında saatlik ücret 94,5 TL’ye, o da 3 doları bulmayan bir rakama karşılık gelir. Şimdi utanmadan bunun karşılaştırmasını mı yapacağız?
Ayrıca 2002 ile bazı şeyleri mukayese ediyorsak, insanların o yıllarda emeklilik tazminatlarıyla alabildikleriyle, bugün borç ödemeye bile yetmeyen rakamları karşılaştırın. Kimsenin alamayacağı altını gösterip ons fiyatlarını değil.