Çetin Ünsalan: İstanbul’da geçim çilesi
17 Mart 2025Türkiye’de vatandaşın geçim çilesi hepimizin malûmu ve yakından da tanık olduğumuz bir hakikat olmaya başladı. Resmi istatistikler ve bakanların açıklaması ne derse desin, ülkede ciddi bir borç / icra, gelirsizlik ve yaşam maliyeti çıkmazı var.
Bu mesele halledilmediği sürece, gündeminizde ne olursa olsun, devre dışı kalmaya mahkûmdur. Çünkü aç insana bir şey anlatamazsınız. Ne tüketici bilincinden bahsedebilirsiniz, ne ekonomik dönüşümden, ne eğitimin kalitesinden ne de bir başka şeyden.
Zira tüm konsantrasyonunu en uzun vade aylık olarak hesaplayan insanların yaşadığı bir ülkede, yarına ilişkin kaygı artarken, yarını kurgulama yetisi de azalır. Bunun en önemli göstergesi sanırım, nüfusun dörtte birinin yaşadığı İstanbul’dur.
Hatırlayacaksınız daha kısa süre önce, geçen yıl, Ankara’dan İstanbul’a taşınması planlanan bir kamu kurumunun İstanbul’da yaşayabilmesi için minimum 80 bin TL maaşa ihtiyacı olduğu gündeme gelmiş, konu Meclis gündemine taşınmış ve geri adım atılmıştı.
Aslında sıkıntı insanlara verilecek ekstra bedeller değildi. Tarafı ne olursa olsun, herkes konuyu buradan savundu ya da karşı çıktı, ama bir ailenin bundan az gelir seviyesiyle yaşayamayacağının üzerinde durulmadı.
Bu ülkede emeklilerin ortalama 18 bin TL aldığı, her iki çalışandan birinin asgari ücret ile 22 bin 104 TL ile geçinme mücadelesi verdiği, ‘aslında maaşlar daha yüksek savıyla’ komik bir savunma yapanların da 75 bin TL’yi aşan yoksulluk sınırının olduğu ülkede 30 – 35 bin TL’den bahsediyor olmasından daha akıl dışı bir fotoğraf yoktur.
Bir sene öncesine kadar 80 bin TL’nin telaffuz edildiği İstanbul’da, fitre hesabından giderseniz, sadece sağlıklı beslenmek için 60 bin TL’ye ihtiyacınız olduğu gerçeğini ise kimse görmedi.
Yine kira fiyatlarıyla ilgili bir endeks açıklandı. İstanbul’da kiralar 30 bin 804 TL ile 64 bin 266 TL ortalamasında geziniyor.
Bundan yola çıkarsak ve kiranın yaşam maliyetindeki ortalama değerinin yüzde 30’lar düzeyinde gezmesini ortalama kabul edersek, İstanbul’da yaşayan ve kirada oturan bir ailenin 100 bin TL ile 180 bin TL arasında bir gelire sahip olması gereğini kaba bir hesapla bulabiliriz.
Ne yazık ki bunlar, maaş gerçeklerine baktığınızda memurundan işçisine, emeklisinden esnafına, beyaz yakasından mavi yakasına kadar, dar bir yüzdeyi istisna tutarsak, kimsenin ulaşabileceği oranlar değil. Yani nüfusun büyük bir bölümünün hanesine giren rakamlar bunun yakınından bile geçmiyor.
Zaten fiyatlarla ilgili izan bozulması o kadar açık ki, ülkede dar gelirliye 2 milyon TL’den, orta gelirliye de 6 milyon TL’den başlayan fiyatlarla konut kampanyaları müjde diye sunuluyor.
Kira öder gibi ev sahibi olma kavramından yola çıkarsak da, orta gelirli için bu kira konut taksitleri 61 bin TL’den başlatılarak, dolaylı yoldan gerçek kabul edilmiş oluyor.
Ama Mehmet Şimşek’e sorarsanız her şey yolunda, Cevdet Yılmaz’a bakarsanız az bir sabırla işin içinden çıkıyoruz, Cumhurbaşkanı’na dönerseniz de refahtan ölüyoruz. Garip değil mi?