Sosyal Medya

Reel Sektör

Deniz Yatırım: Hayat Dışı Sigorta Sektör Raporu

Türk lirası ve cinsinden değerlenen varlıklarda gelecek dönem beklentilerini konuşmaya başlarken, yakın geçmişi ve bilhassa Mayıs 2023 sonrası süreçten başlamayı…

Deniz Yatırım: Hayat Dışı Sigorta Sektör Raporu

Türk lirası ve cinsinden değerlenen varlıklarda gelecek dönem beklentilerini konuşmaya başlarken, yakın geçmişi ve bilhassa Mayıs 2023 sonrası süreçten başlamayı önemli ve değerli buluyoruz. Seçimlerin gündem olmaktan çıkması, para ve maliye politikalarında normale dönüş sürecini son derece hızlı bir şekilde mümkün kılarken, uygulanan politikalardaki uluslararası düzeyde kabul edilen normlara dönüş hızının yurt dışı yatırımcı ve kurumsallar nezdinde de kabul görmesi, yerel varlıklara olan ilgiyi destekledi. Hazine ve Maliye Bakanı Sn. Şimşek’in göreve gelmesini takiben sıkılaşan para politikası, dolarizasyondaki artış hızını ilk etapta keserken, devamında ise lira ve cinsinden değerlenen varlıklara olan teveccühün de artışının yolunu açtı.

Politika faizinin %50 seviyesine yükseltildiği süreçte, enflasyon beklentilerindeki ciddi bozulmaya ilk etapta engel olunurken, devamında ise farklı kesimler arasındaki makasın süreç içerisinde çok daha kabul edilebilir noktalara doğru kapanmaya başladığına dair sinyaller bizleri karşıladı/karşılamaya devam ediyor. Bugün gelinen noktada Türk para politikasında faiz indirim süreci devreye alınırken, yıllık enflasyonun da hala daha yüksek seviyelerde olmakla birlikte, yıllık hesaplamada <%40 gibi bir tabloda şekillendiğini görüyoruz.

2025 yılına dair makro beklentilerimizi Ocak ayında yayımladığımız 2025 Strateji Raporumuzda sizlerle paylaşmıştık. Esasen o günden bu yana temel varsayımlarımıza çok ciddi bir değişiklik, özellikle de negatif anlamda gerçekleşmedi. Türkiye ekonomisinin 2025’te %3 civarı ekonomik büyüme sergileyeceğini düşünmeye devam ediyoruz. En önemli makro başlık ve bunun doğal neticesinde de fiyatlama teması olarak enflasyonu görme pozisyonumuzu koruyoruz. Yılın ilk çeyreğinin enflasyon açısından bir miktar sorunlu geçme ihtimalini sık sık dile getiriyorduk. Nitekim Ocak ayındaki yönetilen ve yönlendirilen fiyatlar ağırlıklı yükseliş yönlü sürprizin ardından bu kez bir diğer önemli gelişme, ters yönde, Şubat ayında gerçekleşti ve yıllık enflasyon %39.05 seviyesine geriledi. Kısa vade açısından beklentimiz, Mart ve Nisan aylarında sırasıyla %38 ve %37 seviyelerine gerileme ihtimalinin ağır bastığı, yıl ortasına gelindiğinde ise %35 civarı TÜFE rakamının bizleri karşılayabileceği. Yerel ve global ek bir negatif (enflasyonu yükseltici yönde) şok yaşanmadıkça, yılın ikinci yarında %30 civarı ve hatta aşağısında bir tablonun gerçekleşme olasılığını da dışlamadan enflasyon seyrine göre beklentilerimizi şekillendirmeye çalışıyoruz. Nette çizdiğimiz bu tablo, para politikası açısından faiz indirimi adımlarının belki boyut olarak kısalma ihtimalini tam anlamıyla dışlayamasak da devam edeceğini düşünmemize imkan tanıyor.

2024’te Türk lirası ve cinsinden değerlenen varlıklar açısından uzun yıllardır karşılaşmadığımız pozitif reel faiz eğilimi takip ettik. Doğal olarak yerel varlıklara yapılan yatırımların getirileri kimi gruplarda ciddi anlamda yüksek seviyelere işaret etti. Bu noktada sigorta sektörünün de durumdan avantaj sağladığı su götürmez bir gerçek. Düşüncemiz, enflasyonla mücadele ve dezenflasyonu tesis etme sürecinde 2025’in de yerel varlıklarda reel faiz imkanını kısmen gerilemekle birlikte sunmaya devam edeceği ve sektörün bu durumdan avantaj sağlar durumunu koruyabileceği. Dahası, ülke risk primindeki azalış, daha öngörülebilir yatırım ortamı ve tahvil/bono piyasaları başta olmak üzere, diğer yerel varlıkların da getiri beklentisi anlamında masada kalmaya devam etmesi gibi gerekçeler, sektörün avantajlı konumunu 2025 yılında da sürdürmemesi için hiçbir gerekçe olmadığını gösteriyor. Ek olarak, tüm bu koşulların teknik karlılık ve bileşik rasyo gibi detayları da olumlu etkileyeceğini düşündüğümüzü önemle belirtmek isteriz. Keza sektör temsilcilerinin aylık bazda şeffaf şekilde açıkladıkları prim üretim rakamları da operasyonel açıdan başarılı kalmaya devam ettikleri şeklindeki düşüncemizi yılın ilk iki ayı baz alındığında fazlasıyla teyit ediyor.

 

 

 

 

 

Deniz Yatırım

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler