Sosyal Medya

ŞOK-ANALİZ:  TÜSİAD liderleri tutuklanmadı

20 Şubat 2025

Demokrasilerde temel prensip, kimsenin hukukun üstünde olmamasıdır.  Türkiye’de bu prensip kimsenin Erdoğan’ın karşısında olamayacağı şeklinde tezahür eder.  Demokrasi cenneti vatanımızda, çok istisnai durumlarda uygulanması gereken tutuklu yargılanma,  Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın beğenmediği şeyleri söyleyen ve yapanların derhal tutuklanması  geleneğine dönüşür.  Bu nedenle TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ve Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Arif Aras’ın polis eşliğinde, ilkinin evinden, ikincisinin ise iş yerinden alınıp savcılığa götürülmesinin de tutuklama kararı ile sonlanacağını kestirdik.

Maalesef, Erdoğan’ın Salı günü grup toplantısında yaptığı ateşli konuşmada iddiasının tersine, Türkiye’de imtiyazlı bir zümre halen var olmalı ki, bu iki şahıs  “yurt dışı yasağı” ve “adli kontrol” talebiyle İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edildi ve daha sonra serbest bırakıldılar.

Bu arada, sol örgütler, Kürt siyasetçiler ve STÖ mensupları, gazeteciler ve bilumum “sıradan vatandaş” tamamen uydurma suçlarla zindanlarda  çürümeye devam ediyor.

 

TÜSİAD başkanları ne ifade verdi?

 

Gazeteci Ceylan Sever’in aktardığına göre, TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Mehmet Ömer Arif Aras Sulh Ceza Hakimliği’ndeki ifadesinde bir bankanın yönetim kurulu başkanı olduğunu ve aylık ortalama gelirinin de 900 bin TL olduğunu söyledi.

Konuşma metninin ana temasında ekonomiye yönelik açıklamalar olduğunu kaydeden Aras, ifadesinde şu şekilde konuştu:

“Konuşmamın ana teması Türkiye ekonomisinin daha ileriye gitmesi için neler yapmamız gerektiği konusunda bir metindir. Eğitim dili, hukuk üstünlüğü, ekonomide alınması gereken tedbirler, ülkemizin kalkınması için kadın hakları, girişimcilik ekosisteminin geliştirilmesi ve birçok ekonomik konularda ve finansal konularda Türkiye’nin önünün açılması için birtakım örnekler vererek toplumun genel olarak hassasiyetini dile getirmeye çalıştım.

 

Konuşmada kamuoyunu yanıltıcı herhangi bir bilgiyi vermedim. Bütün yaklaşım ve anlatımların ekonomiye etkilerinin yorumlanması şeklindedir. Türkiye’nin yatırım ortamının geliştirilmesi amacına yönelik bu konuşmaları yaptım. 40 yıldır adresim ve işim herkesçe bilinmektedir. 33 yıldır aynı evdeyim, 38 yıldır aynı işte çalışıyorum.

Uluslararası bir bankanın QNB’nin yönetim kurulu başkanıyım. 15 yıldır yönetim kurulu başkanıyım. Bankanın kuruluşundan beri çalışıyorum, 70 yaşındayım, bu bankanın başında olduğum için yurt dışıyla temaslarım oldukça yoğundur. Başta Katar olmak üzere birçok ülkeye gidiyorum. Bankamızla 15 bin kişi çalışmaktadır. Türk ekonomisine katkı sağlamaya çalışıyoruz. Yurtdışına çıkış yasağının tarafıma uygulanmamasını arz ederim.”

 

Turan: “İş insanıyım. Yurt dışına çıkış yasağının reddini talep ediyorum”

 

TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ise kimlik tespiti sırasında Makine Mühendisi olduğunu ve aylık ortalama gelirinin 1 milyon TL olduğunu söyledi.

Yurt dışında yoğun ihracat yaptığını belirten Turan, “Şirketim yatırım sektöründedir 80’e yakın ülkeye ihracat yapmaktayız. Yoğun yurt dışı seyahatlerim olmaktadır. Ticaret Bakanımız ile  yurtdışına gidiyorum. Mart ve Nisan Ayında Çin ve Amerika seyahatlerimiz olacaktır. Yapay zeka ile ilgili çalışmalar yapıyoruz. Orada da Türk girişimcilere bir araya getirmeye çalışıyoruz. Adresim bellidir, İş insanıyım, yurt dışına çıkış yasağı talebinin reddine karar verilmesini talep ederim.” şeklinde konuştu.

 

 

TÜSİAD’a kayyım atanır mı?

 

Bizce TÜSİAD’ın Erdoğan’ın politikalarına isyan mahiyetinde 2 çıkışı en az insanımızın düştüğü hale vatanperver tepki kadar, kurum ve üyelerinin şirketlerine kayyım atanması kaygısını da yansıtıyor. Eğer TÜSİAD’dan gelen açıklamalar bu gözdağından sonra kesilirse, kısa vadede böyle bir tehlike görünmüyor. Ama bir adım daha atarlarsa, TÜSİAD da kayyım yönetimine geçebilir.

Bazı TÜSİAD mensuplarının şirketlerinin  kayyım kontrolüne geçmesi hala küçümsenmeyecek bir olasılık. Erdoğan niye böyle bir şey yapsın ki?  Nedeni basit.   FÖŞ’ün 17 Şubat tarihli makalesinde dile getirdiği noktaya bir kez daha vurgu yapalım:

 

“Araplara satacak şirket lazım. Araplar samimi, Türkiye’de yatırım yapacaklar da, bizim şirketlerin %90’ı Merve Hanım’ın giysilerinden daha ufak. Dişin kovuğuna gitmez. Havaalanı, havayolları, medya ve telekom şirketleri de gizli ortaklar vasıtasıyla AKPlilere ait, Arab’a mal  lazım”.

 

Piyasa tepki verir mi?

EĞER TÜSİAD liderleri tutuklansaydı,  piyasalarda  kısa vadeli şok satışlar yaşanabilirdi.  Ama Venezuela’dan Lübnan’a çok kaygan zeminlerde risk almaya alışmış global fonların pek fazla tepki vermeyeceği kanaatindeyiz.  AKP – TÜSİAD dalaşının kalıcı etki yapması için, en az  bir üyenin şirketine  ve/ya TÜSİAD’a kayyım atanması duyumlarının peydahlanması  ön şartımız olur.

Dünyaya baktığımızda her tür antidemokratik uygulamaların global fonlar tarafından  ciddiye alınmadığını görüyoruz. Bunun en güzel örneği Trump ve ABD. Politikalarının yarattığı olağanüstü belirsizlik, Anayasa Mahkemesi kararlarını kale almama riski ve “eski” sanayinin kaptanlarında yarattığı rahatsızlığa rağmen, VIX türü oynaklık göstergelerinde sıçrama yok.

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları