Gündem
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Boykot çağrısı yapanlara soruşturma başlattı
Son dakika haberine göre, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından Boykot çağrısı yapanlara soruşturma başlatılacağını açıkladı CHP lideri Özgür Özel’in açıklamasıyla başlayan boykot…

Son dakika haberine göre, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından Boykot çağrısı yapanlara soruşturma başlatılacağını açıkladı
Öte yandan yapılan çağrılar üzerine bazı işyerlerine yönelik fiziksel ve sözlü şiddet eylemlerine ilişkin yürütülen soruşturmaların da bu soruşturma kapsamında birleştirileceği öğrenildi
CHP liderinin başlattığı boykotun ardından sosyal medya üzerinden milyonlarca kullanıcı boykot kampanyasına destek verdi. Toplumun her kesiminden destek alan boykot çağrılarına bir yenisi de gene sosyal medya kullanıcılarından geldi. Gençlerin örgütlediği boykot kampanyasının bu yeni adımında boykot tarihi 2 Nisan 2025 olarak açıklandı.
2 Nisan Tüketim Boykotu adıyla duyuruları yapılan çağrıya bir destek de CHP lideri Özgür Özel’den geldi. Özel sosyal medya hesabından yayınladığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:
“19 Mart Darbesine karşı en ön safta direnerek geleceklerine sahip çıkan üniversite öğrencilerinden 301’i hukuksuzca tutuklandı ve bayramı ailelerinden ayrı geçiriyorlar. Öğrencilere, annelere, babalara, kardeşlere yapılan bu zulme karşı gençlerin başlattığı tüketim boykotunu gönülden destekliyorum. Herkesi bu boykota katılarak tüketimden gelen güçlerini kullanmaya davet ediyorum. Millet, devletin gerçek sahibidir. Devleti milletin karşısına diken bir avuç cuntacı kaybedecek, millet kazanacak.”
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturma başlatmasına tepkiler gecikmedi. Sosyal medya üzerinden çok sayıda kullanıcı savcılığın kararını eleştirirken Sözcü Gazetesi yazarı Yılmaz Özdil sosyal medya hesabından karara tepki gösterdi.
CHP yanıt verdi
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından boykot çağrısı yapanlar hakkında başlatılacak soruşturma haberlerine CHP sözcüsü Deniz Yücel’den yanıt geldi.
Yücel, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:
“23 yıldır topluma kin ve nefret tohumları ekmekten çekinmemiş, binlerce yıllık tarihimizde emsaline rastlanmayan kutuplaşma organizatörünün sözcüsü, şunu iyi bilmelidir ki; “siyasi fanatizm” ve “sosyal bölücülük” AKP’nin yıllardır uyguladığı yöntemlerdir. Cumhuriyet Halk Partisi kurucu parti olması hasebiyle Türkiye’nin birleştirici gücüdür. Anayasamızın, temel hak ve hürriyetlerin, demokrasinin teminatıdır.
AKP sözcüsünün ve trollerinin partimize ve Genel Başkanımıza salyalar akıtarak saldırmalarının nedeni; Sayın Özgür Özel’in AKP’nin finansörü olan firmalara, iktidarın borozanı olan medyaya yönelik #Boykot çağrılarının sonuç vermiş olmasıdır.
#Boykot Haktır… Finansörlerinize ve borozanlarınıza karşı #Boykot devam edecektir!”
İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “Siyasi rekabet, ilke ve vizyonla yapılır, tehdit ve sindirme ile değil. Muhalif görüşlere sahip vatandaşlarımızın siyaset kurumuna yönelik talep ve beklentilerini, kendi şahsi çıkar hesaplarına adeta kurban eden; onların umutlarını bozuk para gibi harcayan müflis siyaset tüccarları ve onların kayığına binip sağa sola nizamat vermeye çalışan ‘kültürel hegemonya’ bekçileri, ortaya koydukları bu faşist yaklaşımın sonuçlarıyla yüzleştiklerinde ne kadar büyük bir yanlışın içine sürüklendiklerini anlayacaklardır” açıklamasında bulundu.
İletişim Başkanı Fahrettin Altun, sosyal medya hesabından paylaşım yaparak, Türkiye’nin son dönemde hem içerde hem dışarda yoğun dezenformasyon kampanyalarına karşı mücadele verdiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
– Türkiye, son dönemde hem içerde hem dışarda yoğun dezenformasyon kampanyalarına karşı mücadele vermektedir.
– Ana muhalefet partisinde yaşanan iç çekişmeler ve bu süreçte kamuoyuna yansıyan iddialar dehşet vericidir. Ne yazık ki, bu kadar ciddi iddialar karşısında mahcubiyet duyması gerekenler, kamu vicdanına hesap vermek yerine, yalan ve iftira siyasetini sürdürmekte, “yavuz hırsız” misali algı operasyonlarına başvurmaktadır.
– Ramazan-ı Şerif’in manevi ikliminde dahi kutsal değerlerimize yönelik alçak saldırılar, organize küfür kampanyaları, dinimize, milletimizin mukaddeslerine ve Cumhurbaşkanımıza yönelik son derece edep dışı söylemler, toplumumuzun huzurunu hedef almıştır. Bu söylemler sadece siyasi nezaketsizlik değil, aynı zamanda organize kötülüğün dışavurumudur.
– Ana muhalefet kadrolarının sömürgeci zihniyeti çağrıştıran tutumlar içine girerek uluslararası odaklardan siyasi meşruiyet devşirme gayretleri ise ibret vericidir.
– Ekonomik istikrarımıza yönelik tehditlerin ve yatırımcı güvenini zedelemeye dönük açıklamaların içerideki bazı çevreler eliyle dışarıya servis edilmesi, bir siyasi rekabetin ötesinde milli menfaatlerimize karşı sabotaj girişimidir.
– Kendilerini hâlâ vesayet Türkiye’sinin imtiyazlıları zanneden bu azgın azınlık bilmelidir ki Türkiye, birilerinin birtakım küresel güçlere sırtını dayayıp parmak sallayabileceği bir ülke değildir.
– Bu ülkenin gerçek sahibi olan aziz milletimiz, bu oyunların farkındadır. Türkiye artık vesayet odaklarının, küresel güçlerin arka bahçesi değildir. Gücünü milli iradeden alan bir liderliğin öncülüğünde yoluna kararlılıkla devam etmektedir.
– Neredeyse on yıldır değiştiğini, geliştiğini, helalleştiğini iddia edenlerin Gezi kalkışmasından bugüne bir arpa boyu yol alamadığı ortaya çıkmıştır.
– Sürekli kendini tekrar eden bir faşizan tavrı içinden bir türlü atamayan bu zihniyet, çirkin bir üslup eşliğinde mahalle baskısı oluşturmaya, kendileriyle aynı görüşü paylaşmayanları sindirmeye çalışmaktadır.
– Farklı görüşlere tahammül edemeyen, kendinden olmayanı yaftalayan, hatta tehdit eden bu faşizan anlayış, demokratik olgunlukla, birlikte yaşama kültürüyle asla bağdaşmaz.
– Hiçbir sanatçımızın ve sektör emekçimizin de ideolojik temelli tehditlere, baskılara ve dışlanma girişimlerine karşı yalnız olmadığını belirtmek isterim.
– İletişim ekosistemimizin güvenliğini sağlamak üzere attığımız her adımda sektörün haklarını savunmaya devam edeceğiz. Görüşünden ötürü birilerinin baskısıyla yer verilmedikleri her alanda biz olacak, onları yalnız bırakmayacağız.
– Bir kez daha gerçek yüzü ortaya çıkan kifayetsiz muhterislere şunu söylüyoruz: Bu ülkede artık bu faşist söylemlerinizin, bu ayrımcı tutumlarınızın, bu kışkırtıcı, ötekileştirici dilinizin bir siyasal karşılığı kalmamıştır.
– Siyasi rekabet, ilke ve vizyonla yapılır; tehdit ve sindirme ile değil.
– Muhalif görüşlere sahip vatandaşlarımızın siyaset kurumuna yönelik talep ve beklentilerini, kendi şahsi çıkar hesaplarına adeta kurban eden; onların umutlarını bozuk para gibi harcayan müflis siyaset tüccarları ve onların kayığına binip sağa sola nizamat vermeye çalışan “kültürel hegemonya” bekçileri, ortaya koydukları bu faşist yaklaşımın sonuçlarıyla yüzleştiklerinde ne kadar büyük bir yanlışın içine sürüklendiklerini anlayacaklardır.
– Türkiye kararlıdır, güçlüdür ve yoluna milletin iradesi ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde devam etmektedir.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat açıklama yaptı
Ticaret Bakanı Ömer Bolat boykot çağrıları ile alakalı yaptığı açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Boykot çağrısı yapanlara karşı ticaretinde maddi kaybı olan tazminat davası açabilir”
cumhuriyet.com.tr