Ekonomi
Erdoğan dünyanın Türkiye’deki siyasi krizi görmezden geleceğine güveniyor
"Giderek netleşen şey, Erdoğan'ın Türkiye'yi tam otokrasiye doğru yönlendirme ve ülkenin son on yıldaki yönetimini karakterize eden rekabetçi otoriter modelden uzaklaşma isteği"

Türkiye hafta sonunda Recep Tayyip Erdoğan’ın en büyük rakibini hapse attığında binlerce protestocu sokaklara döküldü. Ülkenin Batılı müttefiklerinden daha az ses çıktı.
Türkiye’nin Cumhurbaşkanı ve NATO’nun ikinci büyük ordusunun komutanı, dünyanın kendisine, ülkenin demokrasisi için verilen mücadeleye katılma ihtiyacından daha fazla ihtiyaç duyduğuna güveniyor.
ABD ve Avrupa güvenlik sorunlarıyla meşgulken, Erdoğan kendisini Ukrayna’dan Orta Doğu ve Afrika’daki çatışma bölgelerine kadar kilit bir güç simsarı olarak konumlandırdı. Avrupa başkentlerinden gelen birkaç itiraz dışında, Pazar günü bir Türk mahkemesinin İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu resmen tutuklamasının ardından uluslararası tepkinin yokluğu dikkat çekiciydi.
Almanya’nın görevden ayrılan başbakanı günler önce İmamoğlu’nun tutuklanmasını “iç karartıcı” olarak nitelendirmişti. ABD Başkanı Donald Trump’ın Dışişleri Bakanlığı ise olayı bir iç mesele olarak değerlendirdi.
Türkiye hükümeti savcıların siyasi baskı altında hareket etmediğini söylüyor. Ancak birçok kişi Erdoğan’a yönelik eleştirilerin ardından kendilerini parmaklıklar ardında buldu.
Ancak İmamoğlu gibi yüksek profilli ve bir sonraki seçimde Erdoğan’ı yenebileceği düşünülen bir ismin hapse atılması daha önce görülmemiş bir durum.
Erdoğan muhtemelen Türkiye’nin artan stratejik öneminin demokratik eksikliklerinden daha ağır bastığını hesaplamıştır. Yatırımcılar Türk varlıklarını elden çıkarıp yabancı parayı ülkeye geri getirme konusunda son dönemde kaydedilen ilerlemeyi geri alsa da, bu bahis şu ana kadar siyasi olarak karşılığını verdi.
Ukrayna’daki savaş Avrupa’yı, Trump ABD’nin Avrupa’daki güvenlik taahhütlerini yeniden gözden geçirirken Avrupa için savunma kabiliyetleriyle değerli bir müttefik haline gelen Türkiye’ye giderek daha fazla bağımlı hale getirdi. Washington Yakın Doğu Politikaları Enstitüsü Türkiye Araştırmaları Programı Direktörü Soner Çağaptay, “Küresel ortam, zeitgeist’ı iyi okuyan Erdoğan’a karşı müsamahakâr” diyor. “Avrupa ya da ABD’den anlamlı bir geri adım beklemiyorum.”
Muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) kilit liderlerinden İmamoğlu ilk olarak 19 Mart’ta gözaltına alındı. Bu, yetkililerin cumhurbaşkanlığına aday olmak için zorunlu bir şart olan üniversite diplomasını iptal etmesinden bir gün sonraydı. Daha sonra yolsuzlukla suçlandı ve hakkındaki tüm iddiaları reddetti.
54 yaşındaki belediye başkanı, Erdoğan’ın seçtiği adayı yerel seçimlerde mağlup ettiği 2019’dan bu yana önemli bir siyasi güç halinde. Bu başarısını geçen yıl Erdoğan’ın bir başka müttefikine karşı tekrarlayarak ana muhalefet grubunun Erdoğan’ın AK Partisine eşi benzeri görülmemiş bir yenilgi yaşatmasına yardımcı oldu.
Daha önce hapse atılan Kürt yanlısı ya da Türk milliyetçisi parti liderlerinin aksine, İmamoğlu’nun hızlı yükselişi ve popülaritesi onu Erdoğan’ın şimdiye kadar kenara ittiği en zorlu rakibi yapıyor. İmamoğlu tutuklanmasından kısa bir süre sonra yaptığı açıklamada “Demokrasimize sürülen bu kara lekeyi hep birlikte çıkaracağız. Dimdik ayaktayım, asla eğilmeyeceğim” dedi.
İçişleri Bakanlığı Pazartesi günü yaptığı açıklamada, polisin protestolar sırasında 1.133 kişiyi gözaltına aldığını ve göstericilerle çıkan çatışmalarda 120’den fazla polis memurunun yaralandığını söyledi. Bakanlık kaç protestocunun yaralandığını açıklamadı.
Türkiye’de bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçimi 2028’de yapılacak, ancak anayasaya göre 71 yaşındaki Erdoğan’ın tekrar aday olması yasak. Bunu değiştirmek için AK Parti ve müttefiklerinin parlamento çoğunluğuna ihtiyacı var ve gözlemciler muhaliflere yönelik baskıların ve Kürt ayrılıkçılarla barışmak için yapılan son girişimlerin desteği artırmak için tasarlandığını söylüyor.
Danışmanlık şirketi Teneo’nun eş başkanı Wolfango Piccoli, “Giderek netleşen şey, Erdoğan’ın Türkiye’yi tam otokrasiye doğru yönlendirme ve ülkenin son on yıldaki yönetimini karakterize eden rekabetçi otoriter modelden uzaklaşma isteği” dedi.
Bu arada Türkiye’deki siyasi çalkantılar, transatlantik savunma kurumlarının kendi benzeri görülmemiş zorluklarıyla boğuştuğu bir döneme denk geliyor.
Trump, Erdoğan’ın bir barış gücü göndermeyi teklif ettiği Rusya ve Ukrayna arasında ateşkes müzakereleri yürütüyor. Türkiye, Rusya’nın böyle bir role karşı çıkmadığı birkaç ülkeden biri – gerçi Devlet Başkanı Vladimir Putin NATO birliklerini Ukrayna’da istemediğini söylemişti. Türkiye, ABD’li yetkililere İslam Devleti ile mücadeleyi devralma ve Suriye’de istikrarı sağlama planlarını sunarak Amerikalıların çabalarını diğer ulusal güvenlik önceliklerine odaklamalarını sağladı.
Erdoğan, 16 Mart’ta ABD Başkanı ile yaptığı telefon görüşmesinde, Trump’ın ilk başkanlığı döneminde Türkiye’nin savunma şirketlerine uygulanan yaptırımların kaldırılmasını da istedi. Ayrıca önümüzdeki ay Trump’la Beyaz Saray’da bir araya gelmeyi hedefleyen Erdoğan, Türkiye’nin Amerika’nın en gelişmiş beşinci nesil savaş uçaklarını üretecek ortak bir program olan F-35 projesine yeniden dahil edilmesini talep etti.
Trump’ın özel temsilcisi Steve Witkoff Cuma günü yaptığı açıklamada İmamoğlu’nun tutukluluğunun yol açtığı protestolara ilişkin endişeleri reddederek “Bence Başkan birkaç gün önce Erdoğan’la harika bir görüşme yaptı – gerçekten dönüşümsel bir görüşme” dedi. “Bu görüşmenin bir sonucu olarak şu anda Türkiye’den gelen pek çok iyi ve olumlu haber var.”
Şu anda Erdoğan’ın isteklerini kontrol edebilecek tek güç yatırımcılar olabilir.
Mali piyasalardaki dalgalanma, Erdoğan’ın 2023 ortalarında yeniden seçilmesinden ve eski müttefiki Mehmet Şimşek’i maliye bakanı olarak geri getirerek alışılmışın dışındaki politikalarından derhal U dönüşü yapmasından bu yana ülkenin ekonomik kazanımlarını tehlikeye atıyor. Merkez Bankası faiz oranlarını %50’ye yükseltti – Erdoğan’ın 2003’te Türkiye’yi yönetmeye başlamasından bu yana en yüksek oran – ve Türkiye’nin eksi rezervlerinin artıya dönmesini sağlayacak kadar uzun bir süre faizi yüksek tuttu. Hâlâ %40 civarında seyreden enflasyon, aşırı fiyat artışlarının birçok Türk’ü yoksulluğa ve Erdoğan’ın iktidar partisinden uzaklaşmaya itmesinin ardından nihayet azalma belirtileri gösteriyordu.
İmamoğlu’nun geçen hafta gözaltına alınmasından bu yana Türkiye’nin borçlanma maliyetleri yükseldi, hisse senetleri düştü ve lira 2021’den bu yana en büyük satışını gördü. Merkez Bankası, liradaki düşüşü durdurmak ve enflasyonu tetiklemesini önlemek için kamu bankalarının dalgalanmanın ilk gününde 9 milyar dolar kadar satış yapmasıyla müdahalede bulundu.
Siyaset bilimci Çağatay, “Türkiye’de Erdoğan’ın üzerinde kontrol sahibi olmadığı tek şey kitlesel barışçıl protestolar ve piyasalar. Ancak bu ikili Türkiye’nin cumhurbaşkanını rotasını değiştirmeye ikna edebilir” dedi.