Sosyal Medya

Gündem

Burak Köylüoğlu:  Trump’tan sert diplomasi

Finans ve siyaset tarihi uzmanı Burak Köylüoğlu anlattı: Trump en yapmak istiyor?

Burak Köylüoğlu:  Trump’tan sert diplomasi

Cuma günü uluslararası gündem; Oval Ofis’te yer alan ABD Başkanı Trump, ABD Başkan Yardımcısı JD Vance ile Ukrayna Devlet Başkanı V. Zelensky arasında geçen sert ve hararetli toplantı üzerinde oluşmuştu. Trump ve Vance’in epey sert sözleri dünyayı şok etti. Aslında şaşıracak bir şey yok. On yıllarca kapalı kapılar arkasında diplomasinin kadife eldiveni altında gizlenmiş yöntemler, Trump yönetimi tarafından özellikle canlı yayında kadife eldiven giymeden sergileniyor. Ne de olsa Trump hayatının en büyük başarılarından biri olan “The Apprentice” programından dolayı epey bir antremanlı.

Burak Köylüoğlu

ABD, yakın müttefiklerinde, genel stratejisine uyumlu olmayan liderleri pek sevmez. Bu konuda en güzel örnek, 1956 Süveyş Krizi sırasında ABD’nin en yakın müttefiklerine karşı tutumudur.

 

Mısır Süveyş Kanalı’nı millileştirmesi sonrasında Fransa ve İngiltere gizli bir pakt oluşturarak, İsrail’i Mısır’a karşı savaşa itmişti. Savaşı bahane eden Fransız ve İngiliz birlikleri Port Said’i ele geçirmiş ve Süveyş Kanalı’nı 24 saat içinde işgal edecek duruma gelmişlerdi. İngiliz ve Fransız “gölge donanması” ve hava gücü, İsrail’in Sina Yarımadası’nda, Kanal’a doğru taarruzunu kolaylaştırıyordu.

 

ABD Başkanı Eisenhower kendisine danışılmadan yapılan bu harekata sert bir tepkide bulunacaktı. Sovyetler Birliği’nin bölgeye askeri müdahale tehdidi ardından, Amerikalılar; İngiliz-Fransız-İsrail güçlerinin derhal bölgeden çekilmesini talep etti. İlk yanıt olumsuzdu.

 

 

İngiltere’ye açılan Amerikan kredileri donduruluverdi. İngilizler bu dönemde süregelen yüksek dış ticaret açığı nedeni ile IMF desteğine ihtiyaç duyuyordu. Ancak IMF İngiltere’nin acil fonlama talebini reddecekti. Süveyş Kanalı kapandığı için İngilizler petrol sıkıntısı çekiyordu. Amerikalılar petrol sevkiyatını da durdurmuştu. Diğer NATO ülkeleri de İngiltere ve Fransa’ya petrol sevkiyatını kesecekti. ABD’nin talimatı ile Suudi Arabistan da petrol ambargosuna başlamıştı. İngilizler, petrole ulaşmak için Bahreyn ve Katar’ı işgal etmeyi dahi düşünmeye başlamıştı.

 

Amerikalılar açık bir şekilde, piyasada İngiliz sterlinini ve devlet tahvillerini satacaklarını muhataplarına iletince, İngiltere pes edecekti.

 

Amerikan yönetimi İsrail’e de işgal ettiği Sina Yarımadası ve o dönemde Mısır’ın kontrolünde olan Gazze’den çekilmesi veyahut sonuçlara katlanmasını belirtecek, İsrail işgali sonlandırmak zorunda kalacaktı. İngiliz ve Fransız komandoları ise utanç içinde Port Said’i tahliye edecekti.

 

Süveyş Krizi bir dönüm noktasıdır. İngiltere bu vakadan sonra, ABD’nin en önemli stratejik ortağı olmayı tercih edecekti.

 

Amerikan yönetimi, olası bir Sovyet askeri müdahalesini engellemek için, Süveyş’te en yakın müttefiklerine karşı demir yumruğunu göstermişti. Şimdi de aynı vakanın modern versiyonunu görüyoruz. Bu örnek aslında kadim bir sözü hatırlatıyor.

 

“Bazı şeyler değişir ancak bazı şeyler hiçbir zaman değişmez.”

Burak Köylüoğlu, Linked-In paylaşımıdır

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler