Sosyal Medya

Genel

Yapay Zeka, Türkiye İçin Büyük Kazançlar Vadediyor, Ancak Gerçek Zorluklar Kullanım Şeklimizde Gizli

Mayıs 2024’te yayımlanan “Türkiye’de Yapay Zekanın Ekonomik Potansiyeli” başlıklı rapor, profesör Altan Çakır tarafından Google ve Implement Consulting’in desteğiyle hazırlanmıştır. Rapor, üretken yapay zekanın Türk ekonomisine olası katkıları ve iş gücü piyasalarına etkileri hakkında oldukça önemli projeksiyonlar sunuyor.

Yapay Zeka, Türkiye İçin Büyük Kazançlar Vadediyor, Ancak Gerçek Zorluklar Kullanım Şeklimizde Gizli

Diğer teknolojik dönüşümlerden farklı olarak, yapay zeka (YZ) hızla tüm yaşam alanlarına nüfuz ediyor ve benimsenmeye başlandığı her alanda önemli dönüşümlere yol açıyor. Özellikle, üretken yapay zekanın gelişimi ve erişilebilirliği, bu dönüşümün radikal bir boyut almasına neden oldu. Bunun sonucunda, ülkeler üretken yapay zekanın sunabileceği ekonomik fırsatlara ve iş gücü piyasalarındaki potansiyel etkilerine odaklanmaya başladılar.

Türkiye’de Yapay Zeka Ekonomik Potansiyeli

Mayıs 2024’te yayımlanan “Türkiye’de Yapay Zekanın Ekonomik Potansiyeli” başlıklı rapor, profesör Altan Çakır tarafından Google ve Implement Consulting’in desteğiyle hazırlanmıştır. Rapor, üretken yapay zekanın Türk ekonomisine olası katkıları ve iş gücü piyasalarına etkileri hakkında oldukça önemli projeksiyonlar sunuyor. Rapordaki ana öngörü, üretken yapay zeka fırsatlarının etkili bir şekilde kullanılması halinde, önümüzdeki on yıl içinde Türkiye’nin yıllık gayri safi yurtiçi hasılasına (GSYH) yaklaşık %5 oranında, yani 50 ile 60 milyar dolar (1,92 trilyon TL ile 2,31 trilyon TL) ek bir katkı sağlanabileceğidir. Bu ek ekonomik katkının, bu teknolojiyi kullanarak iş gücü verimliliğindeki artış, kullanılmayan zamanın genişlemesi ve bu zamanın diğer değer yaratıcı faaliyetlere aktarılmasıyla sağlanması bekleniyor.

Otomasyona Karşı İş Gücü Verimliliği

Öte yandan, rapor, Türkiye’deki mevcut 31 milyon iş pozisyonunun %41’inin (yaklaşık 13 milyon iş) otomasyona maruz kalmayacağını, %55’inin (yaklaşık 17 milyon iş) ise üretken yapay zekanın katkılarından faydalanacağını öngörüyor. Geriye kalan %4’lük dilimde (yaklaşık 1 milyon iş) ise kısmi veya tam iş dönüşümü bekleniyor. Bu doğrultuda, üretken yapay zeka teknolojilerinin, iş pozisyonlarının %59’unu etkilemesi bekleniyor. Bahsedilen etki üç boyutta gerçekleşecek. Pozisyonların %55’inde – bunların %70’inin hizmet sektöründe olduğu – iş gücü verimliliğinin artması öngörülüyor. Kısmi veya tam iş dönüşümü beklenen %4 ise, 55%’lik dilimde serbest kalan zamanın diğer değer yaratıcı faaliyetlere yönlendirilmesiyle ortaya çıkan yeni rollerle gerçekleşecek. Bu bağlamda, istihdamda net bir kayıp beklenmemektedir.

Yapay Zeka Düzenlemeleri

Raporda, üretken yapay zeka teknolojilerinin öngörülen ekonomik faydaları ve istihdam etkilerinin gerçekleşebilmesi için üç önemli düzenleyici önlem vurgulanmaktadır: iş gücünün yeniden beceri kazandırılması ve beceri yükseltilmesi, yerel yenilikçi aktörlerin AR-GE faaliyetlerinin artırılması ve ticari yenilik çabalarının hızlandırılması.

Anahtar İstihdam Projeksiyonları

Yapay zeka teknolojilerinin Türkiye ekonomisi ve iş gücü piyasaları üzerindeki potansiyel etkileriyle ilgili böyle kapsamlı bir rapor hazırlanması oldukça önemlidir. Ancak bu alanda daha ayrıntılı ve kapsamlı raporlara duyulan ihtiyaç giderek artmaktadır. Çünkü, yapay zeka teknolojilerinin ekonomik ve iş gücü piyasalarındaki etkilerine dair uluslararası tartışmalar ve bulgular giderek daha karamsar bir hal almaktadır.

Geçmişteki büyük teknolojik dönüşümlerde, ortadan kaybolan işlerin bir kısmı yeni pozisyonların yaratılmasıyla dengelenmişti. Ancak, son çalışmalar, yapay zeka teknolojileriyle bu durumun farklı olabileceğine dair uyarılarda bulunmaktadır. Yeni yaratılan işlerin sayısının, kaybolan işlerle telafi edilemeyecek kadar az olması veya yeni yaratılan işlerin hızla ilerleyen yapay zeka sistemleri tarafından devralınması gibi olasılıklar gündemdedir. Bu nedenle, daha kapsamlı ve ileriye dönük hazırlıklar acilen yapılmalıdır.

Düşük ve Orta Becerili Çalışanlar İçin YZ’nin Potansiyeli

Raporda vurgulanan bir diğer önemli nokta, üretken yapay zeka teknolojilerinin iş gücü verimliliği üzerindeki etkisinin, düşük ve orta seviyedeki becerilere sahip gruplar için yüksek becerilere sahip gruplardan çok daha yüksek olacağıdır. Başka bir deyişle, uygun şekilde benimsenirse, bu teknoloji düşük ve orta seviyedeki çalışanların verimliliğini hızla artırabilir, böylece genel verimlilik ve çıktı artacaktır. Ancak bu, işverenlerin yapacağı tercihlere bağlıdır. Küresel eğilim, maalesef bu yönde ilerlememektedir. Çoğu işveren, bu teknolojiyi çalışan sayısını azaltmak ve karları artırmak için kullanmayı tercih etmektedir. Bu, genellikle insan emeğini artırmak ve düşük ve orta becerili çalışanların verimliliğini iyileştirmek yerine otomasyonu tercih etme eğilimidir. Ayrıca, istihdam azaldıkça, işçi haklarıyla ilgili sendikal faaliyetler de giderek daha fazla zayıflamaktadır.

İş Gücü Piyasasında Dört Çözüm

2008 ile 2021 yılları arasında Türkiye’de her yıl ortalama 5,2 milyon yeni iş yaratılırken, yaklaşık 5 milyon işin kapandığına dikkat çekilmektedir. Bu da, iş pozisyonları açısından Türkiye’nin nispeten dengeli bir iş gücü piyasasına sahip olduğunu gösteriyor. Ancak, rapor aynı zamanda 2023 itibariyle büyük şirketlerin %19’u ve küçük ile orta ölçekli işletmelerin (KOBİ’ler) yalnızca %5’inin yapay zeka teknolojilerini uyguladığını belirtmektedir. Bu nedenle, yapay zekanın gerçek etkilerinin önümüzdeki dönemde ortaya çıkması bekleniyor.

Eğitim ve İş Gücü Yetenekleri konusunda adım atmak, iş gücü verimliliğini artırmak ve iş gücünün zorluklara karşı dayanıklılığını güçlendirmek için büyük önem taşımaktadır. Üniversitelerde YZ eğitimini güçlendirmek, iş gücü için büyük fırsatlar yaratacaktır.

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler