Sosyal Medya

Genel

Murat Belge: Erdoğan’ın ideolojisi Türkiye’yi fakirleştirmek

Muhalefet, AKP’nin uyguladığı politikayı, politikaları yeterince doğru yorumlamıyor gibi geliyor bana. Nasıl? Şöyle: AKP’nin kendi ideolojisi çerçevesinde yapması gerektiğini düşünerek yaptığı şeyleri bir “yanlış yapma” olarak, dolayısıyla etkisini hafifseyerek anlamak gibi bir şeyden söz ediyorum.

Murat Belge: Erdoğan’ın ideolojisi Türkiye’yi fakirleştirmek

Murat Belge T24’te yayınlanan makalesinde Erdoğan’ın Türkiye’yi kendi ideolojisi doğrultusunda yönetmeye kararlı olduğunu, bu nedenle genel kabul gören temel ekonomik kuralları uygulamadığını; ve serbest piyasayı düzenleyen/denetleyen kurumları yıprattığı analizini yaptı. “İktidar ne yapıyor?” başlıklı makaleden önemli paragraflar şöyle:

Çok kişi, politikanın içinde olanlar, aydınlar, muhalifler Türkiye’nin hiçbir zaman bu kadar kötü yönetilmediğini söylüyorlar. Buna katılmamak mümkün değil. Ama “kötü” yönetmekten ne anlıyoruz? Niçin böyle oluyor?

 

Bugün belki ayrıntı gibi görülebilecek bir tema üstünde duracağım. Muhalefet, AKP’nin uyguladığı politikayı, politikaları yeterince doğru yorumlamıyor gibi geliyor bana. Nasıl? Şöyle: AKP’nin kendi ideolojisi çerçevesinde yapması gerektiğini düşünerek yaptığı şeyleri bir “yanlış yapma” olarak, dolayısıyla etkisini hafifseyerek anlamak gibi bir şeyden söz ediyorum. Ne demek bu?

“Ekonomi tepetaklak” diyorlar. Öyle mi? Öyle. Hukuk, adalet, demokrasi laftan ibaret kalmış diyorlar. Evet, içler acısı durumda.

 

“Devletin kurumları çöktü. Ayakta kalan kurum yok” diyorlar. Şöyle bir bakış bunun tamamen böyle olduğunu göstermeye yetiyor.

 

Ancak çeşitli muhalifler, bunları AKP’nin bir “beceriksizliği” gibi görüyor ve anlamlandırıyorlar sanırım. Benim itirazım da bu noktada. Bunlar bir işi becerememek gibi, yanlışlık yapmak denecek bir hareket tarzının sonuçları değil, AKP’nin ve Tayyip Erdoğan’ın olmasını istedikleri Türkiye’nin yapısal ögeleri. Onların “istedikleri” de “Ne hoş” olurdu tarzı temenniler değil, benimsedikleri ideolojinin “olmazsa olmaz” diye ortaya koyduğu kurumlar, uygulamalar vb.

 

“Ekonomi tepetaklak” dedik. Nasıl oldu bu? Tayyip Erdoğan “Ben ekonomistim” dedi ve bir kararını uygulamaya koydu. Arkası nasıl geldi, yaşayarak öğrendik. Peki, Tayyip Erdoğan “yanlışlık” mı yapmıştı? Hayır, Kur’an-ı Kerim’de yazılı olan ilkeyi uygulamaya çalışmıştı. Alınan sonuçlar da, Erdoğan gibi birini bu ilkenin yanlışlığına ikna edemez. Onun için bir “fırsat” gördüğüne inandığı anda gene aynı minval üzere bir uygulamaya geçecektir.

 

Gelelim “kurumlar”a. Harun Reşid’in, Hazreti Ali’nin, bütün bu tarihi kişilerin parlamentoları mı vardı; “Halife” dediğin kişinin yaptıklarının doğruluğunu “ulema” ölçer, biçer, bildirir, “senato” falan gibi bir kurum değil. Onun için belki en çok bu kurumlar faslında AKP ve Tayyip Erdoğan kendi ölçüleri içinde “ilkeli” davranıyorlar.

 

Tayyip Erdoğan üstüne bir değerlendirme yapan muhaliflerin muhtemelen hepsi onun “pragmatist” olduğunu söylüyorlar. “Hayır. Değil” demek mümkün görünmüyor. Kararlı bir pragmatist olduğunu gösteren bir dolu örnek var. Ama benimsediği İslami ideolojinin koyduğu kurallara bağlı kalan, en azından bağlı kalmaya çalışan bir pragmatizm bu.

Yani, ortada bir “yanlışlık” yok. Bu ideolojiyi bu çağda, bu kalıplar içinde uygulamak niyetindeyseniz, bunların hemen hemen hepsi, paketin içinde olması gereken nesneler.

 

Muhalif cephenin itirazlarının dozu yükseliyorsa, iktidar istediklerinin biraz daha fazlasını gerçekleştirmiş demektir.

 

Son karar toplumda.

 

 

Alıntıdır

 

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler