Genel
Hürriyet ve SABAH yazarları TÜSİAD için ne dedi?
Haddini aşan, zıddına döner.. Zihni mıntıka temizliği şart

Hürriyet/Abdülkadir Selvi
TÜSİAD YİK Başkanı Ömer Aras sistemin çöktüğünü savunmuştu. Çöken onların kurduğu düzendi. Erdoğan ona değindi. “Çöktü” diyerek feveran ettikleri, yıllardır tıkır tıkır işleyen rant düzenleridir. İmtiyazlar üzerine bina ettikleri ayrıcalıklı sistem çökmüştür. Siyasetçilere had bildirdikleri kibirli sistem çökmüştür. İstikrarsızlık üzerinden paralarına para kattıkları sistem çökmüştür” diye konuştu.
Birilerinin çıkıp TÜSİAD’a ‘siyaseti dizayn etmeye çok meraklıysan o zaman kur partini çık meydana’ demesini bekliyordum. Onu Erdoğan yaptı. “Eski Türkiye’nin karanlık ve kaotik ikliminde senelerce borunuzu öttürmüş olabilirsiniz. Ama yeni Türkiye’de haddinizi bileceksiniz. İş adamı derneğiyseniz, iş adamı derneği gibi davranmayı öğreneceksiniz. Siyaset yapmaya çok hevesliyseniz ya parti kurarsınız, ya da ağzınızdan çıkacak iki çift söze bakan muhalefet partilerinden birini seçersiniz”.
Bu kadar basit.
Eyy TÜSİAD ya partini kur ya da siyasete ayar verme hastalığından vazgeç.
Erdoğan senin bildiğin liderlerden değil.
Askeri vesayete, darbelere, muhtıralara boyun eğmemiş olan Erdoğan sana mı eyvallah edecek.
SABAH/Bercan Tutar
Devletimiz yaptığı hamlelerle bu sömürgeci işgal zihniyetini ve beslediği yerli odakları ortadan kaldırıyor. Aksi halde iç cepheyi güçlendirmek zorlaşacaktır. Zira yeni bir dünyanın kurulduğu bu kritik aşamada bir yüzyılı daha kaybetme lüksümüz yok.
Ufukta köklü bir ‘zihni mıntıka temizliği’ görünüyor. Başta medya, akademi ve sermaye kesimi olmak üzere vesayet bataklığında boy veren bütün kurum ve kuruluşlar ‘vesayetten uzağa ve temize çekilmeli…’
TÜSİAD’a, CHP’ye veya The Economist’e bakıp “İşte vesayet odakları ve efendileri! Yine aynı teraneleri sayıklıyorlar!” deyip geçiştirmek kolaycılık olur. Vesayet ideolojisi sistemin her katmanına nüfuz etmeye çalışır. İşini şansa bırakmaz.
Hiç ummadığınız yerden uç verir. Haliyle emperyal güçlerin ülkemize yönelik kirli projelerinin sadece terör örgütlerinden ibaret olduğunu sanmak safdillik olur. En tehlikeli vesayet odağı ise devletin gücünü, imkân ve makamlarını kullanıp memleketin barış ve istikrarını dinamitleyenlerdir.
SABAH/Okan Müderrisoğlu
TÜSİAD’ın 13 ve 18 Şubat tarihli açıklama ve paylaşımları, baskı- etki grupları ile siyaset kurumu arasındaki ilişkilerin niteliğini ve sınırlarını yeniden gündemin üst sıralarına taşıdı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın TÜSİAD’a cevap verip vermeyeceği, önceki yıllarda yaşanan gerilimli anlardakine benzer bir üslup kullanıp kullanmayacağı merak konusu oldu. Erdoğan, dün AK Parti grup toplantısındaki konuşmasına kadar TÜSİAD ve etrafındaki muhalefetin eteğindeki taşları dökmesini bekledi. Bakanların seri tepkisi sonrası, TÜSİAD’ın nasıl tutum takınacağını görmeyi yeğledi. Soğukkanlı bir duruş sergiledi. TÜSİAD’da biriken negatif enerjinin kaynağına inmeyi tercih etti. Ve güncel teşhisi koydu:
“… Ekonomiyle, istihdamla, üretimle ilgili yapıcı fikirlerle gündeme gelmek yerine siyaset mühendisliğine soyunanlara şunu hatırlatmak isterim!.. Eski Türkiye’yi özlüyor olabilirsiniz ama yeni Türkiye’de haddinizi bileceksiniz. İş adamı derneği iseniz, iş adamı derneği gibi davranmayı öğreneceksiniz. Milleti kışkırtmayacak, devletin kurumlarını provoke etmeyecek, yargıyı baskı altına almaya çalışmayacaksınız. TÜSİAD, haddini bilmeyi öğreneceksin!”
Peki, Erdoğan “had” konusunda TÜSİAD’a neden bu kadar sert çıktı. Çünkü…
İmam Gazali’nin bin yıl önce formüle ettiği ilke bugün de geçerli de ondan. Yani…”Haddini aşan, zıddına döner!” Doğal sınırlarını aşan her güç, her aktör veya politika ya sonucuna katlanmak durumundadır ya da bir başka sona yaklaşıyordur!