Sosyal Medya

Genel

ANALİZ:  Deprem ve Kanal İstanbul projesi:  Depremin gücünü artırır?  Depremde $15 milyarlık proje zarar görür mü?

Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Ahmet Ercan, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Kanal İstanbul projesine ilişkin kritik uyarılarda bulunurken "18 milyonluk bir kente kara günler gösterebilir" ifadelerini kullandı. Değerli bilim insanının bu uyarısı üzerine diğer sismoloji uzmanlarından da  görüş aldık.  Sonuç olarak, Kanal İstanbul ve deprem arsasındaki sebep-sonuç ilişkisi hususunda konsensus yok. Üstünde  uzlaşılan tek öğüt:  Daha detaylı bir zemin ve ÇED etüdü yapılmadan, projeye başlanmaması.

ANALİZ:  Deprem ve Kanal İstanbul projesi:  Depremin gücünü artırır?  Depremde $15 milyarlık proje zarar görür mü?

Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Ahmet Ercan, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Kanal İstanbul projesine ilişkin kritik uyarılarda bulunurken “18 milyonluk bir kente kara günler gösterebilir” ifadelerini kullandı. Değerli bilim insanının bu uyarısı üzerine diğer sismoloji uzmanlarından da  görüş aldık.  Sonuç olarak, Kanal İstanbul ve deprem arsasındaki sebep-sonuç ilişkisi hususunda konsensus yok. Üstünde  uzlaşılan tek öğüt:  Daha detaylı bir zemin ve ÇED etüdü yapılmadan, projeye başlanmaması.

 

Prof Ercan’ın görüşü

 

Prof Ercan, açıklamasında “Her koca yerleşim alanında savaş, deprem, salgın, doğal kıranlar görüldüğünde, o kentin kendi kendini besleyebilmesi “saklı tarım alanları” korunur, asla yapılaşma izni verilmez. İstanbul’da bu tür akanlar; Bostancı, Tuzla, Acıbadem, Beykoz, Çekmece, Pendik, Ömerli, Dudullu,Şile, Beşiktaş Ihlamurdere, Ortaköy Dereboyu, Topkapı, Bahçelievler, Bakırköy, Avcılar, Küçükçekmece, Sefaköy, Ayamama, Esenyurt, Hoşköy, Halkalı, Hadımköy, Ataköy, Yeşilköy, Çatalca, Arnavutköy, Uskumruköy, Büyükçekmece, Kumburgaz, Silivri, Pirinçciköy, Kemerburgaz, Göktürk, Cumhuriyet, Kıraç, Beylikdüzü, Gürpınar gibi verimli toprakların olduğu yerlerdi.” sözlerini sarf etti.

 

“KANAL İSTANBUL’UN GEÇEREK YOK EDECEĞİ…”

“Bunların çoğu deprem duyarlı olup, yapılaşarak elden çıktı.” ifadelerini kullanan Ercan, “İstanbul’un elde kalan son saklı tarımsal, hayvansal beslenme alanı Kanal İstanbul’un geçerek yok edeceği Küçükçekmece-Sazlıdere-Durusu kuşağıdır. Öngörüsüz davranışlar 18 milyonluk bir kente kara günler gösterebilir. Ne diyeyim? Uğurlusu olsun.” söyleminde bulundu.

 

 

🌍 Prof. Dr. Naci Görür: “Kanal İstanbul, deprem riskini artırır”

Bilim Akademisi üyesi ve jeoloji profesörü Prof. Dr. Naci Görür, Kanal İstanbul projesinin hem çevresel hem de sismik açıdan ciddi riskler taşıdığını ifade ediyor. Görür’e göre, kanalın Marmara Denizi’ne açılan bölümü, beklenen büyük İstanbul depreminde 9 ila 10 şiddetinde etkilenebilir. Bu da kanalın ciddi hasar görmesine, çevresindeki yapıların yıkılmasına ve İstanbul’un altyapısının zarar görmesine yol açabilir. Bu görüşünü ilk kez Cumhuriyet gazetesine yaptığı bir açıklamada dile getirmişti.

 

Kanal güzergahının jeolojik ve jeoteknik olarak sorunlu bir zemine sahip olduğunu belirten Görür, özellikle Sazlıdere ve güneyindeki bölgelerin deprem açısından daha yüksek risk taşıdığını vurguluyor. Deprem sırasında ortaya çıkan ve en yıkıcı etkileri oluşturan “S dalgası”nın bu bölgelerdeki yumuşak zemin nedeniyle daha yavaş ilerleyeceğini, bunun da sarsıntının şiddetini artıracağını söylüyor. Diken’de yayımlanan bir başka röportajında, kanalın ağız kısmının “minimum 9 şiddetinde” etkileneceğini dile getirmişti.

 

Ayrıca Görür, kazı sürecinin zemine zarar vereceğini, bu süreçte kayma, heyelan ve göçmelerin artacağını öne sürüyor. Kanalın açılmasıyla birlikte yeraltı su sisteminin bozulacağını, drenaj dengesinin değişeceğini ve bölgedeki içme suyu kaynaklarının (örneğin Terkos Gölü) tuzlanma tehlikesiyle karşı karşıya kalacağını belirtiyor. Bu görüşleri Evrensel gazetesinde yayımlanan bir değerlendirmesinde ayrıntılarıyla sunulmuştu.

 

🛠️ Prof. Dr. Şener Üşümezsoy: “Kanal İstanbul, depremi tetiklemez”

Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Şener Üşümezsoy ise Kanal İstanbul’un depremi tetikleme ihtimalini reddediyor. Üşümezsoy’a göre 30-40 kilometrelik bir kanal kazısının büyük fay hatlarını etkilemesi jeolojik olarak mümkün değil. “Bir jeolog olarak verilere baktığım zaman 30-40 kilometrelik bir kanalın herhangi bir depreme etkisi olmayacağını söylüyorum” diyen Üşümezsoy, projenin Avcılar ve Küçükçekmece gibi heyelan riski taşıyan bölgelerden geçtiğini, ancak güzergâhın genel olarak sağlam kayaçlardan oluştuğunu ifade ediyor.

 

Üşümezsoy, bölgedeki ceylan kireçtaşı adı verilen sağlam kaya yapılarının, heyelan potansiyeli taşıyan alanlarla birlikte değerlendirilerek, inşaata başlanmadan önce detaylı zemin etütleri yapılması gerektiğini vurguluyor. Bu görüşlerini Habertürk ve Mynet gibi ana akım medya organlarına verdiği röportajlarda dile getirmiştir. Ona göre zemin sağlam olduğu sürece yapılaşmanın kontrollü biçimde ilerlemesi mümkündür ve kanal projesi doğrudan bir deprem riskini artırmaz.

 

⚖️ Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan: “Kanal, yükü azaltır; depremi tetiklemez”

Jeofizik yüksek mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan da Kanal İstanbul’un deprem yaratacak bir unsur olmadığını savunuyor. Ercan, kanalın Küçükçekmece içinden geçen bazı ikincil fay hatlarına yakın olduğunu kabul etmekle birlikte, bu fayların aktif olmadığını ve kanal kazısının bu faylarda enerji birikimi yaratmayacağını söylüyor.

 

Ercan’ın asıl argümanı, kanalın kazılmasıyla birlikte 6 milyar tonluk kayanın çıkarılacak olması ve yerine yalnızca 1,5 milyar tonluk suyun konulacak olması. Bu değişim sonucunda zeminin taşıdığı yükün dörtte birine düşeceğini belirtiyor ve “Bu kanalın yapıldığı bölgede toprağın altındaki ağırlık 4 kat azalacak, yani yük azaltılmış olacak” diyor. Ona göre bu durum, tersine, deprem riski oluşturacak bir baskının ortadan kaldırılması anlamına geliyor.

 

Ayrıca, kanalın derinliğinin yaklaşık 25 metre civarında olduğunu, oysa sığ depremlerin bile en az 5 bin ile 10 bin metre derinlikte meydana geldiğini vurgulayan Ercan, bu ölçekteki bir yapay müdahalenin sismik etkinliği tetiklemesinin bilimsel olarak mümkün olmadığını ileri sürüyor. Bu değerlendirmeleri Independent Türkçe’de yayımlanan bir röportajında detaylandırmıştır.

 

🔍 Sonuç ve Değerlendirme

Kanal İstanbul projesinin deprem riski üzerindeki etkisi, bilim insanları arasında önemli görüş ayrılıklarına yol açmaktadır. Bir yanda Prof. Dr. Naci Görür, kanalın hem doğrudan hem de dolaylı olarak deprem riskini artıracağını savunurken, diğer yandan Prof. Dr. Şener Üşümezsoy ve Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, projenin sismik anlamda kayda değer bir risk taşımadığını, hatta bazı açılardan yer altı basıncını azaltabileceğini öne sürmektedirler.

 

Bu tartışmaların odağında genellikle şu noktalar yer almaktadır:

 

Kanalın geçeceği güzergâhın zemin yapısı,

 

Bölgedeki aktif ve pasif fay hatları,

 

Kazı çalışmasının yaratacağı jeolojik değişiklikler,

 

Yer altı su sistemine ve çevresel dengelere olası etkiler,

 

Sismik dalgaların zemindeki yayılım biçimi.

 

Sonuç olarak, Kanal İstanbul’un depremle ilişkili risklerinin bilimsel yöntemlerle daha ayrıntılı şekilde ele alınması ve proje öncesinde kamuoyuna şeffaf biçimde sunulması gerekmektedir. Taraflar arasındaki görüş ayrılıkları, Türkiye gibi yüksek sismik risk taşıyan bir ülkede büyük altyapı projelerinin ne derece dikkatli planlanması gerektiğini bir kez daha ortaya koymaktadır.

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler