Ekonomi
Onur Çanakçı yazdı: Küresel kriz bizde derinleşti
Dünya genelinde pandeminin ve Ukrayna-Rusya savaşının ardından gıda fiyatları yükselişe geçti. Ancak gelişmiş ülkeler süreci düşük enflasyonla atlatırken, Türkiye'de tablo çok daha ağır. Detayları ekonomist Onur Çanakçı köşesinde yazdı.

Dünya genelinde pandeminin ve Ukrayna-Rusya savaşının ardından gıda fiyatları yükselişe geçti. Ancak gelişmiş ülkeler süreci düşük enflasyonla atlatırken, Türkiye’de tablo çok daha ağır. Detayları ekonomist Onur Çanakçı köşesinde yazdı.
Gelişmiş Ülkeler Fiyatları Tuttu Türkiye Tutamadı
Fransa’da gıda enflasyonu %0,4, ABD’de %2, Almanya’da %2,8 düzeyinde kalırken, Türkiye’de oran %35,1’e fırladı. Bu oran, Türkiye’yi dünyada en yüksek gıda enflasyonu yaşayan ülkeler arasına taşıdı.
Üretici fiyatı ile market raf fiyatı arasındaki devasa fark dikkat çekiyor. Tarlada 5 TL olan bir ürün, markette 20 TL’ye çıkıyor. Aradaki farkın büyük kısmı aracıların yüksek kar marjlarından kaynaklanıyor.
Ekonomist Onur Çanakçı’ya göre, Türkiye’deki yüksek gıda enflasyonunun arkasında küresel dalgalanmalara ek olarak, plansız üretim, yüksek girdi maliyetleri, ithalata bağımlılık ve yetersiz denetim gibi yapısal problemler bulunuyor. İşte detayları aktardığı yazısı;
Küresel Gıda Enflasyonunda lideriz
“Pandemi sonrası dönemde küresel ekonomi, üretim ve arz zincirlerinde yaşanan büyük sarsıntıların etkilerini hâlen taşımaktadır. Bu sarsıntıların en belirgin ve doğrudan hissedilen sonucu ise gıda fiyatlarındaki artış, yani gıda enflasyonu olmuştur. Özellikle düşük ve orta gelirli ülkelerde, gıda enflasyonu sadece bir ekonomik gösterge değil, aynı zamanda sosyal ve siyasal istikrar açısından da belirleyici bir faktör haline gelmiştir.
Küresel Dalgalanmaların Kaynağı: Pandemi, Savaş ve İklim
Gıda enflasyonundaki artışın temel sebepleri arasında, COVID-19 pandemisinin tetiklediği lojistik aksamalar, Ukrayna-Rusya savaşı gibi jeopolitik gelişmeler ve giderek daha yıkıcı etkiler doğuran iklim değişikliği başı çekmektedir. 2020 yılında başlayan pandemi, gıda üretiminde çalışan insan gücünün azalmasına, tedarik zincirlerinde kopukluklara ve nakliye maliyetlerinde ciddi artışlara yol açtı. Bunu takip eden 2022 yılında Ukrayna’da patlak veren savaş ise, dünya tahıl ve gübre arzının önemli bir kısmını sağlayan bu bölgedeki üretimi sekteye uğrattı. Aynı dönemde sıcak hava dalgaları, kuraklık ve seller gibi iklim krizlerinin de etkisiyle tarım ürünlerinin rekoltesi birçok bölgede düştü.
Tüm bu faktörler birleşerek küresel ölçekte gıda fiyatlarını yukarı çekti. Ancak bu artış her ülkede aynı düzeyde ve kalıcılıkla yaşanmadı. Gelişmiş ülkeler, özellikle merkez bankalarının etkin para politikaları ve devlet destekli sübvansiyonlar sayesinde bu artışı büyük ölçüde kontrol altına alabildi. Örneğin Fransa’da gıda enflasyonu %0,4, ABD’de %2, Almanya’da %2,8 seviyesinde kalırken, İsviçre’de fiyatlar %0,6 oranında geriledi.
Türkiye’de Gıda Enflasyonu: Kalıcılaşan Bir Kriz
Türkiye’de ise gıda enflasyonu %35,1 gibi çok yüksek bir seviyeye ulaşmıştır. Bu oran, dünyada izlenen en yüksek seviyelerden biridir ve Türkiye’nin gıda enflasyonunun sadece küresel dalgalanmalardan değil, aynı zamanda yerel yapısal sorunlardan da beslendiğini göstermektedir.
Bu yerel sorunlar arasında:
- • Plansız üretim ve arz-talep dengesizliği
- • Yüksek girdi maliyetleri (mazot, gübre, yem, tohum)
- • İthalata dayalı tarım politikaları
- • Zayıf denetim mekanizmaları ve spekülatif fiyat artışları
- • Çiftçi desteklerinin yetersizliği ve kırsal yoksulluğun derinleşmesi ön plana çıkmaktadır.
Özellikle üretici ile tüketici fiyatları arasındaki uçurum dikkat çekicidir. Tarla çıkış fiyatı 5 TL olan bir ürün, market rafında 20 TL’ye kadar ulaşabilmektedir. Bu farkın nedeni çoğu zaman aracıların aşırı kâr marjları, yetersiz denetim ve lojistik maliyetlerdeki artışlardır.”
Karşılaştırmalı Tablo: Gıda Enflasyon Oranları: