Sosyal Medya

FÖŞ-ANALİZ:  Piyasalarda moraller düzeliyor, en kötüsü geride kaldı diyebilir miyiz?

25 Mart 2025

Piyasalarda haftanın ikinci günü de pozitif bir seyirle tamamlandı. Ekonomi yönetimi tarafından alınan tedbirler ve verilen mesajlarla birlikte, geçen haftaki türbülans sonrası piyasalarda toparlanma hızlandı. Borsa İstanbul’da BİST 100 endeksi bugün %4,48 yükseldi ve 9715 puandan kapandı. Dolarda 38,00 TL’nin altında stabil görünüm oluşurken, 2 yıllık tahvil faizi %5,65 geriledi ve 43,00 sınırına çekildi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, piyasada döviz talebinin gerilediğini aktardı.  Mali piyasalar bir politik krizi daha geride bıraktı diyebilir miyiz?

Gerçekten de Şimşek ve Karahan tarafından açıklanan önlemler piyasaların toparlanmasına yardımcı oldu.  Financiel Times ikilinin verdiği, bugün 4.500 yabancı kurumun katıldığı çevrimiçi sunumla  ilgili şunlar yazdı:

“Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, Salı günü uluslararası yatırımcılarla bir konferans görüşmesi yaparak, onlara 1,3 trilyon dolarlık ekonomide ekonomik istikrar programına sadık kalacaklarına dair güvence verdi.

Görüşmeye katılan bir yatırımcı, hükümetin Türk lirasından çıkışların çoğunun yüksek kaldıraçlı pozisyonları satmaya zorlanan hedge fonları olduğunu gösteren rakamlar sunduğunu söyledi. Bu rakamlara göre, yerellerin çıkışları şimdiye kadar cüziydi.

 

Görüşmeye katılan bir diğer fon yöneticisi, “Eğer hızlı para gittiyse ve geri kalanı sıkı oturmaya hazırsa, o zaman Türk merkez bankası muhtemelen bir kez daha böyle bir dönemi atlatabilir – ancak bu zor olacaktır,” dedi.

 

SPK ve BDDK’nın ardı ardına açıkladığı önlemler de paniğin yatışmasında rol oynadı. Borsa’ya kote şirketlerin derhal hisse geri alım programlarını devreye sokması, bu tedbirlerin en etkilisiydi.

TCMB’nin TL uzlaşmalı forward sözleşmesi satışına başlaması,  O/N politika faizini yükseltmesi ve likidite bonosu ihracı da tasarruf sahiplerini TL’de tutuyor.   Mehmet Şimşek’in elinde başka kozlar da var.  TL mevduatta stopaj geçici olarak askıya alınabilir.  Bir başka olasılık ise döviz talebine cevap vermek için Türk kurumlara özel döviz cinsi 1-2 yıl vadeli tahvil ihracı olur.

Zaten, mali piyasalarda yaşanan moral bozukluğunun önemli nedenlerinden biri de fısıltı gazetesiydi.  Mehmet Şimşek’in istifa ettiği, bir kaç önde gelen holding sahibinin Gezi soruşturması kapsamında gözaltına alınacağı haberleri  de satışları harlattı. Velakin, Salı günü Borsa’daki ralliye tamamen doğaçlama da diyemeyiz. Türkiye Servet Fonu’nun yüksek miktarda alım yaparak piyasaya destek vermesi aşağı yönlü riski azalttı.

Gelelim önümüzdeki günlere

Piyasalar artık tamamen Erdoğan’ın hamleleri ve sokakların tepkisine bağlı.  Salı gecesindeyiz, Murat Yetkin’e göre hala İstanbul BB’nin kayyıma devredilmesi ihtimali konuşuluyor.  Dün açılan yeni bir soruşturmayla konserlere fazla ödeme yapıldığı iddiası Mansur Yavaş’ın hedef almıyor, ama AKP’in kumpasları hep böyle başlar zaten. Bayram’dan sonra kayyımlaştırma politikasının Bursa, Adana, Antalya ve Adana gibi zengin rant kaynağı kentlere de genişletilmesi bir olasılık.  CHP’nin olağanüstü kurultayının ertelenip partiye kayyım atanması rizikosu da devreden çıkmış değil.

Özel, yani gece büyük finali yapıp, Saraçhane mitinglerini sonlandıracak. Ama, yeni protesto yöntemleri de açıklayacak.  Bunlar arasında yeniden sokakları hareketlendirmek yer alır mı?  Daha da önemli bir soru: CHP sokak hareketlerini kontrol edebilir mi?  Emeklisinden üniversitelisine on milyonlara varan bir mağdur kitlesi öfke dolu, polisin şiddet kullanması ve/ya dövizdeki çalkantı nedeniyle enflasyonun yeniden yükselişe geçmesi de sokak  hareketlerini diri tutabilir.

Sabır, bağlayacağım: Piyasalar açısından Bayram’dan sonra büyük çaplı gösterilerin durulması kritik. Eğer bunlar sürer ve polis şiddet yoluyla müdahale ederse, sonu OHAL’e giden karanlık bir dehlize gireriz.

 

TCMB’nin 17 Nisan toplantısında faiz indirimlerine ara vermesi olmazsa olmaz bir şart. Yıl sonu enflasyon hedefinin tutmayacağı kesin. TCMB siyasi risklerde tırmanış ve kur çalkantısının enflasyona etkisini ölçmek için yaz aylarına kadar beklemek durumunda. Faiz indiriminin sürmesi, artık para politikası kararlarını TCMB değil Erdoğan’ın aldığını anımsatır ki, “nas”a dönüş kaygısıyla TL’den  kaçış dalgası başlatabilir.

Riskleri saymakla bitmez. Ama bağlayalım ve yatırım veya tasarrufların her zaman bir miktar risk içerdiğini de hatırlayalım. Önemli olan, bu riskleri telafi edecek ölçüde getiri var mı sorusuna doğru cevap vermek. Bence var.

Politik arenada ölümüne savaş sürse de, piyasalar 2 koşulda düzelir ve siyasi riski fiyatlamaktan vazgeçer:

  • 17 Nisan’da TCMB faiz indirmeyecek.
  • Petrol fiyatları ve turist rezervasyonlarını yakından takip edin. Eğer Brent gerilemeyi sürdürür, ve sokaklarda yaşanan kavgalar turistleri ürkütmezse, kimse TCMB’nin bileğini bükemez. Türkiye yeniden sıcak para cezbederken yerleşikler de kışa kadar TL ve Borsa’da konaklar.

 

 

Atilla Yeşilada ve Güldem Atabay tarafından kaleme alınan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Abonelik koşullarını öğrenmek için bize e-mail atın:  [email protected]

Tüm Yazarlar

Yazarın Diğer Yazıları