Ekonomi
ANALİZ: Bütçe açığı seneyi OVP projeksiyonlarına yakın seviyede kapadı, 2025’te ne olacak?
Yılı GSYH'ye oran olarak %4.8 bütçe açığı ile kapadık. 2025'te delik yamanacak mı?
Aralık analizi
Gedik Yatırım’a göre: Merkezi bütçe Aralık’ta 829 milyar TL açık verirken, 12-aylık birikimli açık 2,11 trilyon TL oldu. Aralık’ta merkezi bütçe açığı 829 milyar TL, faiz dışı açık ise 754 milyar TL oldu. Geçen yılın aynı ayında bu rakamlar sırasıyla 843 milyar TL ve 800 milyar TL idi. Bu sonuçla, 2024 yıl sonu bütçe açığı 2,15 trilyon TL’lik son OVP projeksiyonuna yakın, 2,11 trilyon TL (GSYH’nin %4,8’i) olarak gerçekleşti.
Aralık’ta yüksek bütçe açığının kullanılmayan ödeneklerin yılın son ayında tahakkuk ettirilmesi gibi mevsimsel bir faktöre dayanıyor
Bütçe açığının Aralık’ta çok yüksek olmasının deprem harcamaları başta olmak üzere yıl içinde kullanılmayan harcama ödeneklerinin yılın son ayında tahakkuk ettirilmesi gibi mevsimsel faktörden kaynaklandığını söyleyebiliriz. Örneğin, 2024 için kabaca 1,0 trilyon TL olarak öngörülen deprem ödeneklerinin önemli bir bölümünün kaydedildiği “sermaye transferleri” kaleminde Ocak-Kasım itibariyle sadece 72 milyar TL’lik kullanım yapılmışken, sadece Aralık’ta 569 milyar TL’lik kullanım olmuş. Bu kullanım Aralık’taki bütçe açığının önemli bir kısmını açıklıyor.
Hatırlatmak gerekirse, nakit bütçe açığı Aralık’ta kabaca 320 milyar TL olarak gerçekleşmişti. Aralık’ta tahakkuk eden tutarlar 2025 yılı içinde peyderpey kullanıldıkça, nakit bütçe açığının yıl içinde Aralık’a kadar tahakkuk bazlı bütçe açığının üzerinde gerçekleştiğini (2024’te olduğu gibi) göreceğiz.
Aralık’ta faiz-dışı harcamalardaki reel gerileme bütçe açığını sınırladı
Vergi gelirlerinde Aralık’ta yıllık nominal %61, reel olarak da %11 artış gerçekleştiyse de, son dönemde artış hızının yavaşlamakta olduğunu söyleyebiliriz. Örneğin, vergi gelirlerinde 3-aylık ortalama artış hızı (reel) %0 civarında seyrediyor. Bu yavaşlamaya karşın, faiz-dışı harcamalardaki yıllık reel %16’lık gerilemenin bütçe açığını sınırladığını ve bu sayede 2023’ün aralık ayındakinden daha düşük tutarda gerçekleştiğini söyleyebiliriz.
2024’te hem gelir hem de harcama tarafı OVP projeksiyonlarının altında gerçekleşti
Eylül başında açıklanan OVP projeksiyonlarına göre, vergi gelirlerinin yaklaşık 301 milyar TL, vergi-dışı gelirlerin de 93 milyar TL düşük gerçekleştiği görülüyor. Buna karşın, hükümetin faiz-dışı harcamalarda projeksiyonlara göre 409 milyar TL’lik bir kesintiye giderek, bütçe açığını OVP projeksiyonuna yakın tuttuğunu görüyoruz.
Bunun dışında, bu sene vergi dışı gelirlerdeki hızlı artışların da bütçe açığını sınırlamada önemli bir etkisinin olduğunu söylemek lazım. Şöyle ki, vergi dışı gelirlerde yıllık nominal %93’lük artış gerçekleşirken, sene başındaki 1,02 trilyon TL’nin oldukça üzerinde 1,37 trilyon TL’lik bir gerçekleşme olmuş.
Gedik Yatırım: 2025 sonunda merkezi bütçe açığı/GSYH oranını %4,0’ün altına çekmek için ek vergilere veya tasarruf paketine ihtiyaç olabilir
Hükümet, son 2 senedir %5,0 civarında seyreden bütçe açığı/GSYH oranının 2025 sonunda özellikle deprem ödeneklerindeki azalmayla beraber %3,1’e düşürüleceğini belirtiyor. 2024’te kabaca 1,0 trilyon TL’lik deprem ödeneğinin 2025’te kabaca 0,6 trilyon TL’ye düşürülmesi öngörülüyor. Dolayısıyla, buradaki azalmanın bütçe açığı projeksiyonundaki düşüşü ancak kısmen açıkladığını ve %3,1’lik hedefin oldukça iddialı olduğunu düşünüyoruz. Mevcut eğilimler altında, 2025 sonunda %4,0 civarında bir gerçekleşme daha olası duruyor. Buna göre, merkezi bütçe açığı/GSYH oranını %4,0’ün altına çekmek için ek vergilere veya tasarruf paketine ihtiyaç olabileceğini değerlendiriyoruz.
Akbank Ekonomik Araştırmalar: Maliye politikasının 2025’te dezenflasyon sürecine ne ölçüde katkı sağlayacağını dikkatle takip edeceğiz
Zira son iki yılda milli gelire oranla %5 civarında gerçekleşen bütçe açıkları enflasyonun beklenen hızda düşmemesinde önemli bir rol oynadı. Önümüzdeki dönemde enflasyonu %20’li seviyelere çekebilmek için para ve maliye politikaları arasında güçlü bir koordinasyona ihtiyaç var. %30 olarak açıklanan asgari ücret artışını bu yönde atılmış bir adım olarak yorumlamak mümkün. Öte yandan, yeniden değerleme oranına endeksli mal ve hizmet fiyatlarının %44 oranında arttırılması ise fiyatlama davranışları açısından önemli bir risk.
Maliye politikasının deprem harcamalarının azalmasıyla birlikte yılın ikinci yarısında enflasyonla mücadeleyi daha destekleyici bir duruşa geçmesini bekliyoruz. Ancak nakit bazlı açığın daha genişletici duruş sergileme ihtimali bu etkiyi sınırlayabilir.