Dünya Ekonomisi
Şubat ayındaki seçimler Almanya’da 2025 sınavı: Göçü sınırlamak, demokrasiyi korumak
Alman iç politikası önümüzdeki yıl büyük zorluklarla karşı karşıya. Yönetilebilir göç, siber saldırılar ve hukuk devleti ile demokrasiyi etkin koruma…
Alman iç politikası önümüzdeki yıl büyük zorluklarla karşı karşıya. Yönetilebilir göç, siber saldırılar ve hukuk devleti ile demokrasiyi etkin koruma yeni hükümetin zorlu ödevleri arasında.
Şubat Ayındaki Seçimler ve Yeni Hükümetin Zor Görevleri
Almanya, Şubat ayında gerçekleştirilecek seçimlerle birlikte yeni bir hükümet belirleyecek. Hangi partilerin koalisyon kuracağı henüz netleşmemiş olsa da, yeni hükümeti bekleyen öncelikli konular şimdiden belli: yasadışı göçle mücadele ederken kontrollü göçü teşvik etmek, siber güvenliği artırmak, hukukun üstünlüğünü ve demokrasiyi içeriden ve dışarıdan gelen tehditlere karşı korumak.
Ekonomik Kriz ve Diğer Zorluklar
Federal Meclis’te görev yapan siyasetçiler, bu zorlu meselelerin, ülkenin içinde bulunduğu derin ekonomik krizin gölgesinde kaldığını belirtiyor. Volkswagen gibi büyük şirketlerin kapanma kararı alması, istihdam kaygıları ve yüksek enflasyon, halk üzerinde ciddi bir baskı yaratıyor. Eski Federal Hükümet’in Doğu Eyaletleri Sorumlusu CDU’lu Marco Wanderwitz, “Ekonomimizin zayıflaması temel ve hayatta kalma yeteneğimizi tehdit ediyor” diyerek, yüksek enerji fiyatları, bürokrasi, kalifiye işgücü eksikliği ve Çin kaynaklı rekabetin bu güven kaybında etkili olduğunu ifade etti.
Yeşiller Partisi eski lideri Omid Nouripour ise dijitalleşmenin yavaş ilerleyişini eleştirerek, bunun hem ekonomik hem de yapısal bir krizi derinleştirdiğini dile getirdi.
Göç ve Aşırı Sağ
Yeni hükümetin karşı karşıya kalacağı en zorlu konulardan biri göç politikası ve bunun popülizm ile aşırı sağın yükselişi üzerindeki etkisi olacak. Magdeburg’daki saldırı bu konuyu daha da acil hale getirdi. Avrupa sınır koruma ajansı Frontex’in verileri, 2023’ün ilk dokuz ayında yaklaşık 166 bin kişinin AB’ye düzensiz yollardan girmeye çalıştığını ortaya koyuyor. CDU, sığınmacıların sınırdan geri çevrilmesini savunurken, Yeşiller’den Nouripour, gelecekte göç dalgalarının yeniden artabileceği uyarısında bulunuyor.
Aşırı Sağ ve Demokrasi Tehditleri
Federal Meclis’teki güç dağılımının değişmesiyle aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin etkisinin artabileceği endişesi var. Azınlık haklarına önem veren Stefan Seidler, iyi bir demokrasinin azınlıkları dikkate alması gerektiğini vurguluyor. Bu bağlamda, Federal Anayasa Mahkemesi’nin aşırı sağdan gelebilecek etkiler karşısında daha fazla koruma altına alınmasını hedefleyen reform önerisi gündemde. Bu öneri, anayasa değişiklikleri için Federal Meclis’te üçte iki çoğunluk şartı getiriyor.
Yeni hükümeti bekleyen görevler arasında bürokrasinin azaltılması, kritik altyapıların güvence altına alınması ve halkın yönetime olan güvenini yeniden kazanması yer alıyor. Şubat seçimlerinin sonuçları, Almanya’nın bu zorluklarla nasıl mücadele edeceğini belirleyecek.