Döviz
Meltemi Investment Management: Tarifeler ve Merkantilizmin Geri Dönüşü – Küresel Piyasalar İçin Yeni Bir Dönem mi?
Bessenomics politikaları çerçevesinde ABD, ithalat tarifeleri, doların değer kaybetmesi ve sanayi politikaları yoluyla iç üretimi teşvik eden açıkça korumacı bir ekonomik modele yöneliyor. Peki, bu durum küresel piyasalar ve yatırımcılar için ne anlama geliyor?

Küresel ekonomide merkantilizme dönüş mü yaşıyoruz? Artan tarifeler, korumacı politikalar ve döviz müdahaleleri ile II. Dünya Savaşı sonrası küreselleşme dönemi eşi benzeri görülmemiş şekilde sarsılıyor.
Bessenomics politikaları çerçevesinde ABD, ithalat tarifeleri, doların değer kaybetmesi ve sanayi politikaları yoluyla iç üretimi teşvik eden açıkça korumacı bir ekonomik modele yöneliyor. Peki, bu durum küresel piyasalar ve yatırımcılar için ne anlama geliyor?
➡️ Merkantilizm 2.0: Temel Piyasa Etkileri
Tarihsel olarak, dış ticaret fazlasını ve ekonomik kendine yeterliliği önceleyen merkantilist politikalar daha yüksek enflasyona, küresel ticaret verimliliğinde düşüşe ve finansal piyasalarda dalgalanmalara yol açmıştır.
Günümüz bağlamında bu değişim:
✅ ABD’de iç piyasaya yönelik sektörleri güçlendirirken, küresel tedarik zincirlerine bağımlı çok uluslu şirketleri baskı altına alabilir.
✅ Misilleme tarifelerini tetikleyerek ticaret savaşlarına yol açabilir, bu da şirket kârlılıklarını ve sermaye akışlarını olumsuz etkileyebilir.
✅ ABD dolarını zayıflatabilir; ihracat rekabetçiliğine öncelik verilirse, gelişmekte olan piyasalar ve emtia fiyatları bundan faydalanabilir. Şu an için bu senaryo düşük ihtimalli görünse de göz ardı edilmemelidir.
✅ Daha yüksek girdi maliyetleri nedeniyle (tarifeler kaynaklı) özellikle küresel üreticiler için kâr marjlarını baskılayarak hisse senedi piyasalarını zorlayabilir. Ancak bu etki, daha düşük kurumlar vergisi gibi politikalarla bir miktar dengelenebilir.
➡️ Korumacı Bir Dünyada Yatırım Stratejisi
Bu eğilim devam ederse, yatırımcıların dikkat etmesi gereken noktalar:
🔹 Sektörel Farklılaşmalar – ABD’de sanayi, savunma ve enerji sektörleri güçlenebilirken, çok uluslu teknoloji ve tüketici ürünleri şirketleri zorlanabilir.
🔹 Kur Oynaklığı – Daha zayıf bir dolar, gelişmekte olan piyasaları destekleyebilir ancak yüksek volatiliteye neden olabilir.
🔹 Enflasyonist Baskılar – Artan maliyetler, kâr marjlarını düşürebilir ve tahvil getirilerini yukarı çekebilir; bu da defansif sektörleri daha cazip hale getirebilir.
🔹 Jeopolitik Riskler – Tedarik zincirlerinde yeniden yapılanma (“friendshoring” vs. “offshoring”) yatırım akışlarını şekillendirebilir.
🔹 Sektörel pozisyonlama ve çeşitlendirme daha büyük bir önem kazanacaktır.
➡️ Sonuç
Serbest ticaret odaklı büyüme modelinin yerini devlet müdahalesi, ekonomik milliyetçilik ve tedarik zinciri değişimleriyle şekillenen yeni bir dönem alıyor. Yatırımcılar, piyasalardaki bu yapısal değişime uyum sağlamalı.
Kurumun izniyle yayınlanmıştır