Sosyal Medya

Dünya Ekonomisi

KİB SABAH Analizi: ABD-Kanada gerilimi azalırken, enflasyon verisi öncesi piyasalar tetikte!

ABD’nin ticaret politikalarının giderek sertleşmesi, enflasyonun yükselmesine ve tüketici güveninin azalmasına neden oluyor. Yatırımcılar, belirsizlik ortamında yeni korumacı adımların ekonomik büyümeyi tehdit edebileceğini düşünürken, Trump ise bu politikanın Amerikan ekonomisini güçlendireceğini savunarak, üretimin ülkeye geri dönmesini ve istihdamın artmasını hedeflediğini belirterek gelişmeleri geçici (transitory) olarak nitelendirdi.

KİB SABAH Analizi: ABD-Kanada gerilimi azalırken, enflasyon verisi öncesi piyasalar tetikte!

ABD Başkanı Trump, Kanada’dan ithal edilen çelik ve alüminyuma uygulayacağı gümrük vergilerini %50’ye çıkarma kararını duyurmasından birkaç saat sonra geri çekti. Bu ani değişiklik, küresel piyasaları sarsarken, Kanada ABD’ye sağladığı elektriğe %25 ek vergi getirme tehdidini askıya aldı. Ancak Trump’ın ticaret politikaları yalnızca Kanada ile sınırlı kalmayıp, Çin ve Meksika gibi ülkeleri de kapsayan daha geniş çaplı bir ticaret savaşının fitilini ateşlemesinde endişe ediliyor. Beyaz Saray, çelik ve alüminyum üzerindeki %25 tarifelerin istisnasız uygulanacağını açıklarken, Trump’ın otomobil ithalatına ek gümrük vergisi koyabileceği yönündeki tehditleri de piyasalarda endişe yarattı.

 

ABD’nin ticaret politikalarının giderek sertleşmesi, enflasyonun yükselmesine ve tüketici güveninin azalmasına neden oluyor. Yatırımcılar, belirsizlik ortamında yeni korumacı adımların ekonomik büyümeyi tehdit edebileceğini düşünürken, Trump ise bu politikanın Amerikan ekonomisini güçlendireceğini savunarak, üretimin ülkeye geri dönmesini ve istihdamın artmasını hedeflediğini belirterek gelişmeleri geçici (transitory) olarak nitelendirdi. Son günlerde resesyon hatta stagflasyon gibi korkutucu terimlerim gölgesinde hâkim olan satış baskısının tolere edebileceği algısı ön plana çıkarken, bizler küresel piyasalarda yaşanan paradigma değişimini kriz yerine güçlü bir kâr satışı olarak okumayı tercih ediyoruz.

Elbette bu gelişmelerin yansıması olarak ABD doların ciddi bir şekilde değer kaybederken, ABD’nin bu yıl resesyona girme ihtimali ise %40’a yükseldi. Doların piyasa faizi olan on yıllık tahvil getirisi Ocak ortası test ettiği %4,80 seviyesinden neredeyse 70 baz puan kadar ciddi sayılabilecek bir oranda gerilerken, piyasalar FED’den 85 baz puan faiz indirimi fiyatlamaya başladı. İlk indirim için Haziran ayı ön plana çıkıyor. Son günlerde bülenimizde yer verdiğimiz üzere, ABD’de bugün açıklanacak TÜFE enflasyonunun kritik öneme sahip olacağının altını tekrar çizmek isteriz. Enflasyon verisi, FED’in 18-19 Mart toplantısı öncesinde açıklanacak son kritik göstergelerden biri olacak. Reuters anketine göre çekirdek TÜFE’nin aylık bazda %0,3 yıllık bazda ise %3,2 artış kaydetmesi bekleniyor. FED’in faizleri her ne kadar sabit tutması ön görülse de, ilk faiz indirimi beklentisinin Haziran ayına çekildiğini hatırlatalım. Madalyonun diğer tarafından ise, enflasyonun yüksek gelmesi, yüksek enflasyon ve düşük büyüme olarak adlandırılan stagflasyon korkularını zıplatarak faiz indirim beklentilerini zayıflatmak suretiyle ilave bir belirsizliğe de yol açabileceğini düşünüyoruz.

 

Tarife savaşlarında haber akışını artık takip etmekte zorlandığımızı itiraf etmemiz gerekiyor. Önünü görmeyen, bu bağlamda da belirsizliği sevmeyen piyasaların gelişmeleri hem durgunluk hem de enflasyon yaratma potansiyeli taşıyarak değerlendirmesi de kafa karışıklığı yaratıyor. Trump’ın piyasaların aksine yukarıda da değindiğimiz üzere toleranslı davranacağı ve yaşananların geçici olduğunu savunarak riskleri küçümsemesi piyasaları kuşkusuz olumsuz etkiliyor! Hisse senetleri sert değer kayıpları yaşarken, ABD borsaları dün geceyi yine düşüşle tamamladı. Daha da büyük resimde MSCI Dünya endeksi dün %0,8 gerilerken, zirveden ise %7,5 düştü. Son dönemde, saygın birçok banka ve yatırım kuruluşu, hisse senedi endeks tahminlerini aşağı yönlü revize etmeye başladığını da not edelim.

Öte yandan, Trump politikalarının uyuyan dev Almanya’yı uyandırması ile birden ayağa kalkan EUR süratle değer kazanmaya devam ederken dolar karşısında 1,09’lu seviyelere kadar yükseldi. EURUSD paritesi, teknik mânâda ön plana çıkardığımız 1,0810 seviyesinin üzerinde ikinci hedef seviye olan 1,0990’a doğru ilerleme isteği gösteriyor. Bu seviyeler, 1,1215 zirvesi ile 1,0145 dibinin Fibonacci düzeltme seviyeleri olarak okunmalıdır. Risk off modunda pek de alışık olmadığımız bu senaryoda, hâliyle doların piyasa kuru olan DXY de hızla değer kaybetmeye devam ediyor. ABD, Ukrayna ile askeri istihbarat paylaşımını ve güvenlik yardımlarını yeniden başlatma kararı aldı ve taraflar, Rusya’ya 30 günlük ateşkes teklifini sunma konusunda anlaştı. ABD Dışişleri Bakanı Rubio, Washington’ın teklifi Moskova’ya ileteceğini ve bundan sonraki adımın Rusya’nın vereceği yanıta bağlı olduğunu belirtti. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, ateşkesi olumlu karşılarken, ABD-Ukrayna ilişkilerinde yaşanan gergin dönemin ardından tarafların kritik mineral kaynakları konusunda hızla bir anlaşmaya varmak istedikleri vurgulandı. Rusya’nın konuya nasıl yaklaşacağını kestirememek ile birlikte, Trump’ın kısa sürede Putin ile konuyu görüşmesi bekleniyor.

Türk mali piyasalarında ise genel hatları ile iyimser hava devam ederken, geride bıraktığımız hafta güçlü bir performans sergileyen Borsa İstanbul 100 endeksi haftanın ilk iş gününü %0,8 düşüşle tamamlaması ardından dün günü yatay tamamladı. Bankacılık hisselerinde ise %2,2 oranında düşüş ön plana çıktı. TCMB’nin güçlü döviz rezervlerinin de yardımı ile dışarıda yaşanan yangının aksine, TL varlıklara yönelik olumlu hikâyenin de ışığında USDTRY kuru bebek adımları ile 35,55 – 35,60 seviyelerine yükselirken, EURUSD paritesinde yaşanan sert yükselişin de gölgesinde EURTRY kuru psikolojik 40,00 seviyesini test ederek rekor kırdı. TL her ne kadar sepet bazında değer kaybetse de, TL’nin dolar karşısında sakin seyrinin korunacağı ve yatırımcısına bir süre daha reel getiri sunacağını düşünmeye devam ediyoruz. Almanya tahvil faizlerinin tetiklediği sert yükselişe paralel küresel tahvil faizlerinde yaşanan yükselişin gölgesinde iki yıl vadeli Türkiye gösterge tahvilin son günlerde kaydettiği yükselişi dün geri alarak %38,13 bileşik seviyesine geriledi.

Yeni gün başlangıcında, gösterge endeks Tokyo borsası, dünkü seansta yaşanan sert düşüşlerin ardından toparlanırken, daha geniş tanımlı Topix endeksinde ise kazanımların %1 seviyesine geldiğini görüyoruz. Kore borsası %1,5 yükselişle başı çekerken, Şangay ve Hong Kong borsalarında ise satıcılı seyrin devam ettiğini görüyoruz. Pasifiğin diğer ucunda, günlerdir devam eden sert satışlar ardından ABD borsalarının vadeli işlemlerinde hafif de olsa yükseliş isteği devam ederken, Ukrayna’nın ABD’nin ateşkes teklifini kabul edeceğine dair haberler, piyasalardaki riskten kaçış havasını bir nebze de olsun hafiflettiğini düşünsek de, Trump’ın belirsiz gümrük tarifeleri politikaları nedeniyle temkinli havanın ağır basacağını düşünüyoruz.

Altının ons fiyatı 2,915 dolar ile son dönemlerde yataylaştığı seviyelerde salınmaya devam ederken, gram altın 3,430 TL ile tüm zamanların zirvesine yakın bir seyir izliyor. Gümüş yukarı yönlü isteğini korurken, günlük olarak 33 dolar seviyesinin üzerinde bir kapanışın yukarı yönlü isteği daha da kamçılayacağını düşünüyoruz. Tüm bu karmaşanın içinde sudan çıkmış balığa dönen kripto paralar yön bulmaya çalışırken, amiral gemi bitcoin 91bin dolar seviyesinde bulunan önemli desteğini aşağı yönlü kırması ardından 80bin dolar seviyesinin üzerinde tutunmaya devam ediyor. Gözler her ne kadar ABD’de günün ikinci yarısında açıklanacak TÜFE verisinde olsa da, Türkiye cephesine günün ilk yarısında Ocak ayı ödemeler dengesi verileri takip edilebilir.

 

Emre Değirmencioğlu, Kıbrıs İktisat Bankası

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler