Dünya Ekonomisi
İspanya, Avrupa’nın En Hızlı Büyüyen Ekonomisi Oldu
İspanya, 2024 yılında %3,2’lik GSYİH büyüme oranı ile büyük gelişmiş ekonomiler arasında en hızlı büyüyen ülke oldu. Bu oran, Euro…

İspanya, 2024 yılında %3,2’lik GSYİH büyüme oranı ile büyük gelişmiş ekonomiler arasında en hızlı büyüyen ülke oldu. Bu oran, Euro bölgesi ortalamasının yaklaşık beş katı olurken, güçlü bir performans sergileyen ABD’nin büyüme oranını da geride bıraktı. Aralık ayında The Economist tarafından 37 gelişmiş ülke arasında yapılan değerlendirmede, İspanya; GSYİH, borsa performansı, çekirdek enflasyon, işsizlik ve bütçe açıkları gibi beş temel gösterge bazında birinci sırada yer aldı. 2025 yılına yönelik tahminler de olumlu bir tablo ortaya koyuyor.
Büyümenin Ardındaki Faktörler
İspanya’nın ekonomik başarısında birden fazla faktör öne çıkıyor. En önemli unsurlardan biri, artan göç hareketleri oldu. Kolombiya, Venezuela ve Fas gibi ülkelerden gelen göçmenler, hem iç talebi canlandırdı hem de iş gücüne dinamizm kazandırdı. Çalışma piyasasına katılım oranlarında önemli değişimler gözlemlenirken, yeni işlerin yaklaşık %90’ı yabancı kökenli veya çifte vatandaşlık sahibi çalışanlar tarafından dolduruldu. Ülkede işsizlik oranı, 2007’den bu yana en düşük seviyeye geriledi.
Turizm sektörü, ekonomik büyümede belirleyici bir rol oynarken, Avrupa Birliği’nin pandemi sonrası toparlanma fonlarıyla desteklenen kamu yatırımları da ekonomik hareketliliği artırdı. Hizmet ve sanayi ihracatındaki artış, özellikle 2021’den itibaren hız kazandı. Finans ve teknoloji sektörlerinde görülen büyüme ve yenilenebilir enerji yatırımları sayesinde düşük enerji maliyetleri, İspanya’nın rekabet gücünü artırdı. Ayrıca, hükümetin uyguladığı iş gücü reformları ve 2018’den bu yana asgari ücrette yapılan %50’den fazla artış, düşük gelirli kesimlerin harcama kapasitesini yükseltti.
Zorluklar ve Gelecekteki Riskler
İspanya’nın ekonomik büyümesi güçlü bir ivme yakalamış olsa da bazı yapısal sorunlar devam ediyor. Verimlilik seviyeleri hala düşük seyrediyor, kamu sektörüne aşırı bağımlılık sürüyor ve maaşlar istenilen düzeye ulaşmış değil. Kişi başına düşen GSYİH’nin toplam ekonomik büyüme ile aynı hızda artmadığı gözlemleniyor.
Turizm sektörünün yükselişi, konut piyasasında arz ve talep dengesizliğine yol açarak barınma krizini tetikledi. Kısa süreli kiralama platformları ve büyük yatırım fonları nedeniyle şehir merkezlerinden yerel halkın uzaklaşması, tepki çekmeye devam ediyor. Göç, konut talebini artırırken, özellikle düşük gelirli kesimler için uygun fiyatlı konut bulma sorunu giderek derinleşiyor. Madrid’in en pahalı bölgelerinde, Kolombiya ve Venezuela’dan gelen varlıklı yatırımcıların konut fiyatlarını yukarı çektiği yönündeki iddialar siyasi tartışmalara konu oluyor. Diğer yandan, Fas gibi ülkelerden gelen göçmenlerin iş piyasasında sömürüye maruz kaldığı ve bazı grupların ayrımcılıkla karşılaştığı belirtiliyor.
İspanya’nın ekonomik yükselişi, Avrupa’da ekonomik zorluklarla boğuşan Almanya ve Birleşik Krallık gibi ülkelerle kıyaslandığında güçlü bir konumda olduğu izlenimini veriyor. Ancak, küresel piyasalardaki belirsizlikler ve olası ticaret savaşları risk oluşturuyor. ABD’de Donald Trump’ın yeniden göreve gelmesi halinde transatlantik ticaretin sekteye uğrayabileceği, bunun da İspanya gibi ihracata dayalı ekonomiler için zorluk yaratabileceği ifade ediliyor.
Uzun vadede göçmenlerin ülkede kalmaya devam etmesi, ekonomik büyümeyi sürdürmek açısından kritik bir faktör olarak öne çıkıyor. Ancak, 2008’de yaşanan küresel kriz boyutunda bir ekonomik gerileme yaşanması durumunda, göçmenlerin ülkelerine dönme ihtimali bulunuyor. Bu durumda İspanya, yaşlanan nüfusuyla karşı karşıya kalabilir ve emeklilik sistemini finanse etmekte zorlanabilir.
María Ramírez