Dünya Ekonomisi
Global Piyasalar: Trump 2.0 dünyasında petrol ve altın nereye koşuyor?
Başkent menkul değerler petrol, altın ve ABD tahvil faizleri hakkında temel analiz yaptı
2024 yılında küresel ekonomide belirginleşen ayrışmaların, 2025 yılında da artarak devam etmesini bekliyoruz. Özellikle ABD ekonomisi, görece güçlü istihdam piyasası, artan talep koşulları ve canlı hizmet sektörüyle diğer gelişmiş ekonomilerden pozitif yönde ayrışmaya devam edecektir.
Finansal koşullar açısından değerlendirildiğinde, Fed’in faiz indirimlerine daha temkinli yaklaşacağına dair yönlendirme, son gelen güçlü istihdam verileriyle pekişmiş durumda. Özellikle işsizlik oranının düşük seviyelerde seyretmesi ve ücret artışlarının enflasyonist baskıları canlı tutması, Fed’in para politikasında daha uzun süre sıkı duruş sergilemesine neden olabilir.
Bununla birlikte, “Trump 2.0” belirsizliğinin altını kalın kalemle çizmek gerektiğini düşünüyoruz. Trump’ın bütçe yönetiminde daha gevşek bir maliye politikası izleyeceğini belirtmesi, tarifeler üzerinden artacak maliyetler, tedarik zincirindeki olası bozulmalar ve göçmen tutumu enflasyon görünümünü olumsuz etkileyebilir. Bu gelişmeler, kısa ve uzun vadeli tahvil getirileri arasındaki ayrışmanın devam etmesine neden olurken; hisse senetleri piyasasında baskı yaratabilir.
Küresel ekonomide 2024 yılında belirginleşen ayrışmaların, 2025 yılında daha da derinleşmesi bekliyoruz.
ABD ekonomisi, güçlü istihdam piyasası ve canlı talep koşullarıyla diğer gelişmiş ekonomilerden pozitif yönde ayrışmaya devam ediyor.
Çin ve Avrupa ekonomilerinde ise durgunluk sinyalleri giderek daha fazla dikkat çekiyor. 2024 yılında zayıf büyüme oranları ve düşük talep koşullarıyla karşı karşıya kalan bu iki büyük ekonomik bölgenin, 2025 yılına da benzer bir görünümle girdiğini gözlemliyoruz.
Çin’in emlak sektörü, ülke ekonomisinin yaklaşık %30’unu oluşturuyor. Ancak büyük geliştiricilerin borç krizleri ve düşük konut talebi, sektördeki toparlanmayı engelliyor. Evergrande ve Country Garden gibi devlerin yaşadığı finansal sıkıntılar, piyasalarda güven kaybına yol açtı. Tahvil piyasası büyük bir durgunluğu fiyatlar görünümde.
Çin Merkez Bankası (PBoC), ekonomiyi desteklemek için faiz indirimlerine ve likidite artırıcı önlemlere başvursa da bu politikaların etkisinin sınırlı kaldığını görüyoruz. 2025 yılında da Çin ekonomisinin %4-4,5 aralığında bir büyüme göstermesini bekliyoruz ki bu, ülkenin tarihsel ortalamalarının oldukça altında.
Avrupa ekonomisi ise 2024 yılında resesyonun eşiğinde bir yıl geçirdi. Özellikle Almanya gibi sanayi üretimine dayalı ekonomilerdeki zayıflık, Avrupa genelinde büyüme oranlarını baskıladı. 2025 yılında da Avrupa’nın düşük büyüme ve yüksek enflasyon sarmalından çıkmakta zorlanacağını öngörüyoruz.
Hanehalkı harcamalarının, yüksek enerji fiyatları ve artan borçlanma maliyetleri nedeniyle zayıf kaldığını gözlemliyoruz. Özellikle Güney Avrupa ülkelerinde işsizlik oranlarının artması, tüketim talebini daha da baskıladı.
Petrol fiyatları nereye?
Petrol piyasasında, küresel büyüme beklentilerinin zayıf seyretmesine rağmen, jeopolitik riskler ve OPEC+ ülkelerinin arz yönetimindeki proaktif tutumlarının fiyatları desteklemeye devam ettiğini düşünüyoruz. Özellikle Orta Doğu’daki jeopolitik gerilimler ve Rusya-Ukrayna savaşının enerji arzına yönelik yarattığı belirsizlikler, petrol fiyatlarının 70 dolar seviyesinin üzerinde kalmasını sağlıyor. OPEC+ ülkelerinin üretim kesintileri ve piyasa dengesini koruma çabaları, arz tarafında sıkılaşmaya yol açarak fiyatları yukarı yönlü baskılıyor. Ancak, küresel talep tarafında Çin ve Avrupa’daki ekonomik yavaşlama sinyalleri, petrol fiyatlarının yükseliş ivmesini sınırlayabilir. Bu dinamiklerin, 2025 yılında petrol piyasasında dalgalı ancak destekli bir fiyat hareketine işaret edeceğini düşünüyoruz.
Altın çalkantılı seyredecek
Altın fiyatlarının, 2025 yılında da jeopolitik riskler ve merkez bankalarının güçlü alımlarıyla desteklenmeye devam edeceğini öngörüyoruz.
Özellikle Rusya-Ukrayna savaşı, Orta Doğu’daki gerilimler ve Çin-Tayvan arasındaki artan tansiyon gibi küresel belirsizliklerin, güvenli liman talebini canlı tutacağını düşünüyoruz. Bunun yanı sıra, birçok merkez bankasının rezervlerini çeşitlendirme amacıyla altın alımlarını artırması, fiyatlar üzerinde yukarı yönlü bir baskı oluşturuyor. Ancak, güçlü dolar endeksi ve ABD tahvil getirilerindeki yüksek seviyeler, altının yükseliş ivmesini sınırlayabilir.
Yüksek faiz ortamının, altın gibi faiz getirisi olmayan varlıkların cazibesini azalttığını ve yatırımcıların kısa vadeli kazanç arayışlarını tahvil piyasasına yönlendirdiğini gözlemliyoruz. Bu dinamiklerin, altın fiyatlarının 2025 yılında dalgalı bir seyir izlemesine neden olacağını düşünüyoruz.
Başkent Menkul Değerler analizi