Sosyal Medya

Dünya Ekonomisi

Fidelity:  Merkez Bankaları’nın zor haftası

Dünyanın başlıca merkez bankalarından üçü bu hafta faiz oranlarını belirleyecek. Elbette en önemlisi, işin tartışmasız en zor olduğu ABD'deki Federal Rezerv. Bunun nedeni, Fed'in verilere endeksli hareket etme taktiğinin, ekonomiyi yönlendiren şeyin Donald Trump'ın görünüşte rastgele ticaret savaşı ve tarife politikaları olduğu bir dünyada revizyona ihtiyacı olması.

Fidelity:  Merkez Bankaları’nın zor haftası

Dünyanın başlıca merkez bankalarından üçü bu hafta faiz oranlarını belirleyecek. Elbette en önemlisi, işin tartışmasız en zor olduğu ABD’deki Federal Rezerv. Bunun nedeni, Fed’in verilere endeksli hareket etme taktiğinin, ekonomiyi yönlendiren şeyin Donald Trump’ın görünüşte rastgele ticaret savaşı ve tarife politikaları olduğu bir dünyada revizyona ihtiyacı olması.

 

Geçtiğimiz hafta ABD enflasyonunda beklenmedik bir düşüş görüldü. Bu, daha düşük faiz oranlarına işaret ediyor ve bu yıl iki yerine üç faiz indirimi ihtimali yükseldi. Ancak, büyüme korkuları artarken, Başkan’ın tarife selinin nihayetinde enflasyona yol açacağı endişeleri de artıyor. Bu muhtemelen bu hafta Fed’in elini bağlayacak. Çoğu yatırımcı, faiz oranlarının %4,25 ile %4,5 arasında sabit kalmasını bekliyor.

Atlantiğ’in öte tarafında da işler kolay değil. İngiltere Merkez Bankası Perşembe günü kararını açıklayacak ve Fed gibi muhtemelen faiz oranlarını %4,5 sabit tutacak. Burada arka plan farklı ama aynı şekilde çetrefilli. %3’lük enflasyon, hala güçlü hizmet sektörü enflasyonu ve ücretler tarafından yönlendirilen Merkez Bankası’nın istediğinden daha yüksek. Ancak geçen hafta, İngiltere ekonomisinin Ocak ayında mütevazı büyüme umutlarına karşın küçüldüğünü öğrendik.

 

Diğer karar – yine bir değişiklik beklenmiyor – Japonya’da. Orada da durum farklı. Enflasyon artıyor ancak bu, onlarca yıllık deflasyondan sonra iyi bir şey olarak görülüyor. Zaten iki faiz indirimi de çantada keklikken, Japonya’da seyahat yönü, gecikmeli olarak dünyanın geri kalanıyla uyumlu bir şekilde politikayı normalleştirdiği için yukarı yönde olmaya devam ediyor.

 

Belirsizlik borsaları da  da etkiliyor

 

Sadece merkez bankası politikası Trump kasırgasına ayak uydurmakta zorlanmıyor. Borsa yatırımcıları da Washington’daki hızlı politika değişikliklerini anlamak için ter döküyor. Yeni Başkan Beyaz Saray’a döndükten yıldırım hızıyla açıkladığı kararnameler  her şeyin iyi  gideceğini fiyatlandıran  Wall Street’i sert bir şekilde vurdu. Son haftalarda olumlu vergi indirimleri ve düzenlemeden arındırma anlatısı daha karanlık bir tarifeler, enflasyon ve büyüme yavaşlaması hikayesine dönüştüğü için bardak kesinlikle yarı boş  kaldı.

S&P 500 endeksi geçen hafta kısa bir süreliğine düzeltme bölgesine girdi, en son zirvesinin %10 altına indi ve ardından Cuma günü güçlü bir şekilde toparlandı. Yüzeyin altına bakıldığında, ABD piyasa performansı düzensiz. Hem dev Muhteşem Yedili teknoloji hisseleri hem de Russell 2000 endeksi tarafından ölçülen ekonomik açıdan daha hassas küçük sermayeli şirketler büyük düşüşler yaşarken, ikisi arasında eşit ağırlıklı orta ila büyük sermayeli şirketler çok daha iyi dayandı.

 

S&P500’ün alternatifi nerede?

Bu mantıklı. Daha küçük şirketler enflasyona ve daha düşük büyümeye karşı savunmasızdır. Bu arada büyük sermayeli şirketler uzun vadeli üstün performansları sırasında aşırı değerli hale geldi. ABD içinde çeşitlendirme, yatırımcılar ABD’den çıkıp diğer daha ucuz piyasalara yönelmeye devam ettikçe küresel ölçekte olduğu gibi mantıklı hale geldi.

 

Bu ortamda, teşvik paketleriyle iç talebi yönlendirme yolunda giden Çin’in hisse senetleri cazip yatırım fırsatları sunuyor.  Atlın da geleneksel güvenli liman olarak  talep görecek.

 

 

Kaynak:  Fidelity Varlık Yönetimi, Where next for interest rates? The week ahead

 

BAKMADAN GEÇME

Benzer Haberler